Laikliği önemsizleştiren sözde demokrasi vaatlerine karnımız tok!

30 Mart 2022 Çarşamba

25 Mart’ta bu köşede “Kuruluş felsefemiz Taliban’ın köktendinciliğiyle taban tabana terstir” başlığı ile bir yazım yayımlanmıştı. Afganistan’da kız öğrencilere yeniden getirilen eğitim yasağı ile Bursa Osmangazi Ortaokulu Müdürü Haydar Akın’ın kız ve erkek öğrencilerin ayrı sıralara oturtulması talimatından söz etmiştim. 

Yazımda şu satırlar vardı:

“Olay tepkilere neden olunca Osmangazi Kaymakamlığı tarafından soruşturma başlatıldığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın müdürü görevden uzaklaştırdığı açıklandı.

Böyle bir gericiliğe tepki verilebiliyorsa, devlet kurumları tarafından soruşturma başlatılması için kamuoyu baskısı yaratılabiliyorsa, bunun nedeni Türkiye’de laikliği anayasaya ilke olarak sokan bir Aydınlanma Devrimi’nin yaşanmış olmasıdır.”

Böyle diyerek Türkiye Cumhuriyeti’nin Taliban ile taban tabana ters bir devrim ile kurulduğunu belirtmiştim. 

Aradan birkaç gün geçtikten sonra ne oldu biliyor musunuz?

Müdür Haydar Akın görevine iade edildi!

***

Üstelik gazetemizde bu olayı haberleştiren Sena Tufan hakkında bazı gerici haber siteleri şu çarpıtmaları yaptı:

“Çağdaş uygarlık seviyesine çıkmayı kız ve erkeklerin beraber oturmasına, kızların başlarını açmasına ve alkol tüketmeye bağlayan Cumhuriyet gazetesi muhabiri Sena Tufan, bu büyük ‘istihbari bilgiyi’ Kemalist eğitime büyük bir saldırı olarak addederek okul müdürünün görevden alınmasını isteyen bir haber yapmıştı.”

Sosyal medyadaki gerici hesaplar, benim yazımda yer alan “Sınıflarda ‘harem selamlık’ oturma düzeni kuramazsınız. Hiçbir güç, devletin laik olduğuna dair anayasa maddesini değiştirmenize yetmez” ifadesini alıntılayıp hakkımda aşağıdaki gibi hakaretler yağdırdılar:

“Domuz kızı domuza bak hele. Sen kim oluyorsun da Allah’ın kullarına Allah’ın nizamının icabını yapamayacağını söylüyorsun be hey aşüfte seni? Sen karşı cinslerine daima temas etmek istiyor olabilirsin ama Müslüman kadınlar istemiyor. Neye gücümüzün yettiğini sana soracak değiliz!”

Ardından hakaretler ve küfürler durmadı. O çirkin yorumlara burada yer vermeyeceğim ama dertleri nedir ortaya çıksın diye bazılarını paylaşıyorum:

“Laiklik anayasadan kaldırılmalıdır. Laiklik halkın inancına karşı sopa olarak kullanılmak için vardır.”

“Laikliği kim takıyor…”

“Devletin laik olması yanlış.”

“Ah keşke Türkan Saylan’a bir sorabilsen nasıl mutlak bir güç varmış.”

“Yallah Fransa’ya, İngiltere’ye, Vatikan’a!”

“Belli ki siz güç nedir onu tanımamışsınız. El Kadir bunu size göstermeyi bize nasip etsin.”

***

Bu arada Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, Haydar Akın’ın dönemin İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar tarafından usulsüz bir değişiklikle göreve getirildiğini bildirdi. Bununla da kalmadı, Gülsar’ın görev süresindeki dönemde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibat ve iltisaklı olduğu ortaya çıktı.

Skandalın, rezaletin bini bir para…

Bir de diyorlar ki AKP Cemaat ile mücadele ediyor. Yerseniz!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ise geçen gün Tele1’de katıldığı canlı yayında, “Bütün dili laiklik üzerinden kurmuyoruz, o dilin pratik bir karşılığı yok” diyerek Devrim Yasaları’nın en önemlisini geri planda tutmayı savundu. 

AKP iktidarı her alanda tarikat ve cemaatlerin güdümünde ülkeyi hızla Taliban ile aynı doğrultuya sokma çabasını sürdürüyor ama ana muhalefet partisi bu görüşte…

Hem Sena Tufan hem de ben, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan iki gazeteci ve iki kadın olarak anayasal ilke olan laikliği ve laik eğitimi savunduğumuz için hedef gösterildik. Bana “aşüfte” denilerek cinsiyetçi bir şekilde hakaret edildi.

Ama biz yılmayacağız; dinci gericilikle mücadeleyi sürdüreceğiz ve bunun gereği olarak da laikliği sürekli gündemde tutacağız. Çünkü bu ülkede laiklik, ekmek kadar, su kadar önemlidir! Onu geri planda tutarak atılan sözde demokrasi nutuklarına da karnımız tok. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları