Bahçeli’nin halkı aptal yerine koyan dönüşleri

18 Kasım 2022 Cuma

Siyasi tarihimizin en hızlı dönüşlerini yapmak konusunda açık ara birinci olan kişi Devlet Bahçeli olabilir. Bir diğer deyişle, tutarsızlıkta bir dünya markası da diyebiliriz. 

Burada kastettiğim, toplum yararı için değişim değil elbette. Kendi kendini yalanlayan sözler ve tavırlar almak, çok temel konularda dün dediğini unutup bugün bambaşka sözler etmekten bahsediyorum. 

Bu hızlı dönüşler karşısında şaşkına dönen topluma, Demirel’in ünlü sözü gibi “Dün dündür, bugün bugündür” denmesini kastediyorum. 

Bahçeli’nin özellikle son altı yılda, Yenikapı Mitingi’nden bu yana izlediği politikalar, bir siyasetçinin 180 derece dönüşünü anlatmak için ibret verici bir vaka olarak üniversitelerde tez konusu olacak nitelikte...

MHP’Yİ MUHALEFETTEN CUMHUR İTTİFAKI’NA TAŞIYAN ETİKSİZLİK

Bahçeli’nin en unutulmaz dönüşünü hatırlayın. Başkanlık sistemine karşıydı ama 15 Temmuz’dan sonra tutum değiştirdi.

2015’te MHP’nin sosyal medya hesaplarında kendisine ait şu sözler paylaşılmıştı.

30 Ocak 2015 - “Oturmuş, teamülleri yerleşmiş parlamenter sistemi yıkmak ve başkanlık kılıfıyla diktatörlüğe geçmek yenilikse bırakın eskiden bakalım.”

17 Şubat 2015 - “Erdoğan ve Öcalan başkanlık sisteminde söz kesmiş, bölücü çevrelerden gelen mesajlar da bunu doğrulamıştır.”

8 Aralık 2015’teki MHP grup toplantısında ise “Türkiye’nin yeni Putin’i yavaş yavaş oluşmaktadır” diyerek Erdoğan’a ağır bir şekilde yüklendi: “Başkanlık sistemi tartışması yeniden gündeme geliyor. Alttan alta işlenen, servis edilen, medyayla güçlendirilen, sistemin etkilendiği, tıkandığı söylemleridir. Bunların tutar ve kayda değer bir yanı yoktur. Mesele Erdoğan’ı güvence altına almaktır. Mesele Erdoğan’ın kişisel gayesinin tatmin olmasıdır. Erdoğan başbakanken de cumhurbaşkanıyken de çift başlılıktan şikâyetçidir. Çünkü sözünden başka söz söylenmesini kaldıramamaktadır. Devleti aile şirketi gibi yönetmek istemiştir.”

Sanki bunları söyleyen Bahçeli değilmiş gibi, 11 Ekim 2016’daki MHP grup toplantısında AKP’ye, başkanlık sistemi önerisini Meclis’e sunması için çağrı yapan da o oldu.

Başkanlık sistemine dair anayasa değişikliği TBMM’den geçince 16 Nisan 2017’de halkoylamasına sunuldu. Bahçeli, MHP olarak buna da “evet” diyeceklerini açıkladı ve Türkiye’de rejimin değiştirilmesine ön ayak oldu.

Bu gelişmelerden sonra partisini, muhalefetten AKP ile kurdukları Cumhur İttifakı’na taşıdı. O zamandan beri kısa bir süre öncesinde yerden yere vurduğu AKP ve Erdoğan ile el ele yürüyor. 

ZİKZAKLI SİYASET

Bahçeli, yıldan yıla, aydan aya taban tabana zıt görüşleri savunmasına halkın alıştığını düşünmüş olmalı ki bu hafta, tarihindeki en hızlı dönüşü gerçekleştirdi! 

AKP’nin türbana yasal zemin sağlayacak anayasa değişikliği teklifini HDP’yle görüşmesini “doğal ve doğru” olarak yorumladı. Biz, MHP’nin HDP’yi “terör örgütünün siyasi ayağı” olmakla suçladığını, AKP’nin HDP’ye bayramlaşma ziyareti de yapmadığını düşünerek tutarsızlıklar karşısında afallamışken Bahçeli, bunları geride bırakacak bir dönüş daha yaptı.

İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısından sonra, “Terör örgütüne eleman devşiren, sözde Kürdistan propagandasıyla sabırlarımızı kevgire çeviren HDP’nin Türk siyaset ve demokrasi hayatında bir saniye yer almasına tahammül edemiyoruz” dedi.

Bahçeli’nin keskin dönüşleri hiçbir açıklama yapmadan gerçekleştirmesini, kendisine biat içindeki çevresi sorun etmeyebilir. Buna “etiksizlik” deyip geçenler de olabilir ancak bir hafta içinde izlediği zikzaklı siyaset kabul edilebilir değildir.

Halkı aptal yerine koyan siyasetçiler de ülke yararına değildir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları