Üniversitenin niteliğini düşürme yasası
Orhan Bursalı
Son Köşe Yazıları

Üniversitenin niteliğini düşürme yasası

01.03.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Nitelikli insan kaynağı yetiştirmek” görüşünden hareket edilerek, Cumhurbaşkanı’nın “yardımcı doçentliği kaldıracağız” açıklamasıyla (çünkü doçentin yardımcısı sanılıyormuş), hazırlanan yeni yasa tasarısı Meclis’te.
Üniversitelerin tek molekülünün bile özerk olmadığı, üniversite paydaşlarının da herhangi birinin söz söyleme hakkı bulunmadığı için, işin içinde yoklar!

‘Bilimi ülkem için...’
Cumhurbaşkanı her şeyi en iyi bilemez. Acaba Cumhurbaşkanı’nı kimler şimdi Meclis’te olan tasarıdaki fikirlerin ülkemiz ve akademik hayat için iyi olacağına inandırdı?
Ekranda veya bir gazetede fotoğrafını gördüğüm, doçentliğe 20 yıldır yükselememiş “Yardımcı Doçent” unvanlı biri konuşuyor, “neden yabancı dil bilmek zorundayız ki, biz ülkemiz için çalışacağız, yabancılar için değil...” Buna benzer şeyler söyleyenler mi?
Bilimsel araştırmaların yüzde 99’una imza atanlar yabancı. Amerikalılar, Çinliler, Ruslar, Almanlar vb.
Bir akademik unvanı olan biri, kendi uğraş alanında hangi yeni araştırmaların yapıldığını öğrenmeden, o alanda yayımlanan makaleleri okumadan, “akademisyen” olabilir mi? Ancak sokaktaki insan gibi, mesleğine, konusuna yabancı biri olarak yaşar. O insanın akademik bir unvan taşıması bile gereksizdir.
Kimse de böyle bir kişiye danışma gereğini duymaz, danışırsa, “kuzey kutupta havalar kötü, kar var ve soğuk” bilgisini alır! İklim değişikliğinin kutuplar üzerindeki etkisini bile bilmez.
Bu amaçla her gün yayımlanmakta olan onlarca, yılda yüzlerce makaleyi okuması, konusunu izlemesi gerekir. Aziz Sancar, kendi alanındaki araştırmaları izlemeden, Aziz Sancar olabilir miydi?
Ben yerli ve milli bilim yapacağım, İngilizceye ihtiyacım yok” diyen biri ancak akademik asalak olabilir.

Sudan gerekçe: Doçentin yardımcısı
Yardımcı Doçent” yerine, doktorasını tamamlamış olanlara “doktor öğretim üyesi” unvanı getirilmekte. Üniversitelerde kurulacak bu kadrolar için yabancı dil zorunluluğu yok ve neredeyse ebedi olarak ataması yinelenebilecek. Ayrıca bu kişilerin dil bilmeden nasıl doktor unvanı aldıkları da sorudur. Bu durum, üniversitelerimizde doktora unvanlarının nasıl dağıtıldığının göstergesi mi? Bu durumun neresi “nitelikli insan gücü” yetiştirmek?
Bilim Akademisi bir rapor yayımladı. Diyor ki:
Profesör”, “Doçent”, “Yardımcı Doçent” kavramları, İngilizcede “Professor”, “Associate Professor” ve “Assistant Professor” kavramlarının karşılığı olarak yerleşmiştir. İngilizcede nasıl ki “assistant professor” profesörün asistanı olarak algılanmıyorsa, Türk akademi camiasında “yardımcı doçent”in doçentin yardımcısı olarak algılandığı yönünde bir iddia tümüyle havada kalmaktadır. Akademik yükseltmelerin önkoşullarının neler olması gerektiği, kaç aşamada ve ne tür bir sınama sisteminin uygulanacağı gibi konular asıl tartışma konusu olması gerekirken tartışmayı sadece bir isim üzerinden yürütmek doğru değildir.
El hak doğru.
Yasa tasarısında akademik unvanlar, kimlerin nasıl ders verebileceği, doçentliğin nitelikleri, dil sınavında aranan “yüzde 65 başarı” oranının yüzde 55’e çekilmesi ve daha pek çok önemli konuda olumsuz değişiklikler öngörülüyor. Hepsi tartışmalı konular. Üniversitede nitelik bakımından zaten bir gerileme var, bu değişiklik yasalaşırsa bu düşüş daha da hızlanacak.
Fakat tüm bunların arasında en önemli konu şu: Üniversiteyi ilgilendiren bu tasarı neden üniversitenin çeşitli kademelerinde, kurullarında tartışılmadan, merkezi bir karar ile dayatılıyor? Neden üniversite paydaşları, bu siyasi diyalog içine çekilmiyor ve dinlenmiyor?

