Kara liste

Kara liste

07.01.2024 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Kara liste terimi, özel olarak kaçınılması gereken, hasım kabul edilen karşıt kişileri işaret eder. Hazırlayanlar ve dolaşıma sokanlar çoğunlukla birlik oluşturmuş işverenlerdir. Bu yöntemle grevci çalışanları birbirlerine bildirirler ve bu kişilere iş vermezler.”

Serhan Yedig’in yazdığı “Kara Liste” adlı kitap (Tarihçi Kitapevi), bu kavramın yukarıdaki tanımıyla başlıyor. Dün olduğu gibi bugün de yaşamın her alanında ve dünyanın her yanında kara liste uygulanmakta. (Türkiye’deki örneklerini bilmiyor olamazsınız.) 

Filiz Ali’nin önsözüyle yayımlanan kitabında yazar, bizi uluslararası sanat dünyasında “kara liste” uygulamalarının arasında bir yolculuğa çıkarıyor. Hitler faşizminde “asla seslendirilmeyecek eserler”, “sakıncalı besteciler” listeleri... Hanns Eisler, Kurt Weill modernist eğilimleri nedeniyle, Mendelssohn, Offenbach Yahudi kimlikleri nedeniyle kara listeye alınanlar arasındadır.

Almanya’da Hitler varsa ABD’de Amerika Karşıtı Eylemler Komitesi (HUAC) McCarthy ve “cadı avı” vardır. Sayısız yazar, oyuncu, sinema yönetmeni (Charlie Chaplin dahil) ve müzisyen kara listelerden nasibini aldı. Ve günümüze uzanıyor yazar.

21. yüzyılda kara liste sahne gerisinde yaşanan rezilliklerle ilgili gündeme geliyor en çok. Ünlü erkek orkestra şeflerinin, cinsel arzuları doğrultusunda orkestra elemanlarını, solistleri taciz ettikleri, arzularını yerine getirmeyenleri kara listeye aldıkları ancak yıllar sonra ortaya çıkacaktı. Örneğin Charles Dutoit, Daniel Lipton ve daha yenilerde James Levine...

KEMANCI EŞİNİ MUTLU ETMEK İÇİN: NAXOS 

Kitabın en ilginç bölümü 37. sayfadan sonra başlıyor. Serhan Yedig, 20. yüzyılda klasik müzik endüstrisinin gelişimini, teknolojik olanaklarla CD üretimini, büyük firmaların rekabetini özetliyor. Tam bir kurtlar sofrası...

Frankfurtlu bir müziksever Klaus Heymann’ın kemancı eşi Takako Nişizaki’yi tanıtmak, onu mutlu etmek için Hong Kong’da Naxos firmasını kurmasıyla müzik piyasasında işler değişiyor. 

“Adı neden Naxos?” derseniz: Homeros’un destanında anlattığı, şarap ve festival tanrısı Dionysos’un koruduğu, Zeus’un çocukluğunu geçirdiği, fırtına tanrısı Poseidon’un aşkını bulduğu adanın adı, Richard Strauss’un operasının da adıydı. Neden olmasın!

Hong Kong firması CD’leri çok daha ucuza mal ediyordu. Firma hızla yükselip CD pazarının yüzde 20’sini ele geçiriyor. Naxos yükseldikçe savaş kızışıyor. 

İDİL BİRET’E UYGULANAN YASAKLAR

1989 yılında İdil Biret Naxos’la 44 CD’lik bir anlaşma imzaladı. Saint Saens’ın 2 ve 4 No’lu konçertolarını seslendirdi. Ardından tüm Chopin, Brahms ve Rahmaninov piyano repertuvarının kayıtları geldi. Bunlar birbirinden büyük övgüler aldı.1995’te Polonya’da Chopin Plak Büyük Ödülü’nü ona kazandırdı. Chopin’in ülkesinde en büyük nişanla ödüllendirildi.

Öteki firmaların hiç ama hiç hoşuna gitmedi bu olup bitenler. Önce menajerler uzaklaştı, derken konser iptalleri başladı. Ve gün geçtikçe kara liste uygulamasına İdil Biret de alındı. 

Gelin görün ki 1998’de bir ihbar üzerine ABD Ticaret Komisyonu beş büyük plak şirketini Time Warner, Sony, Bertelsmann, Emi ve Universal’ı takibe aldı. Bunlar antitröst yasasına aykırı davranmışlardı. Bu gelişmeler Avrupa konseyine yansıyacaktı.

2000 yılından başlayarak kara liste fısıltısı, Naxos sanatçılarının konserlerinin engellendiği artık fısıltı olmaktan çıkıp basına yansıdı. “Klasik Müzik Endüstrisi ve Rekabet Yasaları” başlıklı, Avrupa Konseyi’ne sunulan 26 sayfalık İdil Biret dosyasını kitapta okuyabilirsiniz. Gerçekten dehşet verici!

Bütün bunlar olurken İdil Biret ne mi yaptı? Sadece gülümseyerek omuzlarını silkti ve mesleğini, yaptığı işin en iyisini yapmaya devam etti. Ve bütün bu yasaklara karşın albümleri 2 milyon sattı. 2023’te Spotify’da dünyanın en çok dinlenen üç klasik müzik piyanisti arasına girmesini hiçbir şey önleyemedi.

Teşekkürler İdil Biret, iyi ki varsın!

Yazarın Son Yazıları

Hayal kurmaktan vazgeçmeyin...

Sahnede bir adam var.

Devamını Oku
21.12.2025
Yaşasın Tüyap Kitap Fuarı

Korkunç yoğun bir trafikte iki saat gitmeyi ve iki saat de dönmeyi göze alırsanız orada bulunduğunuz sürece müthiş keyiflenir ve “Yaşasın Tüyap Kitap Fuarı” diye haykırabilirsiniz.

Devamını Oku
18.12.2025
Işığı hiç sönmeyecek

O, Nermin Abadan Unat. Neden mi ona minnet borcumuz var?

Devamını Oku
14.12.2025
Roman gibi

Sabiha Sertel (1895-1968) ve Zekeriya Sertel (1890-1980). Osmanlı’nın sonu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında duygu ve düşünce dünyamıza sonsuz katkılarda bulunmuş bu iki önemli ismi bu ülkede yaşayan herkesin, hele hele gazeteciliği meslek edinmiş her insanın çok yakından bilmesi gerekir.

Devamını Oku
11.12.2025
Aşkla ölüm arası

O kadar güzeldi ki tadı damağımda kalmıştı.

Devamını Oku
07.12.2025
Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025