Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ufukta Bayram...

28 Ağustos 2011 Pazar
\n

Ufukta bayram Gidebilenler gitti bir yerlere; kalanlar kaldı oldukları yerde Kimi yeni düşler kurarmış gibi yaptı; kimi kaderine dünden razıydı; kimi de çıkar hesaplarına dalıp kendini avuttu

\n

Ufukta bayram var diye daha çok gülmedi yüzler, daha çok umutlanmadı insanlar Yoksul yoksulluğunu daha çok hissetti. Varlıklı daha çok, daha çok tüketti Birinin hoyratlığı, ötekinin çaresizliği bitmedi.

\n

Ufukta bayram Ama gel gör Kandili bombalamaya devam Ülkenin bir yanında vur patlasın çal oynasın, öte yanında şehit ya da terörist diye tanımladığımız çocukların ölümü...

\n

Bayram ufukta, bayram yakında Öyle Ama öfke sinmiyor, kin dinmiyor, kavga ve savaş bitmiyor

\n

Bayram geliyor, güzel bir şeyler yazayım diyorum. Öldürülmüş çocuklarının acısıyla, öldürülecek çocuklarının korkusuyla kahrolan analar aklıma geliyor. Yazamıyorum.

\n

Ufukta bayram 900 gündür Silivride tutulan, hücrelerde tutulan meslektaşlarım aklıma geliyor. Ne toplanmaz delilmiş bunlar, topla topla sonu gelmiyor! Adalet Bakanı hâlâ onlar gazetecilikten değil, terörist faaliyetten Silivrideler dese de olmuyor işte, bir türlü yutamıyorum Yakında bayram, ama bu bayramı da içeride geçirecekler, görmeyecekler bayramın geldiğini.

\n

Ne dediniz? Yargıya güvenmek mi? Güldürmeyin beni! Hak hukuk mu? Havada bulut, sen adaleti unut! Ama doğruya doğru, Deniz Fenerinde adalet tıkır tıkır işliyor. Hem de nasıl işliyor, hükümetten bağımsız; polisten sızıntısız! Hele şimdi soruşturmayı yürüten üç savcı da görevden alındı ya, bundan âlâsı, Şamda kayısı

\n

Şam deyince aklıma geldi: Geçen hafta Cumhuriyet Pazarda Selçuk Erezin Bir Mektupbaşlıklı muhteşem bir yazısı vardı. Azizim diye başlayıp, Kardeşin Esadimzasıyla sona eren bir mektup! Kaçırdıysanız, mutlak bulun buluşturun ve okuyun!

\n

Bu Esad, (her kimse), azizim diye hitap ettiği kişiye (o da, her kimse) mektubun sonunda şöyle diyordu:

\n

Allah’ını seversen bir araştır, sor da öğren, burada hangi çocuk bedava tahsil istedi diye hapse atıldı? Hangi üniversiteli, kuzulara yumurta attı diye kovuşturuldu? Ben hangi heykeli yıktırmışım bugüne kadar? Bu diyarda kim deniz feneri paraları topladı? Laf aramızda, bana nasihat edeceğine sen de oralarda bir parça demokratlaşmaya başlasana... Bu yönde birkaç ufak adım at, sonra ay sonunda sınıra gel de beraber künefe yiyip bayramlaşalım, hasret giderelim…”

\n

Gördünüz mü, sonunda gülümsettim sizi S. Erezden ödünç aldığım Bir Mektupla

\n

Son zamanlarda aklımda hep Cemal Süreyadan duyduğum ya da okuduğum birkaç sözcük: Güneşten yırtılmış caz sesi Kavaldan akan gökyüzü…”

\n

Cemal Süreya kendi şiirini Güneşten yırtılmış caz sesine ve kavaldan akan gökyüzüne benzetiyordu

\n

Ufukta bayram Ben Cemal Süreyaya hayran Ah ne isterdim güneşten artık sadece ve sadece barış sesinin, vicdan sesinin yırtılmasını Neler vermezdim kavaldan sadece özgürlüğün akmasına

\n

Bayram yakındaCan Yücelin Bayramlık adlı şiiri aklımda. Can Yüceli sadece mezarına yapılan saldırıyla anacak değiliz ya. Heykel yapmanın günah, yıkmanın sevap olduğu ülkemde, o güzelim Bayramlık şiirini paylaşmanın tam zamanıdır. Onun şiirindeki, Kurban Bayramıydı, bizim beklediğimiz Şeker Bayramı, ama olsun, fark etmez

\n

Bayramlık:

\n

Koyunlar keçiler ve koçlar için

\n

Ne kadar bayramsa Kurban Bayramı

\n

Bu barış var ya bu barış

\n

Cephedekiler için o kadar barış

\n

\n

Hepinize iyi bayramlar.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın tiyatro 15 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları