Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Krizin ortasına geliyorlarAB tavrını sertleştirdiABD: İç işinize karışmayız

06 Temmuz 2011 Çarşamba
\n

Bugün kurulacak 3. Tayyip Erdoğan hükümeti gelecek hafta iki önemli konuk ağırlayacak. 12 Temmuzda AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Yetkilisi Stephan Füle Ankaraya gelecek, hemen ardından da 15-16 Temmuzda ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton İstanbul ve Ankarada olacak.

\n

Birkaç gün içinde çözüm iradesi ortaya konmazsa Clinton ve Füle, Ankarayı sekiz tutuklu milletvekilinin tahliye edilmemesi nedeniyle yaşanan siyasi krizin ortasında ziyaret edecek.

\n

Dış politikamızın ana eksenini oluşturan AB ve ABD, öteden beri Türkiyenin siyasi reform süreci ve demokratikleşmesi üzerinde çok etkili aktörler olmuştur. Şimdi de Füle ve Clintonın Ankara ziyaretleri sırasında, tutuklu vekillerin durumu ve bu duruma tepki olarak iki muhalefet partisinin Meclis çalışmalarına katılamaması konusunda takınacakları tutum AKP iktidarının uzlaşmaz tavrının değişmesi açısından kritik öneme sahip olacaktır.

\n

AB Komisyonunun yaşanan siyasi krizle ilgili geçen haftaki ilk tavrı, tarafları Meclis çatısı altında çalışmaya davet eden zayıf bir açıklamadan ibaretti. Ancak CHPnin yemin etmeme ve BDPnin de boykot şeklindeki tepkisi Avrupa üzerinde etkisini göstermiş olmalı ki dün Füle konuyla ilgili yeni bir açıklama yapma ihtiyacı hissetti. Fülenin açıklamasında geçen haftaki unsurlara ilave olarak AKP hükümetine uzun tutukluluk sürelerinden kaynaklanan sıkıntıları giderecek bir yasal çerçeve oluşturmasıçağrısı yapılıyor.

\n

ABnin değişen bu yeni tavrında, Başbakan Tayyip Erdoğanın muhalefetin mağduriyetini giderecek bir çözüm arayışı yerine, Tükürdüklerini yalayacaklar biçiminde bir üslupla onları daha da Meclis dışına iten üslubunun da etkisi olduğu sanılıyor.

\n

ABD yönetimi ise bu konudaki sessizliğini koruyor. Dün Ankarada verilen ABD Milli Günü resepsiyonunda konuştuğum üst düzey ABD Büyükelçiliği yetkilileri, tavırlarının değişmeyeceğinin sinyalini vererek, Tabii ki bu konunun düzelmesi çok önemli. Ama bu tamamen Türkiyenin bir iç işi. O nedenle bizim tavsiyemize ihtiyaç olduğu kanaatinde değiliz. Türkiye AB adayı olduğu için Komisyon konuşabilir ama biz AB değilizdeğerlendirmesini yaptılar.

\n

AKP ile ‘bahar havası’

\n

ABDnin bu tavrını analiz ederken, AKP hükümetiyle Washington arasında son dönemde gözlenen yakınlaşma dikkate alınmalıdır.

\n

2010 yılında İranın nükleer programı ve Mavi Marmara gemisine yapılan baskın sonrasında Türk-İsrail ilişkilerinin donması nedeniyle Ankara ile Washington arasında ipler kopmuştu. Bir yıl aradan sonra bu tabloda çarpıcı bir değişim gözleniyor.

\n

Bunda özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrikada yaşanan sürpriz halk hareketlerinin önemli rolü var. Türk hükümeti Tunus ve Mısır konusunda başından itibaren, Libya ve Suriye konularında ise kısa süreli tereddütler sonrasında ABD yönetimiyle paralel politikalar izlemekte.

\n

İsrail pürüzü de \t\tçözülüyor

\n

İlişkilerdeki iyileşmede, AKP hükümetinin İran ve İsrail konusunda bir yıl önceki pozisyonunu terk etmiş olması da belirleyici oldu.

\n

Türkiye Haziran 2010da BM Güvenlik Konseyinde İrana yaptırım uygulanmasına karşı çıkarak hayıroyu kullanmıştı. Bugün ise hem İran kökenli Bank Mellatın Türk bankalarıyla ilişkisine son vermiş, hem de İranın da aralarında yer aldığı balistik füze tehdidi oluşturan ülkelere karşı NATO kapsamında bir Füze Kalkanıkurulmasına evetdemiş durumda.

\n

Washington ile ilişkilerde dolaylı etkisi olan İsrail meselesinde de AKPdeki değişim dikkat çekici. Geçen yıl mayıs ayında Mavi Marmaranın Gazze seferine göz yuman AKP hükümeti, bu yıl ikinci filo için gerekli izni vermeyerek olası bir yeni krizi önlemiş oldu.

\n

Karşılıklı jestlerin, Ankaranın Mavi Marmara saldırısında hayatını kaybedenler için özür ve tazminat taleplerine ilişkin nihai uzlaşıyla sonuçlanması durumunda ABD Dışişleri Bakanı Clintonın ziyareti dikensiz gül bahçesişeklini alabilir.

\n

Demokrasi için \t\tses verilmeli

\n

AKPnin gücünü pekiştirerek iktidarını koruması, dış dünyada Nasıl olsa muhatabımız AKP olacakhavası yaratmış durumda. Bu nedenle dünya tarihinde eşine az rastlanır bu siyasi kriz görmezden gelinmekte.

\n

Oysa ki demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi çağdaş değerlerin temsilcisi olma iddiasındaki uluslararası aktörler Türkiyede yaşanan bu mücadeleyi yakından izlemek ve tavır almak durumunda.

\n

TBMMnin çalışmalarını üyelerinin üçte birinin katılamadığı bir ortamda yürütme zorunda bırakılmasına sessiz kalmak, hem Türkiye Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirdidiyen AB, hem de Türkiye demokrasi arayışları için modeldiyen ABD için ciddi bir çelişki oluşturacaktır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları