Vize krizi

11 Ekim 2017 Çarşamba

Bu tam da ‘tarihin ironisi’. ABD yönetimi, Türkiye’de yıllarca sol hareketlere karşı desteklenmiş siyasal İslamcılar tarafından ‘tokatlanmakta’. Nasıl baş edebileceklerini de ‘bilemez haldeler’. Baştan söyleyelim, tek başına buna bakıp sevinebilecek olsak, amenna. Ama kazın ayağı öyle değil.

***

ABD, hadi en iyi niyetli bakışla; ‘Ortadoğu’ya liberal esinti taşıyacakları projelendirmesi’ üzerinden sahip çıktığı AKP hükümeti ile 15 Temmuz darbe girişiminden beri pek çok başlıkta ‘papaz olmuş’ vaziyette. ‘Vize krizi’ bardağa düşen son damla.
Elbette ilişkilerde hep sancılı dönemler oldu. Türkiye’nin garantörlük haklarından hareketle Kıbrıs’a müdahalesini engellemek için külhanbeyi üslubuyla kaleme alınmış 1964’teki meşhur Johnson mektubu da, 1974’te Barış Harekâtı’na uzanan süreçte ‘afyon krizi’ ve ‘silah ambargosu’ da ABD’nin, Türkiye siyasetini etkileme girişimlerinin ‘sopalı’ tezahürleriydi. Yine 1 Mart 2003’te Türkiye’yi Irak işgaline ortak etmeyi hedefleyen ‘tezkere krizindeki’ küstah tutum ile izleyen ‘çuval olayı’ aynı şekilde.
Bunlar karşısında bugün ABD’nin başkonsolosluğunun bir yerel çalışanı dahil 12 vatandaşının tutukluluğu yüzünden ‘Türk vatandaşlarına vize uygulamasını askıya alma’ kararı pek ‘hafif’ kaçıyor. Ama görüşe aldanmamak gerektiğini hepimiz biliyoruz.
İki ülke arasında darbe girişimi ve Gülen’in iadesi, İran’a yaptırımlar üzerinden sağlanan komisyonlara dayanan, Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı ile eski ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’la dallanıp budaklanan Reza Zarrab davası ile korumalar hakkında yakalama kararıyla altı dolan bir kriz bu.

***

Geçen hafta ABD Büyükelçisi John Bass, İstanbul’da benim de dahil olduğum bir grup gazeteciyle buluşmasında meseleyi ‘diplomatik kriz’ sınırında sunmaya çabaladı. Doğrusu bir ABD büyükelçisini böyle asabi görmemiştik. Büyükelçi, sert diplomatik üslubunu yandaş medyaya kullanır görünse de, alenen ‘hükümet içinde bazıları’ diyerek ‘adalet yerine intikam alınmaya çalışıldığı’ ithamını getirdi. Mesajlarını başlıklandıran “Türkiye’nin ABD vatandaşlarını ‘siyasi rehin’ tuttuğunu” yazan New York Times’tı.
İroniye bakın ki teyit eden dün bizzat Başbakan oldu. Yıldırım, ABD’ye “Bir resmi bankamızın müdürünü hapse atarken bize mi sordunuz” deyiverdi. Eğer ‘aymazlık’ değilse, Ankara meseleyi bile-isteye sergilemekte beis görmüyor demektir.

***

Bir başka ironi de şu. Vize olayına dair Ukrayna’da ‘üzüntü’ beyan edip ‘kabile devleti’ benzetmesiyle yetinmiş AKP’li Cumhurbaşkanı, dün en bildik hareketini yaptı. Erdoğan “Bu sorunu biz başlatmadık, faili ABD’nin ta kendisidir” dedi. Tutuklanan çalışan için ‘ajan’ ifadesini kullandı. Sonra Büyükelçi’ye yüklenip “Durum böyleyse ABD’li üst düzey yöneticilerle konuşacak hiçbir şeyimiz yok. Büyükelçi kendi kafasına göre bu kararı aldıysa bir dakika orada tutulmamalı. Bu yetkiyi sana kim verdi denilmeli” deyiverdi.
Eğer Erdoğan vize kararını Bass’ın veremeyeceğini biliyor ve Trump’a mesaj veriyorsa, bir dereceye kadar. Ama bilmiyorsa, sadece ‘pes’ diyebiliriz.
Nitekim Washington’daki duyumlar kararın Trump’ın Ulusal Güvenlik Konseyi’nin onanıyla verildiği yolunda. ABD devletinin Türkiye gibi bir müttefikini İran, Libya, Somali, Suriye, Yemen, Çad, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti ve Venezüella ile aynı ‘vize listesine’ koyması kararını bir elçinin vermesi de zaten beklenemez.

***

Diyeceksiniz ki Trump seçildi diye Ankara’da tef çalıp oynayanlarda tuhaflık çok. Erdoğan tarafından “Onu ABD’nin Türkiye’deki temsilcisi olarak görmüyoruz” denilerek şifaen ‘istenmeyen adam’ ilan edilmiş elçi zaten Afganistan’a atandı. Ekim sonu gibi gidecek. Krizin Washington’daki yankısını bu gidiş ve yerinin nasıl doldurulacağında göreceğiz.
ABD’nin yaratılmasında büyük katkısı olan siyasal İslamcı yönetimin tüm ezilenleri olarak bildiğimiz, bu yaşananların ‘bağımsız dış politika’ ile alakası olmadığı gibi ekonomik krizimizi derinleştireceği.
Bağımsız dış politika, İdlib’deki Kaideistan’da Rusya’nın arzusuyla ‘temizliğe girişirken’ diğer yandan ‘kuş uçuramamakla’ da, ‘Kayseri tipi’ S-400 pazarlığıyla da, ABD’ye elçisi üzerinden ‘çalım atmakla’ da olmaz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları