G.Saray Kulübü Başkanı Sayın Adnan Polat’a açık mektuptur: “Sayın Polat, istediğiniz kadar başkanı olduğunuz kulübe açtırdığınız söylenen ‘garip’ davalar sonucu verilen zorlama tedbir kararlarının doğrultusunda hareket edin, sonunda içinden çıkılmaz hale getirdiğiniz, mahkeme kapılarında bekletilen G.Saray Spor Kulübü başkanlığından gitmek zorunda kalacak gibi duruyorsunuz... İster G.Saray’ın gelir ve giderinin yüzde 80’ini oluşturan futbol dışında başarılıyız diye kimsenin inanmadığı öyküler anlatın, ister mahkeme kararına uymak zorundayım diye alınan seçim kararıyla alakası olmayan tedbirleri gündeme getirin, dönüşü olmayan bir yoldasınız Sayın Başkan... İster son seçimde seçim ofisinde çalışan destekleyicilerinize G.Saray şirketlerinde istihdam yaratın, sonra kongre divanına seçtirip onların ağzından savcılıklara şikâyet dilekçeleri yazdırın, görünen o ki artık dönüşü yok. Siz işleri zorlar, aldığınız seçimi ertelerseniz Mehmet Helvacı, Vedat Eşkinat ve Doğan Yalçınkaya da istifalarını geri alır. Nasılsa alınan kararlar, verilen sözlerin hükmü yok demektir artık bu kulüpte... Yok olmadı başta Emir Sarıgül, hayalet yönetiminizdeki 3 yönetici daha istifa ederler ve sizin yanınızdaki asker sayısı 7’ye düşer siz yine seçime gitmek zorunda kalırsınız. O da olmadı zaten toplanmış 1800 imza var, imzalar 3 bine tamamlanır yine seçime gitmek zorunda kalırsınız. Bu halde de mi olağanüstü seçim olmayacak, bunu hangi mahkeme engelleyebilir? Ne yani bu koltuk kimsenin malı değil. Anlamalısınız, G.Saray kongresi sizi istemiyor.

Zararlı bekleyiş

Acaba bilinmedik bir şeyler mi var? Birilerine bir sözler mi verildi?. Beklediğiniz bir şey mi var?.. Bu bekleyiş zarar veriyor kulübe! Gerekeni yapmanız lazım değil mi? Bırakın mahkeme kararını çekiştirmeyi, ne demek ‘Mahkeme olağanüstü seçim yapmayın kararı aldı’... Olur mu öyle şey? Mahkeme sadece açılan davadaki konuyla sınırlı olarak ibrasızlığın sonucu olan olağanüstü seçime gitmeyin dedi. Siz zaten seçime ibrasızlık ile alakalı gitmediniz ki? Öyle olsa bu seçimin tarihi 28 Nisan olurdu. Siz 6 Nisan günü olağanüstü seçim kararı aldığınızı açıklarken ‘Yasal olarak bizi zorlayan bir durum yok’ diyerek sözlerinize başladınız. Kaldı ki aynı gün mahkemenin tedbir kararı aldığını öğrenmiştiniz ve zaten bunu bilerek ve toplantıyı öğleden sonraya almıştınız. Şimdi bir de kayyum hikâyesi çıktı. Neden kayyuma gidecekmiş kulüp, kayyuma gitse de kayyumun görevi G.Saray’ı seçime götürmek olur hemen. Hem kaldı ki olmayacak bir şey oldu, G.Saray kayyuma devredildi, bu kayyum nereden seçilecek? Elbette G.Saray kongresi üyeleri arasından. G.Saray kongre üyelerinin en yenisi bile şu ortamda daha düzgün bir yönetim örneği sergiler. Yapmanız gereken; yol yakınken G.Saray’ı teslim aldığınız yere asıl sahibi G.Saray genel kuruluna iade etmek. Bu garip ısrar G.Saray’ı mahkemelik etti, bir de karakolluk olmasın. Yoksa yakında ‘Hizmetleriniz için teşekkür ederiz’ diyeni de bulamayacaksınız...”