Adliye Cinayetleri...

02 Nisan 2015 Perşembe

İstanbul’un iki yakasındaki adliye binalarından gelen haberler Türkiye’nin gündemine oturdu.
Gazetelerin dünkü birinci sayfalarında Çağlayan ve Anadolu adliyesinde yaşananlar vardı.
Berkin Elvan davasına bakan savcı Mehmet Selim Kiraz’ın odasına giren iki terörist 9 saat boyunca eylemini sürdürdükten sonra güvenlik güçlerinin yaptığı baskın sonucu öldürüldü. Ağır yaralanan savcı Kiraz hastaneye yetiştirilirken şehit oldu.
Kiraz, Berkin Elvan davasına bakan 5. savcıydı. Soruşturmada, önceki 4 savcının aldığı yoldan daha fazlasını almış, olayda rolü olanların büyük bölümünü saptamıştı. Bu aşamada 2 teröristin, “failleri açıklayın” eylemi yapması ne anlama geliyor?
Her şey bir yana, Berkin Elvan cinayetinin biraz daha karanlığa gömülmesi anlamına geliyor.
Böyle bir olayın İç Güvenliği Yasası’nın Meclis’ten geçmesinden kısa bir süre sonra yaşanması, hükümet açısından “bakın bu yasanın ne kadar gerekli olduğu görüldü” söylemine de zemin oldu.
Her yanıyla karanlık bir olay!

***

Çağlayan’da bunlar olurken İstanbul’daki öteki büyük adliyeden gelen haber ise bir hukuk cinayetinin sonucuna ilişkindi. 2010 yılından beri Türkiye’nin gündeminde olan Balyoz davasının yeniden görülmesi 40 dakika sürdü. 236 sanıklı davada önce savcı esas hakkındaki mütalaasını okudu. Savcıya göre, dijital verilerin delil değeri yoktu, delil olmadığına göre sanıklar için verilmesi gereken karar, beraatti.
4. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti de bu görüşe katıldı ve tüm sanıklar beraat etti.
Mahkeme ayrıca dijital verileri hazırlayanlarla ilgili olarak suç duyurusunda bulundu.
Son 7 yıla damgasını vuran Ergenekon, Balyoz, OdaTv, KCK davalarının ortak özelliği delillerin bu dava için özel olarak üretilmiş olmasıydı. Silivri yargılamaları sırasında bu gerçek defalarca dile getirilmişti.
Önceki gün verilen karar bu gerçeğin altını çiziyor ama söylenmesi gereken pek çok şeyi de akla getiriyor. Davadan zarar görenlere tüm haklarının verilmesi öncelikli konu.

***

İstanbul adliyelerinde bunlar yaşanırken devletin yüksek katlarından gelen açıklamalar iç barışla ilgili sorunların ne kadar katmerli olduğunu gösteriyordu.
Her olaydan kendi hedefine bir pay çıkaran Erdoğan hemen avukatları hedefine aldı. Teröristlerin avukat cüppesiyle adliyeye girdiğini söyleyip “İbretlik bir vaka” dedi. Bir can pazarı yaşanırken Erdoğan’ın ilk avukatları hedefe koyması gerçekten ibretlik.
Davutoğlu’nun Kiraz’ın cenaze töreninden sonraki açıklamaları ise bir bakıma, sağduyunun cenaze namazı gibiydi. Muhalefet liderlerinin törene katılmamasını neredeyse terör faaliyeti ilan eden Davutoğlu, siyasi iklimin daha gerileceğini gösteren bir tutum içindeydi.
Yanılmayı yürekten diliyoruz ama bu tablo seçim sürecinin ciddi gerilimlere gebe olduğunu gösteriyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları