Halep’in kurtuluşu Ve sonrası

09 Aralık 2016 Cuma

Suriye’deki ‘İkinci İhvan isyanının’ da sonu göründü. Kadim uygarlıkların kesişme yeri olan Suriye’de, 1979-1982’deki Vahhabi/Selefi saldırının göbeğinde Hama vardı. 2011-2016’da bunun çok daha ağır ve paylaşım savaşına dönüşmüş tekrarının göbeğinde ise Halep yer aldı. Ve üç sene sonra kilit cephe çözülüyor. Hem de talihin cilvesi İkinci İhvan isyanının kritik ‘girişimcisi’ Türkiye’nin katkılarıyla...

***

Rusya destekli Suriye ordusunun, müttefikleri eşliğinde son üç haftada yüklendiği Halep’in doğusunda sıkışmış El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi (yeni ismiyle Fetih Şam Cephesi) ve diğer cihatçı gruplar büyük ölçüde teslim bayrağı çekti. 25 bini bulan Suriye ordu güçleri, 4 bini Irak, 4 bini İran ve 2 bin kadarı Lübnan Hizbullahı’ndan oluşan müttefikleriyle kentin doğusundaki mahalleleri temizliyor. Böylece insan kalkanı yapılmış siviller kurtarılıyor. Teslim bayrağı çeken militanlar, savaşın gidişatını belirleyen yerel ateşkeslerde ‘ulaştırma misyonunu’ üstlenen namlı ‘yeşil otobüslerle’ Halep’ten çıkartılıyor. İstikamet İdlib.

***

ABD’nin Irak işgaline girişirken kullandığı kitle imha silahları yahut Saddam’ın El Kaide ile ilişkisi yalanları, Suriye vakasının yanında solda sıfır kalır. 2011’de Arap isyanları sürecinde Suriye’de yaratılan vekâlet savaşı, belki de 21. yüzyılın en büyük komplolarından biri olarak anılacak. Körfez’in Vahhabi/Selefi monarşilerinin ideolojik yörüngesindeki militanların Suriye’ye ‘demokrasi götürmeyi’ istedikleri yalanı, Batı’nın büyük medya kampanyası eşliğinde ‘görünmez kılınmıştı’. 2011 baharında güneydeki aşiret bölgesi Deraa’da başlayan silahlı eylemler, Cisr üş Şuğur’da 120 askerin kesilmesi üzerinde duran olmamıştı. En ağır bedelleri ödeyenlerden biri 2012 yazında hâlâ silaha sarılmadıkları için ‘hain ilan edilmiş’ Halep ahalisiydi.

***

Suriyelilerin ezici çoğunluğu için bu; kent kent, kasaba kasaba verilen bir ‘Kurtuluş Savaşı’. Henüz bitmiş değil. Yüzde 80’ini Sünnilerin oluşturduğu Suriye ordusu, Sünnisi, Alevisi, Türkmenleri, Ermenileri, Süryanilerinden oluşan yerel savunma birlikleri çok ağır kayıplarla bugünlere geldiler.
Halep özellikle önemli. Aklımıza Ortadoğu’nun en büyük kanser araştırma merkezi El Kindi’de uzun süre direnen ve cihatçılar tarafından infaz edilen Suriye askerleri ile Şeyh Neccar sanayi bölgesinin sökülerek Türkiye’ye taşınan fabrikalarıyla kazındı. Halep’in merkezinden batı kesimlerine uzanan hat iki yıla yakın süre cihatçı kuşatması altında kaldığında Batı’dan ‘insani durum’ çağrıları işitilmedi. Bugün Suriyelilerin kahraman saydığı albay Süheyl Hassan komutasındaki Suriye birlikleri ne zaman ki Hama’dan ikmal yolunu açtı, Halep o vakit nefes aldı. 2015 sonbaharında Rusya ile denklem değişti. Her seferinde ateşkesler cihatçıların nefes almalarına yararken, Rusya’nın askeri ve diplomatik etkinliğini artırması Halep düğümünü Şam lehine çevirdi.

***

Bugün cihatçı grupların iknasında Başbakan Binali Yıldırım’ın Moskova demeçlerinde doğruladığı üzere Rusya’yla temaslar ve Türkiye’nin üzerinde nüfuzu olduğu gruplara telkinlerinin rolü olduğu açık. Mühim olan sonrası...
Hâlâ tek parça bir Suriye olup olmayacağı şüpheli. Savaşın canavarı IŞİD Rakka’da. Ama o, sınırın Irak tarafıyla birlikte uluslararası bilek güreşinin bir unsuru.
Şimdi iki odak noktası var: Türkiye ile Rusya arasında nasıl bir pazarlığın olduğunu bilmediğimiz Halep’in kapısı ‘El Bab’. Ve yerel ateşkeslerle çıkartılan militanların doluşturulduğu İdlib. Burada 10 bin kadar Nusra, 10 bin Ahrar militanının başını çektiği gruplarla bir emirlik kurulmuş durumda. Lazkiye-Hama-Halep hattının göbeğindeki İdlib’in bu haliyle kalması pek gerçekçi görülmüyor. Siyasi mi, askeri mi çözüm bulunacağını kestirmek için Rusya’nın Suriye planları ve ABD’de Trump yönetimini beklemek gerek.
Trump söylediği gibi ‘cihatçı karşıtı’ duruştan hareketle Rusya ile işbirliği yaparsa, Türkiye ne yapacak? Sınıra yığılan militanların bumerang etkisi ne olacak? Asıl kafa yorulması gereken budur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları