‘Davutoğlu’nun suçu ne?’

‘Davutoğlu’nun suçu ne?’

09.05.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

İyi ki susmuş Davutoğlu, biraz daha zorlasalar, Davutoğlu’na “darbeci” diyecekler, “Almanya’nın, Amerika’nın adamı” demeye getirdikten sonra, ne yapacakları belli olmaz. Böyledir bu işler; bir kere yol açıldı mı, gerisi de öyle gelir; kimi çarpacağı belli olmaz, yani olur da, olmaz. Kendi partisi, kendi misyonları açısından “Davutoğlu’nun suçu ne” sorusuna verilen cevaplardan, aslında bildiğimizi teyit ediyoruz. Suçu, hatası, günahı şu Davutoğlu’nun: İtaat düzeyi yeterli olmamış, “sistem değişikliğini anlamamış”.
Doğrusu biz de “sistem değişikliği”ni anlamakta zorlanıyoruz; ortada önemli bir değişim var da onun herhangi bir “sistem” ile alakası yok. Zira tarif ettikleri herhangi bir sistem değil, “sistemsizlik”. Tarif edilen, tek adamın önderliğini hiçbir şeyin gölgelemediği bir keyfiyet ve mutlakiyet düzeni. Sayın Erdoğan bu “sistem”i, yıllar önce başbakanken 23 Nisan’da koltuğuna oturtulan 23 Nisan “çocuk başbakan”a bakın nasıl izah etmişti: “Artık başbakan sensin, ister asarsın, ister kesersin’! Zaman içinde anlaşıldı ki, başbakanlıkla ve hatta cumhurbaşkanlığı ile olmuyor, dahası başkanlık sistemi bile kafasına göre asmaya, kesmeye yetmiyor; “Türk tipi başkanlık” modeli işte böyle doğdu.

‘Doğu despotizmi’
Bu arada, bu “Türk tipi başkanlık”ın “Türklük”le ne alakası var, bilemiyorum. En çok Batılı oryantalistlerin, kafalarındaki muhayyel Doğu’ya uygun buldukları “Doğu despotizmi”ni çağrıştırıyor. Oysa, yıllarca oryantalizme karşı, “Bilmediğiniz Doğu’ya despotizmi yakıştırıyorsunuz” diye itiraz ettik, hâlâ ediyoruz; zira ne despotizm Doğu’ya mahsus, ne de tarif edilen despotluk düzeni ile herhangi bir yönetim uzun süre ayakta kalabilirdi. Doğu’nun temsilcisi sayılan Osmanlı devleti, “Doğu despotizmi” veya “Sultanizm” dedikleri şahsi ve keyfi yönetimle yönetilmiyordu, yönetilemezdi, o denli geniş bir coğrafyada, o denli uzun süre yönetimi mümkün kılan karmaşık bir siyasal-kurumsal yapıya dayalı bir siyasal düzen vardı. Ama belli ki, bizim İslamcılar da, “tarihsel miras”ı Batılı oryantalistler gibi, şahsi ve keyfi düzen sanıyorlar. Türk tipi başkanlık dedikleri oryantalistlerin kafasındaki, Doğulu toplumlara yakıştırılan keyfi idare. Tabii sadece o değil, aynı zamanda, yerli faşizmin özgün ismi Necip Fazıl başta olmak üzere, İslamcıların fikir babalarının “bize özgü”, bize lazım sandıkları ilkel siyasal tasavvurunun devamı.

Tam teslimiyet..
Kısacası, Davutoğlu’nun bile önünde engel olduğu düşünülen değişim, tam manasıyla bir keyfi idareye geçiş, “Allahüekber, Erdoğan rehber”den öteye gitmeyen bir tam teslimiyet çağrısı. Anlaşılmaz olan, neden hâlâ “Meclis’i, anayasayı, Yargıtay’ı Danıştay’ı, Sayıştay’ı vs. feshedelim; ne gerek var, en doğrusunu Reis bilir, kimse ona ayak bağı olmasın” demedikleri. Akıllarına gelmediyse ben hatırlatmış olayım, seslendirdikleri fikirler itibarıyla, yukarıda adı geçen ayak bağlarına hiç gerek yok, lüzumsuz vakit kaybı diyeceğim ama kimsenin ekmeğine mani olmak istemem. Ortada birtakım kurum ve kuruluşlar olacak ki, mevkiler, arpalıklar olsun, ikbal hevesleri canlı kalsın. Canlı kalsın ki, “Reis’e kim en sadık” ispat yarışı, “dava” adı altında yürüsün; yürüsün ki, tek adam bu hevesli omuzların üzerinde taşınsın.
Bilemiyorum, kendi anladığım kadarıyla durumu özetleyebildim mi? Siz buna bir de dış politikadaki son fren mekanizması sayılabilecek Davutoğlu da gittikten sonra, heveslenilen cengâver dış politika hayallerinin gerçekleştirilme çabasını da ekleyin (Bu arada, bakar mısınız, ne günlere kaldık, Suriye’de en cengâver politikaların öncüsünü bile fren sayar olduk). Özel Kuvvetler’in Suriye içine sızma müjdesini de aldık, bakalım devamı nasıl gelir. Siz buna bir de, Davutoğlu’nun bile pasif sayıldığı Kürt politikasının ne ölçüde sertleşeceği konusunu ekleyin. Göreceğiniz Türkiye filmini, şiddet içerdiği için 18 yaşın altındakilere seyrettirmeyin.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017