12 Eylül’ün geride kalan son darbeci komutanı Tahsin Şahinkaya da adalet önünde hesap vermeden öldü...
Böylece 12 Eylül davası çöktü...
Cumhurbaşkanlığı Konseyi ve eski Milli Güvenlik Konseyi üyesi, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya...
Darbeci generallerin elleri kanlıydı. Tahsin Şahinkaya için pek çok iddia ortaya atıldı.
Malvarlığı, kirli ilişkiler zinciri çok tartışıldı, konuşuldu...
Kimse ama kimse ona dokunamadı!
Ben, 25 Temmuz 1986’da Şahinkaya’nın doğup büyüdüğü Merzifon’a gittim...
Gidiş nedenim, Tahsin Şahinkaya’yla ilgili yolsuzluk savlarıydı...
Konuştuğum pek çok kişi Şahinkaya’yı şöyle anlattı:
“Tahsin Şahinkaya berber Şakir’in oğludur. Öyle varsıl bir aile değillerdir. Berber Şakir bakar aileye. Merzifon’da yoksul bir aile olarak bilinirler. Belki birkaç dönüm tarlaları vardı.”
Mal varlığı, mafya ilişkileri, Bodrum’da yaptırdığı yat...
Turgut Özal başbakan, ANAP’ın demokrasi ve özgürlük günleri estirdiği bir dönemdi...
Özal’ın bir sözü tam o sırada halkın diline dolanmıştı:
“Benim memurum işini bilir!...”
***
Sabah gazeteleri okuyup, 12 Eylül faşist darbesinin son generalinin mal varlığını, kirli ilişkiler zincirini anımsadım...
Manisalı kasap Kazım’ın oğlu savaş pilotu Teğmen Kemal, Merzifon Hava Üssü’nde görev yaparken gözaltına alınmıştı 12 Mart darbesinin ardından...
Merzifonlu berber Şakir’in oğlu Tahsin’in o yıl rütbesi neydi acaba?
Kendi kendime “boş ver” deyip geçtim; ikisinin tek ortak yönü yoksul ailenin çocukları olmasıydı...
Tahsin Şahinkaya, darbeci, eli kanlı, cebi para dolu biriydi.
Çanakkale Kalebodur’un hisselerinden pay almıştı. Haber kaynağım bir belge verdi bana 29 yıl önce. Belge, devlet kuruluşu olan Petrol Ofisi Genel Müdürlüğü’nün üç bin akaryakıt bayisine “önemine binaen” bir yazı.
Bu yazının altında Şahinkaya’nın imzası bulunuyor, buyruk yazısında özetle şöyle deniliyordu:
“Petrol Ofisi bayileri tüm tuvaletlerdeki fayansları kırıp, yerlerine Kalebodur fayansları döşeyeceklerdir.”
29 yıl önce Cumhuriyet’te yer alan bu haber Şahinkaya’nın ölümüne dek yalanlanmadı...
Son darbeci, Kenan Evren gibi hesap vermeden bu dünyadan göçüp gitti.
12 Eylül’ün teğmenleri onu bağışlamadı!
Onları, çok sevdikleri Türk Silahlı Kuvvetleri’nden değişik suçlar üreterek koparıp zindanlara atanlardan hesap sorulmasını istiyorlardı...
Dava açıldı ama bitmedi, bitirilmedi bir yıl içinde...
104 yaşındaki Berfo Ana’nın yüreği dayanamadı, oğlunun mezarını bile göremeden öldü...
***
Binin üzerinde subay, astsubay TSK’den atılıp zindanlara tıkılırken, Hava Kuvvetleri’nin tüm tesislerine, karargâhlarına Kalebodur fayansları döşeniyordu.
Kimse dokunamıyordu darbeci Tahsin Paşa’ya.
Çünkü dokunan yanıyordu. Darbeden altı yıl sonra, ANAP iktidarının üçüncü yılında üstelik...
Meclis’te Cüneyt Canver, Fikri Sağlar sürekli gündeme getirmesine karşın, siyasal iktidar eli kollu bağlı sadece seyrediyordu.
1986 yılında doğanlar bugün 29, o yıl on yaşında olanlarsa 39 yaşında...
12 Eylül süreci Türkiye’nin en kanlı ve acımasız sürecidir...
Son darbeci de yargı önünde hesap vermeden gitti, dava böylece kapandı işte!...