Demokratik kültür alışkanlığı yok
Nedeni basit: Bu iktidar hiçbir yasasını, hiçbir kararını toplumda tartışmadı. Böyle bir katılımcılık, demokrasi, kültür alışkanlığı sıfır olan bir yapı, sonuç olarak siyasi ideolojik tercihlerle üniversiteleri kötüleştirir.
Bilim Akademisi: “Üniversite özerkliğinin en önemli göstergesi, üniversitenin kendisine dair düzenlemelerin yapılmasına katılabilmesidir. Doğru gözüken, bütün paydaşları dahil ederek 2547 sayılı yasayı tümden revize etmektir... Bilim insanı kalitesinin artırılmasının olmazsa olmaz önkoşulu ülkemiz üniversitelerinin bilimsel özerkliğini artırmaktır... Oysa son dönemlerde üniversite özerkliğini ortadan kaldıran uygulamaların arttığını üzülerek saptamak durumundayız.”
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ise susuyor. Çünkü hükümetçe yeniden oluşturuldu. Orada iyi bilimciler var, neden konuşmuyorlar?

Yazarın Son Yazıları

Tarihe geçecek diploma iptali davası Dreyfus’u gölgede bırakır

Bir ülke, bir iktidar, bir hukuk, bir yargı düşünün ki topluca hareketle bir kimsenin 31 yıl önce aldığı üniversite bitirme diplomasını geçersiz saysın ve iptal etsin.

Devamını Oku
11.12.2025
‘Bana uy, seni tekrar büyük yapacağım, yoksa yok olacaksın’

Trump yönetiminin hazırladığı Milli Güvenlik Stratejisi (Belgesi) büyük tartışma yarattı, özellikle Avrupa’ya ilişkin bölümleri. Trump karşıtı Amerikan medyası ve entelektüel yazarlar, Trump Avrupa’yı adeta düşman olarak görüyor yorumunu yaptılar.

Devamını Oku
09.12.2025
Ümmet mi millet mi? Av kim, avcı kim?

Bakın ne buldum.

Devamını Oku
07.12.2025
Şu 29 maddeye noldu ey komisyon? Yanıt: DEM istemedi!

CHP, “Öcalan’a serbestlik, anayasa değişikliğine DEM desteği, PKK’ye ülkede siyaset yapma özgürlüğü” komisyonuna katılırken demokratikleşme olmadan Kürt sorunu çözülmez diyerek 29 maddede bir paket sunmuştu, hatırlatmak istedim özetle de olsa...

Devamını Oku
04.12.2025
Ümmet: Parçalanmış bir Türkiye

Dünkü yazımın sonu “Peki niye şimdi ümmet” sorusuyla bitiyordu. Yer darlığından yanıtı yoktu.

Devamını Oku
02.12.2025
İmralı ve PKK’nin ‘ümmetçi Türkiye’ söyleminin anlamı ne?

Bugüne kadar seküler parti havası basan Kürt milliyetçi siyasal hareketini bir süredir “ümmet” heyecanı bastı.

Devamını Oku
01.12.2025
CHP’yi kurultay sonrası çok zor bir dönem bekliyor

CHP programını yeniledi, parti meclisini 80 kişiye çıkararak kapsayıcılığını ve halk nezdinde temsiliyetini artırdı, büyük bir inançla Özgür Özel iktidara geleceklerini söyledi.

Devamını Oku
30.11.2025
Adeta yargısız infaz kararı

Evet Fatih Altaylı’ya verilen 4.2 yıllık mahkûmiyet kararı, sözlerinde açık bir tehdit asla olmayan ve doğrudan cumhurbaşkanını hedef almayan, ana fikri Türk halkının seçimlerde oy kullanmayı artık çok sevdiği ve bundan asla vazgeçmeyeceği idi.

Devamını Oku
27.11.2025
DEM’in kaçırdığı, CHP’nin yapması gereken

CHP’nin “çözüm” komisyonuna katılırken verdiği sözü tutması iktidar kanadını ve bu kanada eklemlenenleri rahatsız etti.

Devamını Oku
25.11.2025
Yeni seçim ittifaklar olasılığına bir bakış ve sırat köprüsünde yürüyenler

Dünkü yazımın sonunda şu cümleler vardı: Süreç zaten yeni ittifaklar yaratacak ortama itildi.

Devamını Oku
24.11.2025
Neden İmralı dayatması? Çünkü sürecin lideri!

Evet, apar topar ve medyaya kapalı bir toplantı ile milletvekillerinden oluşan ve 5 kişi olacağı söylenen bir heyet, İmralı Adası’na gidecek.

Devamını Oku
23.11.2025
İddianamede yaldızlı bir casus öyküsü

İddianamede Eylem 13 başlığı altında çok ciddi bir iddia var:

Devamını Oku
17.11.2025
Burası Türkiye abicim, yarın ne olacağını kestirmek zor

AKP çok şükür kendinden önceki sağcı iktidarların izinden giderek ülkeyi, geçmişe kıyasla en büyük ekonomik çöküşe ve yoksullaşmaya itti.

Devamını Oku
16.11.2025
Olağanüstü döneme olağanüstü iddianame

4 bin sayfalık iddianame mi olurmuş?

Devamını Oku
13.11.2025
Millet, ‘dâhi adam’ın bu topraklardan çıkmasının gururunu yaşıyor

AKP’den önce 10 Kasım’larda sirenler çaldığında köprüde, caddelerde sokaklarda durmayan araçların ve yayaların sayısı hatırı sayılır ölçüde fazlaydı.

Devamını Oku
11.11.2025
Cumhuriyetin temeli ve Ata’nın bize mirası 3+2 altın anahtar

Bugün büyük Türk’ü anıyoruz.

Devamını Oku
10.11.2025
Üniversite diploması ne kadar değerli

ABD’de Gallup’un ağustos ayında gerçekleştirdiği anket ilginç sonuçlarıyla tartışma yarattı...

Devamını Oku
09.11.2025
Mesele salt İmamoğlu değil, yenilikçilik ve yerellik

Ekrem İmamoğlu’na casusluk suçlamasının hemen ardından oğlu ve babasının sorguya çekilmesine sıra geldi.

Devamını Oku
06.11.2025
Ahmet Türk ve hayal alemi

DEM heyeti ile cumhurbaşkanı arasında son yapılan ve sonucu merakla beklenen görüşme üzerine bir açıklama beklerken cumhurbaşkanı hukuk başdanışmanlarından Mehmet Uçum merakımızı giderdi.

Devamını Oku
04.11.2025
İstanbul ‘iş bilmez kadir bilmezler’in mi elinde? Peki ‘Biz ihanet ettik’ kim dedi?

Cumhurbaşkanı, İstanbul’un en değerli havaalanı Atatürk Havaalanı’nın yıkılarak yerine yapılan “millet bahçesi”ni ziyaret etmiş ve “İstanbul’umuzu iş bilmez, kadir kıymet bilmez, tarih ve medeniyet şuurundan yoksun kifayetsizlerin insafına terk etmiyoruz. İstanbul bizim göz bebeğimizdir. Bu aziz şehrin bir fetret devri daha yaşamasına gönlümüz asla razı değil” demiş.

Devamını Oku
03.11.2025
Bayrampaşa’ya çökme, genel seçimlerin provası mı?

Bayrampaşa Belediyesi’ni “ele geçirme eylemi” tam bir milli iradeyi hava cıva gören bir iktidar anlayışının tipik örneğidir.

Devamını Oku
02.11.2025
En büyük iki devrim: Ulus ve kadın devrimi

Bu döneme özgü karamsarlıkları erteleyerek bir de şu açıdan bakalım: Atatürk’ün Cumhuriyet hedeflerine önemli ölçüde varılmıştır; bu hedeflerin artık geri döndürülemez olduklarına, tüm Türkiye’nin dün Cumhuriyeti ve Atatürk’ü olağanüstü sahiplenmesiyle sürekli tanıklık ediyoruz.

Devamını Oku
30.10.2025
Casuuusss... Cephanelerini çabuk tüketiyorlar... Hedef Tele1 miydi!?

Yahu bekleyin kardeşim, insanları en çok etkileyebilecek bir konuyu...

Devamını Oku
27.10.2025
İslamcı ‘muhafazakâr demokrat’ olabilir miydi?

“Muhafazakâr demokrat”ların en son numarası, bertaraf etmek istedikleri muhalif rakiplerini casuslukla suçlamak oldu.

Devamını Oku
26.10.2025
Ya İmralı gelsin veya İmralı’ya gidelim!

Evet, DEM (ve tabii ki Kandil) “terörsüz Türkiye” komisyonunu, daha doğrusu AKP iktidarını ve MHP’yi, Öcalan’ın serbest bırakılması noktasına indirgedi ve sıkıştırdı.

Devamını Oku
23.10.2025
Demokrasi yoksa ne çözümü!

Tarafların pozisyonuna bakalım, evet yeniden, fotoğraf net olarak görülmezse politika üretilemez ve kararlar alınamaz.

Devamını Oku
21.10.2025
Ey Meclis milletvekillerine sahip çıkma özgürlüğün de mi yok

Önce: Merkez Bankası başkan yardımcısının dolandırıcılık suçlamasıyla hakkında soruşturma açılmasına şaşırdık mı, hayır demeyeceğim ama evet de diyemiyorum.

Devamını Oku
20.10.2025
Tek tek avlanmak ve hukuka sahip çıkmak

Fatih Altaylı’ya 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası isteniyor.

Devamını Oku
19.10.2025
Tek adamlık için şarttı: AKP içinde büyük tasfiye

İki yazıdır AKP’nin 2 yıllık iktidarı süresi içinde mutlak iktidara, tek adam rejimine giden yolların nasıl açıldığını yazıp duruyorum.

Devamını Oku
16.10.2025
Mutlakiyete giden süreç: Ordu ve yargının dönüştürülmesi

Dünkü yazım, tek adam rejiminin başlangıç noktası üzerineydi:

Devamını Oku
14.10.2025
Başlangıç noktası: Denge denetleme yıkılınca varılan yer

Demokrasiye zerre inanmayanlar, iktidara gelince adım adım mutlak iktidarlarını kurmak için kolları sıvarlar.

Devamını Oku
13.10.2025
Siyaset ağlarını örüyor, hukuka aykırılığın anlamsızlığı ve İmralı tahterevallisi

Bayrampaşa Belediyesi’ne, başkan ve arkadaşlarına çekilen operasyonun yanı sıra, CHP meclis üyelerinden bir kaçını hayatlarından adeta bezdirerek partilerinden istifa ettirilmeleri ...

Devamını Oku
12.10.2025
Nobel Ödülleri: Bilim gelişmenin ve yeni ufukların anahtarıdır

Aziz Sancar, en üst düzey ve özgürce araştırmaların yapıldığı ülkelerden birinde, ABD’de, günde 16-18 saat çalışarak ve merakının peşinde koşarak, odaklandığı konuyu çözmek için yöntemler geliştirerek DNA’nın, ikili zincirdeki bozulmaları nasıl onardığını gösterdi.

Devamını Oku
09.10.2025
Ülkeyi, ekonomiyi altın alanlar mı batırdı... Belirsizlikler dorukta

İktidarın gözü milletin altınlarında...

Devamını Oku
07.10.2025
Bir fotoğrafın düşündürdükleri: Kimse yanılsamaya kapılmasın

Meclis’in açılış resepsiyonunda cumhurbaşkanının iyi bir halkla ilişkiler girişimi ile siyasi parti liderlerini davet ederek verdiği gülücüklerle dolu toplu fotoğraf en önemli tartışma konusu oldu.

Devamını Oku
05.10.2025
Nobel Barış Ödülü merakı ile boşa koşan adam

Netahyahu-Trump’ın baş başa hazırladığı plan kime yarar...

Devamını Oku
02.10.2025
Büyük yoksullaşma ve çöküşün anatomisinden paylaşımlar

Ülkede hiç bu kadar büyük yoksul kitleler ve giderek daha az sayıda büyük zenginler yaratılmamıştı.

Devamını Oku
30.09.2025
ABD karşısında tarih boyunca hep kaybettik, çünkü...

Çok şey konuşuldu cumhurbaşkanının ABD ziyareti üzerine.

Devamını Oku
29.09.2025
Tunç’un bağımsız tarafsız yargısı Gökçeklere neden işlemiyor?

Haftada birkaç kez her ciddi karın ağrısı hukuk olayı ortaya çıktığında, “Türkiye bir hukuk devletidir, yargı bağımsız ve tarafsızdır...

Devamını Oku
28.09.2025
İptalciler mi daha hukuksuz, AKP yargısı mı... Ve yarı hiyerarşisine reddiye

Dün komik olaylar yaşandı.

Devamını Oku
25.09.2025