\n\n\n

Başkanlığa seçildiği ilk günlerde Florya’da Özhan Canaydın’ı ziyaret ettim. Uzun konuşmamızın arasında “Özhan Ağabey, Florya’da tüm gün durma, bu şekilde Fatih Terim’den beklediğin verimi alamazsın. Geçmiş Terim, Florya’nın tek hâkimi olarak kendi kurduğu düzende başarılı olmuştu. O, gerektiğinde bağıran, gerektiğinde seven bir düzenle oyuncularını ve Florya personelini yönetmişti. Oysa şimdi sen buradasın diye Terim daha dikkatli olacak, normalde göstereceği tepkileri göstermeyecek ve Terim asla eski Terim olmayacak” dedim, ama dinletemedim. Zaman beni haklı çıkardı. İşin bir de Terim tarafı var. O da Milan tecrübesi sonrası geldiği Florya’da eski Terim gibi davranmadı. Terim: “G.Saray da Milan gibi büyük kulüp, orada futbolcular işlerini nasıl profesyonelce yapıyorsa buradakiler de öyle davranmalı, ben sadece sahadan sorumluyum” dedi ve ne kadar hata yaptığı ortaya çıktı.

Bugün birçok G.Saraylının Ünal Aysal yönetiminin Terim tercihine dudak bükmesinin nedeni, ‘2. Terim’ döneminde hem Sarı - Kırmızılı yönetimin hem de başarılı çalıştırıcının hatalı davranışlarıyla yaşanan başarısız sonuçlardır.

Ama şimdi durum farklı. Ünal Aysal, Terim’i Florya’da eski konumuna getirdi ve hocanın istediği transferleri, hatta daha fazlasını yapma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Aysal - Terim görüşmesindeki şu diyalog, taraflar arasındaki ilişkinin boyutunu belirtmesi bakımından çok önemli: Aysal, Terim’e “Hocam sen eskiden imparatordun ama şimdi sen de ben de G.Saray’ın birer işçisiyiz...” der.

Evet; Aysal tüm riskleri göze alarak doğru bir kararla Terim’i işbaşına getirdi. Aysal’ın işi buraya kadar bir bakıma daha kolaydı. Önce doğru isim tercihleriyle rekor oyla başkan seçildi. Sonra Fatih Terim’e takımı emanet ederek Florya, basın, taraftar, federasyon konularında çok önemli bir virajı aldı. Şimdilerde doğru transfer tercihleriyle tribünleri dolduracak bir takım kuruyor. Ama Aysal’ın asıl zor sınavı bundan sonra başlayacak. G.Saray’da su yüzüne çıkan bölünmüşlük ve yıpranmışlığın hızla tamir edilmesi gerek. Bunun yolu futbolda başarıdan ve ekonomik istikrardan geçiyor. Sportif anlamda başarılı bir Ünal Aysal’ın camiasındaki çatlakları hızlı tamir edeceğini düşünüyorum ancak onu bekleyen asıl tehlike, yönetimindeki bazı ‘kerameti kendinden menkul’ kişilerin nasıl davranacağıyla yakından alakalı. Daha baştan olumsuz bir yaklaşım göstermemek adına şimdilik bu haklı endişelerimi ve gerekçeleri, bu kişilerin isimlerini yazmayacağım. Umarım Aysal yanı başındaki bu sinsi tehlikenin farkına çabuk varır ve sıkıntı yaşamaz, yaşatmaz... Umarım...