Ebru Kılıçoğlu

Vade sonu!..

19 Kasım 2017 Pazar

Maçın ilk 14 dakikası iki tarafın birbirini tartmasıyla geçiyor. Başakşehir, maestroları Emre Belözoğlu’nun yokluğunda nasıl oynayacağını anlamaya çalışırken Galatasaray, Igor Tudor’un yeni icadı ‘baklava’ dizilişini sindirmeye çalışıyor. Eric Gerets’e 2005-06 yılında şampiyonluk getiren bu sistem en son da o zaman kullanılmıştı! 14’e kadar süren bu karşılıklı kafa karışıklığı, Adebayor’un tehlikeli bir atağıyla son buluyor! Gerçi Muslera o vuruşu engelliyor ama bu dakikadan itibaren Başakşehir ne yaptığını bilen, oyuna hükmeden taraf haline geliyor. Kurdukları baskıya bunaltıcı denilemez. Bu daha çok etkili, akılcı ve G.Saray’ın tüm açıklarını son derece iyi değerlendirdikleri türden bir ısrar.
25. dakikada bu istikrarlı ısrar meyvesini veriyor. Visca’nın kullandığı frikiği Attamah tamamlayarak ilk golü imzalıyor… Bu ‘aksiyon’a G.Saray’dan bir ‘reaksiyon’ gelmeyince Başakşehir, oyun hâkimiyetini rahatça sürdürüyor. 42. dakikada da Visca’nın sağdan ortasını Adebayor kafa vuruşuyla ağlara yolluyor. Reaksiyon? Kayıp, aranıyor! 2. yarıya G.Saray hareketlenerek başlıyor. Bu küçük hareketlenmenin meyvesini de 55. dakikada Latolevici’nin soldan getirip içeri kestiği topu Gomis’in tamamlayıp ilk golü imzalaması sonucunda topluyor… Ancak Başakşehir, futbol dinamiklerinin farkında! Onlar reaksiyonu vermekte gecikmiyor: Hızlı geliştirdikleri bir atakta dışarı açılan topu Adebayor’a ulaştırıyorlar. Savunmanın zincirleme hatası sonucunda da top G.Saray ağlarını buluyor.

Doğruları yapan taraf
Şampiyonluğu hedefleyen bir ‘rüya takımdan’ bundan sonra beklenen, şüphesiz canla başla goller bulmaya çalışması olmalı. Öyle olmuyor! Onun yerine doğruları yapmaya devam eden taraf Başakşehir oluyor. Nitekim 76’da Maicon’un yaptığı harekete çalınan penaltı, aynı dakikada Adebayor tarafından ağlara yollanıyor. Bu dakika önemli. Zira puan farkı sayesinde Igor Tudor’un kazandığı ‘kredi’nin puan farkıyla beraber tükendiği dakika olacak!
Zira galibiyetlerin gölgesinde kalan gerçekler ‘kredinin vade sonu’nda ortaya dilleniyor: Hoca oyun sistemine gereksiz müdahalelerde son derece bonkör olmasına rağmen oyuna müdahale edemiyor! Duran toplardan yenilen her gole en az taraftar kadar ‘seyirci’ kalmayı inatla tercih ediyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Koltukta rahat 22 Nisan 2024
Kazanç ve kayıp 16 Nisan 2024
Hamur 3 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları