Cumhuriyet
Gündem Yazarlar Siyaset Ekonomi Dünya Spor Yaşam Cumhuriyet TV Reklamsız Cumhuriyet Cumhuriyete Özel
29°C Açık İstanbul
Cumhuriyet'in Egesi Kültür Sanat Gurme Yerel Gündem Eğitim Bilim ve Teknoloji Sürdürülebilirlik eGazete Resmi İlanlar
Dolar 42,48
Euro 49,41
Sterlin 56,53
Bitcoin 4.841.076,34
Gram Altın 5.745,99
Gündem Yazarlar Siyaset Ekonomi Dünya Spor Yaşam Cumhuriyet TV Reklamsız Cumhuriyet Cumhuriyete Özel
Cumhuriyet Daily
Cumhuriyet TV
Cumhuriyet'in' Egesi
Cumhuriyet Kitap
Cumhuriyet Pazar
Pazar Yazıları
Gurme
Keşfet
Bütün Cumhuriyet arşivi her yerde ve her an yanınızda! İster telefondan, ister bilgisayardan.
  • Cumhuriyet Arşiv
  • 1930 Yılından Bugüne
  • 5.485.115+ Haber Kupürü
App Store Google Play
50 BİN +
İndirme
Size En
Uygun Paketi
Seçin
4.5
değerlendirme
Abonelik
Seçeneklerini
İnceleyin
Edebiyatın ve Kültürün Nabzı

Kitap dünyasına açılan kapınızı aralayın! En sevdiğiniz kitapları indirimli fiyatlarla keşfedin ve hayal gücünüzü genişletin.

İncele

Menü

Giriş Yap Kayıt Ol
eGazete Giriş
Okuma Listem
Gündem
Yazarlar
Çizerler
Resmi İlanlar
Siyaset
Ekonomi
Dünya
Spor
Yaşam
Cumhuriyet'in Egesi
Kültür Sanat
Cumhuriyet Pazar
Sürdürülebilirlik
Cumhuriyet Kitap
Gurme
Sağlık
Bilim ve Teknoloji
Moda
Eğitim
Gezi
Çevre
Otomotiv
İş Dünyası
Astroloji
Hava Durumu
Namaz Vakitleri
Cumhuriyet
Cumhuriyete Özel Giriş Yap
Cumhuriyet Daily Cumhuriyet TV Cumhuriyet'in Egesi Cumhuriyet Kitap Cumhuriyet Pazar Pazar Yazıları Gurme Keşfet
eGazete Giriş
Okuma Listem
Gündem
Yazarlar
Çizerler
Siyaset
Ekonomi
Dünya
Spor
Yaşam
Cumhuriyet'in Egesi
Kültür Sanat
Cumhuriyet Kitap
Moda
Cumhuriyet Pazar
Gurme
Bilim ve Teknoloji
İş Dünyası
Haberler Adnan Binyazar / Cumhuriyet Kitap Eki
Şair aşkı... Adnan Binyazar'ın yazısı... Şair aşkı... Adnan Binyazar'ın yazısı... On Üç Günün Mektupları (Can Yayınları) adlı kitap, Cemal Süreya’nın, çoğunu kahve köşelerinde yazıp önemli bir ameliyat geçiren eşi Zuhal Tekkanat’a gönderdiği, neredeyse her sözcüğünde eşine olan sevgisini içeren mektuplardan oluşuyor. Mektuplar yalnızca o sevda sözleriyle değil, Cemal Süreya’nın şiirle düzyazı arasında yarattığı özgün üslubuyla, beslendiği şiirsel kaynaklar açısından da ayrı bir değer taşıyor. Her yaşta şairler de, sanatsal yaratı yönünden kendilerini değerlendirme olanağı bulacaktır bu mektuplarda.
Okuma kültürü... Adnan Binyazar’ın yazısı... Okuma kültürü... Adnan Binyazar’ın yazısı... Öğrenci, hangi kitabın nasıl okunacağını, yine kitaptan öğrenir. Sedat Sever, yazdığı kitaplar, düzenlediği sempozyumlarla, Eğitim Bilimleri Fakültesi’nin kapısını yazarlara açarak okumayı sınıflara taşımıştır. Bin kişide ancak birinin kitap okuduğu bir toplumda Sever’in bu girişimi, okur sayısını artırmakla kalmayacak, öğrenciye “okuma kültürü“ de kazandıracaktır.
Beslenme kültürü Beslenme kültürü Artun Ünsal Ankara Kolejinde okudu, Paris’te Hukuk Fakültesini, Siyasal İncelemeler Enstitüsünü bitirdi, Paris Hukuk Fakültesinde doktorasını tamamladı, Ankara Hacettepe Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde akademik birikimlerini etkin kıldı. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesine geçip doçent olduktan sonra görevden ayrılıp Hürriyet gazetesinde Paris muhabirliğini üstlendi. O işten ayrılarak da İstanbul Galatasaray Üniversitesine atanarak orada profesörlüğe yükseldi. Bir süre sonra da oradan da emekliye ayrıldı. Başaracağına inanan, yerinde çakılıp kalmaz. Prof. Dr. Artun Ünsal, içinde bulunduğu ortamlarla yetinmemiş, atılımlar yaparak, “beslenme” konusunda yazdığı emek ürünü onlarca kitapla Anadolu’nun beslenmeye yönelik kültürel hazinelerini unutulup gitmekten kurtarmıştır.
Okuma kültürü... Adnan Binyazar'ın yazısı... Okuma kültürü... Adnan Binyazar'ın yazısı... Öğrenci, hangi kitabın nasıl okunacağını, yine kitaptan öğrenir. Sedat Sever, yazdığı kitaplar, düzenlediği sempozyumlarla, Eğitim Bilimleri Fakültesi’nin kapısını yazarlara açarak okumayı sınıflara taşımıştır. Bin kişide ancak birinin kitap okuduğu bir toplumda Sever’in bu girişimi, okur sayısını artırmakla kalmayacak, öğrenciye “okuma kültürü“ de kazandıracaktır.
Şiirde insanı yaşamak! Adnan Binyazar’ın yazısı... Şiirde insanı yaşamak! Adnan Binyazar’ın yazısı... İnsanımızın şiirle bağlantısı erken yaşlarda başlar. Az çok eli kalem tutan gençler arasında şiir yazmayan yok gibidir. Neredeyse her evin bir şiir yazanı vardır. Yazınsal tarihimiz halk ozanlarıyla doludur. Divan şairleri Arapça’nın, Farsçanın etkisinde yazsalar da, bu, halktan uzaklaşmanın dışında, şiirsel düzeyde düşüşe yol açamamıştır. Bu düzeye varılması, Türkçenin üretkenliğine, yalınlığına bağlıdır. Bunda şairlerin algı alanını genişletmesinin, şiirlerini kendi duyarlık dünyasında yaratışlarının, usta bir mimar gibi, şiir dillerini yetkin bir mimar gibi işleyişlerinin etkisi de düşünülebilir... Şiirselik, öykü, roman gibi uzun anlatımlı yazınsal türlere de sinmiştir. Sait Faik’in öykülerinin, Yaşar Kemal’in direngen bir insanın yaşamını anlattığı İnce Memed romanının özünde şiirsellik yatıyor. iyle Cumhuriyet döneminden bu yana şiirin akarsuyu hep coşkun akmıştır. Ataol Behramoğlu o akarsuyun ışıltılı çağlayışından beslenerek yazmıştır o direngen şiirlerini...
Üç temel kitap... Adnan Binyazar’ın yazısı... Üç temel kitap... Adnan Binyazar’ın yazısı... Toplumu rahat yaşatmaya çalışan belediyelerin, yan etkinlik olarak da seçmenlerini kültürel alanda geliştirmek olmalıdır. Cumhuriyet dönemi aydınlanmasının en önemli kurumu köy enstitüleri konusunda Yarım Kalan Aydınlanma Atılımı Köy Enstitüleri (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2021) adlı kitabın yazarı Prof. Dr. İsa Eşme, bu eğitim kurumlarını günümüzde canlandırma açısından belediyelerin “kent enstitüsü” adı altında birimler oluşturarak genç kuşakları kültürel açıdan geliştireceklerini ileri sürüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu kurumlaşmayı Kemal Kocabaş’ın Köy Enstitüleri (2022), Ahmet Bozkurt’un Evvel Zaman İçinde İstanbul (2021) ile Şiirlerle İstanbul (2021) gibi üç temel kitapla başlatmış oluyor. Sanırım bunlarla kalınmayacak, İstanbul’un başka yönleri de araştırılarak koca bir kitaplık oluşturulacak. Böylece İBB bir ölçüde de olsa “kent enstütüsü”nü gerçekleştirmiş oluyor...
Toplumsal bilinçle yazmak... Adnan Binyazar’ın yazısı... Toplumsal bilinçle yazmak... Adnan Binyazar’ın yazısı... Yazar yazmaya hemen başlamaz, yazmakla-yazmamak arasında uzun yol koşucuları gibi günlerce, aylarca, yıllarca konu-biçim-üslup arayışları içinde kendine bir yol çizdikten sonra alır kalemi eline. Öner Yağcı, Cumhuriyet Kitapları arasında yer alan Yediveren adlı romanını yazarken kimi yerde kendi üstlenerek, yeri gelince sözü olayların içinde yetişmiş kişilere bırakarak romanını çok yazarlı kılıyor. Onların arasında hayatı roman olan, aşklarının sonradan ayrımına varan, toplumlarını belli bir düzeye erdirmeye çalışan muhtarlar, işini örnek alınacak denli gerçekleştiren belediye başkanları, aydınlıklarını gittiklere yere saçan gerçek yurtsever kişiler var.
Yücel Feyzioğlu'nun mektubu! Adnan Binyazar’ın yazısı... Yücel Feyzioğlu'nun mektubu! Adnan Binyazar’ın yazısı... Cumhuriyet Kitap Dergi’de bir süre önce yayımlanan "Masaldan romana" başlıklı yazımla ilgili aydınlatıcı bir mektup aldım Yücel Feyzioğlu'dan. Bu arada Feyzioğlu'nun halk yazınımıza yönelik Masallar Bize Ne Anlatır?, Masallarda Çocuk Hakları, Masallarla 1001 Buluş (DoğuBatı Yayınları) adlı kitaplarını da okuma olanağı buldum. Mektuptaki açıklamalar kitaplarda değindiği konularla da bütünleşiyor. Mektubun asıl önemi, Feyzioğlu'nun halk yazınımızla ilgili çok önemli konularını gün yüzüne çıkaracağı haberinden geliyor. Mektubu okurla paylaşmamın nedeni de bu...
Ruşen Keleş’in aşkı... Adnan Binyazar’ın yazısı... Ruşen Keleş’in aşkı... Adnan Binyazar’ın yazısı... Cemal Edhem Yeşil’in 1918 yılında, Ruşen Keleş’in yetiştiği Mülkiye’ye adadığı şiirde yer alan şu dizelerin içeriği, yazının konusu o seçkin biliminsanının nasıl derin bir “aşk” yaşadığının özüne inilmeyi gerektiriyor: “Başka bir aşk istemez aşkınla çarpar kalbimiz,/ Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz,/ Gül ki sen, neşenle gülsün ay, güneş, toprak, deniz...” Keleş, topraktan beslenen insanı, kişiliğinin temelini oluşturan bilimsel verilerle, doğayı ışıtan ayın, güneşin yansıttığı parlaklıkla sonsuzluğa erdirmeye çalışmıştır. Bilimin amacını gerçekleştiren o yola denizler güldüren yetkinlikle, ona özgü bilimsel önseziyle koyulmuştur.
Masaldan romana... Adnan Binyazar’ın yazısı... Masaldan romana... Adnan Binyazar’ın yazısı... Borges “Eğer dili kullanıyorsanız, sürekli metafor kullanmak zorundasınız.” diyor. Feridun Andaç da ondan esinlenerek, “Borges’in çağrısı, yazıda kendi olmaktır. Kendi sesini var ederek yazmak için yolunuzun Borges’ten geçmesi kaçınılmaz bence!” diyerek uyarıyor yazarları. Feyzioğlu yıllardır, Borges’in, dolayısıyla Andaç’ın sözlerini gerçekleştirmeye çalışırcasına Türk, Altay, Ermenistan, Mezopotamya, Bulgaristan, Romanya, Makedonya halklarının masallarını yeniden yazdı. O, şimdi bu yolda oluşturduğu otuz iki kitabın yazarı...
Ahmed Arif’li günler… Adnan Binyazar’ın yazısı... Ahmed Arif’li günler… Adnan Binyazar’ın yazısı... Yaşadıkları şiirini, şiiri yaşadıklarını aşan Ahmed Arif (21 Nisan 1927-2 Haziran 1991), olay anlatımında halk ozanları kadar hoş söylemliydi. Anlatısı, Anadolu bilgelerini anımsatıyordu. Törelerine öylesine bağlıydı ki, konuşulacak yerde konuşur, susacak yerde ağzını bıçak açmazdı. Bu yazımda bir iki olayla onu anmak Ahmed Arif'e kardeşlik borcumdur...
Ahmed Arif’in şiiri... Adnan Binyazar’ın yazısı... Ahmed Arif’in şiiri... Adnan Binyazar’ın yazısı... Ahmed Arif’in şiirlerini topladığı Hasretinden Prangalar Eskittim (Bilgi Yayınevi) adlı kitabının hemen her yıl yeni baskıları yapılıyor. Bu kitabı böylesine önemli kılan, yalnızca içinde gençlik yıllarını yaşayan yazarına yapılan işkenceleri yansıtmasından ileri gelmiyor; onun, çektiği acıları şiir diliyle etkili biçimde dile getirmesiyle de ilgilidir. İyi şairliğin bir ölçüsü de gerçeği yansıtan sözcük öbekleriyle şiirde yeni bir üslup yaratmak değil midir? Ahmed Arif’in şiirlerinin seçkinliği buradan geliyor. Picasso, “Aramıyorum, çünkü bulamıyorum,” der. Öyle der ama resmine yerleştirdiği yeni bir çizgi bile ona özgü buluşun ürünüdür. Ahmed Arif’in buldukça yaratıcı dünyasında yeni oluşumlara uğrayan şiirlerini gizli tutmuş olması, yeni söylem arayışlarına girmesiyle açıklanabilir...
Oğuz Tansel ve ‘Üç Kanatlı Masal Kuşu’... Adnan Binyazar ın yazısı... Oğuz Tansel ve ‘Üç Kanatlı Masal Kuşu’... Adnan Binyazar ın yazısı... 1994 yılında aramızdan ayrılan Oğuz Tansel’in (15 Şubat 1915-30 Ekim 1994) ardından yazdığım “Üç Kanatlı Masal Kuşu”¹ başlıklı yazıma, şöyle başlamıştım: “Demek, bir kanadı masal, bir kanadı şiir bir kanadı bilgelik... Oğuz Tansel de üç kanadını birbirinin yaratıcısı kılarak uçup gitti aramızdan.” Kendini yetiştiği yerlerin kültürel yaratı değerleriyle var etmeye çalışan, hoş görülü, şamatalardan uzak bir yazar olduğunu bilirdim Tansel’in. Bedeniyle ruhu birbirinin içindeydi. Konuşurken derinlere dalar, kara camlı gözlüklerinin ardındaki bakışlarından sevda titreşimleri sızardı. Herkese öyle görünür müydü sanmam, ama benim yanımda coşkulara kapıldığı içe işleyen sesinin tınısına yansırdı...
‘Yanardağın Yankısı’ Adnan Binyazar’ın yazısı... ‘Yanardağın Yankısı’ Adnan Binyazar’ın yazısı... Başta Korona salgını, Jeopolitik değişimler, küresel iklim krizleri, tsunamiyi çağrıştıran su basmaları, yer sarsıntıları, yaygın hastalıklar, dünyamıza çarpıp insanlığı yok edeceğinden korkulan gök kıpırdanmaları, etkisi saptanamayan Omicron’un pusuda bekleyişi gibi oluşumların, bilim kurgusal kitaplara ilgiyi artırdığı söyleniyor. Gülten Dayıoğlu, Yanardağın Yankısı (Yapı Kredi Yayınları) adlı romanında, başı gövdesinden iri, sesi yaşlılarınkinden gür Dero’yu bu akıma kapılarak mı yazdı? Romanının başkişisi Dero neden köyünden kaçıp Tendürek Dağı’ndaki bir mağaraya sığındı?..
Arayış içinde bir yaşam... Adnan Binyazar’ın yazısı... Arayış içinde bir yaşam... Adnan Binyazar’ın yazısı... Dr. Tuncay Özverim’in, anılarından oluşan Bir Heves Ben de Yazdım... Anılar Canlanır Sözlerimde ((Yeni Anadolu Yay) adlı ilginç özyaşamı, içeriğinde romanlar, öyküler, denemeler, ilginç olay izlenimleri barındırıyor. İstanbul’dan başlayıp İskenderun’a, Kırıkhan’a, oradan Almanya’nın Dortmund kentine uzayan; emekli olunca gençlik yıllarını geçirdiği İstanbul’da kendini bulan diş hekimi Tuncay Özverim, 85’ine erdiğinde, yaşadıklarını yazıya dökmeye başladı. Yazarın derin algı gücüyle dile getirdiği gerçekler, ironili üslubuyla, okuru da kendi dünyalarının girdaplarına sokuyor...
Eskileri yenilemek... Adnan Binyazar’ın yazısı... Eskileri yenilemek... Adnan Binyazar’ın yazısı... Her gelişim, eskiler yenilenerek gerçekleşti. İnsanın alet yapma bilincine erip doğayı biçimlemek amacıyla yaptığı araçların, sonraki çağlarda ilkel sayılması doğaldır. Örneğin mağara duvarlarına resim diye çizilenler birer sıvama; heykeller, çıkıntıları yontulmuş taşlardır. İlk şiirler sözel gücünden çok, uyaklı oluşuyla önemliydi. Tarihin ilk yazınsal ürünü sayılan Homeros’un İlyada ve Odise destanları bin yıllar sonra yazıya geçti. Önemli bir başlangıçtı o; ardından, komedyalar, düşünsel yapıtlar geldi. Aydınlanma çağı kültürde-sanatta-düşüncede bir atılımı başlattı. Böylece her alanda ölümsüz yapıtlar uç verdi. Cervantes’in Don Quijote’sinden sonra doğan düşünsel bilinçle felsefede yeni gelişimler oldu, bilimsel yapıtlar, şiir, roman, deneme Avrupa’yı “Avrupa” yaptı...
Söylenceden çağdaş romana... Adnan Binyazar’ın yazısı... Söylenceden çağdaş romana... Adnan Binyazar’ın yazısı... Çiğli Belediyesinin 2020’de Fakir Baykurt Roman Ödülünü, Amasanga / Bir Başka Adıyla Amazon adlı yapıtıyla (Literatür, 2020) Turan Ali Çağlar kazandı. Bir açıdan kültürel, bir açıdan anlatı yanı ağır basan bu romanda, Anadolu kadınının, Hititlerden Frigyalılara, Selçuklulara, Osmanlıya, Cumhuriyet dönemine uzayan uzun bir süreçte, nice çilelere katlandıktan sonra kölelikten kurtulup özgürleştiği anlatılıyor. Amasanga düşünsel yanıyla da, kadının çağdaş Türkiye’de nasıl güçlenip varlığını toplumsal yaşamda kanıtlayarak, bilimde, sanatta, eğitimde, politikada başarıya erdiğinin öyküsüdür.
Bir rüyanın düşündürdükleri.. Bir rüyanın düşündürdükleri.. Eleştiri kuru anlatımlarla kurgulanamaz. Türü ne olursa olsun, sanatsal yapıtlara denemenin yaratıcı anlatımını egemen kılarak yaklaşılmalıdır. Butor, Sıra Dışı Öykü adlı eleştirisinde, denemenin yorum esnekliğiyle yöneliyor Baudelaire’e, etkisi altında kaldığı Poe’ya...
Goethe’nin mektupları... Adnan Binyazar’ın yazısı... Goethe’nin mektupları... Adnan Binyazar’ın yazısı... Goethe’nin, kurguyla hayalle gerçeği birbirinin içinde geliştirerek yazdığı Faust’u okuyan sınırlıdır. Filmi de izleyiciye ağır gelmiştir. Sevgi toplumuyuz biz; yayımlandığı dönemde Alman gençleri arasında canlarına kıyılacak denli etki yaratan Genç Werther’in Acıları ise bizde sıradan sayılmıştır. Goethe mektuplarıyla üniversitelerin Alman Dili ve Edebiyatı Bölümlerinde, doğa bilimciliği, düşünsel şiirleri, oyunları, mektuplarıyla derslerin temel konusu olmuştur. Ülkesinde öylesine ünlüdür ki Goethe, ondan söz edildiğinde başka bir yazarın adı anılmaz.
Orhan Kemal’e mektuplar Orhan Kemal’e mektuplar Babasından, “Tarlalarda gördüğün herhangi bir bitkinin koparılmasından doğan ıslaklık, onun göz yaşıdır. Görmez misin ki, onlar havadan yağmur inmeyince sararıp soluyor, ardından tabiatın bağırışıyla, birdenbire can bulup yemyeşil kesiliveriyor. Bunlara dikkatle bak da dersler al. Tabiat yasalarının incelenmesiyle oluşan bilim, resmî öğrenimlerin vereceği bilimden çok yüksek ve zevklidir.” sözlerini duymasaydı, Orhan Kemal, öykülerinde avuçta okşanacak denli küçücük bir köpeğin çektiği acıyı, insanlığın acısı kılabilir miydi?
Sanıklık destanı... Adnan Binyazar’ın yazısı... Sanıklık destanı... Adnan Binyazar’ın yazısı... Mustafa Balbay dört yıllık hapishane hayatını anılarıyla, gözlemleriyle, şairaneliğe kapılmadan, salt anlatımını etkili kılmak amacıyla sığındığı dizelerle, özdeyişlerle, dörtlüklerle, beyninden birden dilinin ucuna zıplayıveren sözcük oyunlarıyla, ironisiyle, geniş alanlı kültür birikimleriyle; mimarı kendisinin olduğu bir dünya yaratmıştır. En tepedekinden gardiyanına, kimse onun insanlık değerleriyle donanımlı özgürlük dünyasını bozmaya güç yetirememiştir.
Sus Barbatus!1 Adnan Binyazar’ın yazısı... Sus Barbatus!1 Adnan Binyazar’ın yazısı... Üslup, yazının bedenine giydirilen korunaktır. Faruk Duman anlatının temelini alışılmışı aşan kurgusal söylemiyle atıyor Sus Barbatus!’ta. Doğayı betimlerken, insanın direnme gücünü algılayıp dile getirirken yarattığı etki, iç gözlemlerinin ürünüdür. Karın buzun yolları kapadığı ortamlarda yaşayan insanı gerçekçi boyutuyla yansıtmak, kendi dilini kurabilen yazarlara vergidir. Yazar, yenilmez izlenimi yaratan doğayı dilinin gücüyle gerçekçi kılıyor...
Yaşar Miraç’tan ‘O güzel insanlar’ Yaşar Miraç’tan ‘O güzel insanlar’ Darbeci zorbalar, çağlar boyunca, bilimin, sanatın, özellikle de şiirin kökünü kurutmaya kalksalar da, ancak düzeni yıkıma uğratmış, adaleti buyruk altına alarak çıkardıkları yasalarla hukuku çiğneyip gencecik insanları astırmış, düşünce tarihine yüz kızartıcı utanç sayfaları eklemişlerdir.
Okuma kültürü... Adnan Binyazar’ın yazısı Okuma kültürü... Adnan Binyazar’ın yazısı Öğrenci, hangi kitabın nasıl okunacağını, yine kitaptan öğrenir. Sedat Sever, yazdığı kitaplar, düzenlediği sempozyumlarla, Eğitim Bilimleri Fakültesi’nin kapısını yazarlara açarak okumayı sınıflara taşımıştır. Bin kişide ancak birinin kitap okuduğu bir toplumda Sever’in bu girişimi, okur sayısını artırmakla kalmayacak, öğrenciye “okuma kültürü“ de kazandıracaktır.
‘Kaplıcada Son Yaz’ Adnan Binyazar'ın yazısı... ‘Kaplıcada Son Yaz’ Adnan Binyazar'ın yazısı... Bu romanı okurken içimden yazma heveslilerine seslenmek geçti: Evliya Çelebi’den Yaşar Kemal’e anlatıcılar, Dede Korkut’tan Sait Faik’e öykücüler, Yunus Emre’den Nâzım Hikmet’e şairler, Hacı Bektaş’tan Şeyh Bedreddin’e düşünürler, insanımızın arasından çıktı. Dize sıralamayı şiir sayanlar, romana olay anlatımı deyip öyküye yönelenler yazmaya kalkmasınlar, kalemlerini dinlenmeye alıp, okumaya klasiklerden, böyle iyi kitaplardan başlasınlar...
Yazınsal deneme... Adnan Binyazar'ın yazısı... Yazınsal deneme... Adnan Binyazar'ın yazısı... Eline kalem alan, çağının yazarlarını bilmekle yetinmemeli; değişimlerin toplumsal, bireysel boyutlarını yansıtan klasikleri de tanımalıdır. Bu bağlamda insan gerçeğinin kavranıp anlatıya dönüştürülmesinin ana kaynağı olan yazınsal denemenin bir toplumun düşünsel düzeyinin göstergesi olduğu da unutulmamalı...
Türkçede Hamlet yaratmak! Adnan Binyazar'ın yazısı... Türkçede Hamlet yaratmak! Adnan Binyazar'ın yazısı... Çeviri, sözcükleri söylem gücüyle bir dilden başka dillere aktarma edimidir. Sözcüklerin tam karşılığını bulması yeterli sanılır çeviride. Oysa başarılması gereken o değil, çevirinin, yazıldığı dildeki algısını, çevrilen dilde de uyandırmasıdır. Tarık Günersel, Hamlet çevirisinde, konuşma dilimizin geniş olanaklarından yararlanarak gerçekleştirmiştir bunu.
‘Deli Tarla’... Adnan Binyazar'ın yazısı... ‘Deli Tarla’... Adnan Binyazar'ın yazısı... Şiir, roman, öykü, deneme türlerinde konu-biçim-üslup bileşkesi birbirinin içinde gelişir. Yazıyı beğeni düzeyine erdiren, yazarın dil becerisidir. Jean-Paul Sartre, yazılanı değil, onun nasıl yazıldığını önemser. Yazar, dilinin anlam alanını genişleten kendi buluşu sözcüklerle sağlar nasıllığı.
Yazınsal deneme Yazınsal deneme Eline kalem alan, çağının yazarlarını bilmekle yetinmemeli; değişimlerin toplumsal, bireysel boyutlarını yansıtan klasikleri de tanımalıdır. Bu bağlamda insan gerçeğinin kavranıp anlatıya dönüştürülmesinin ana kaynağı olan yazınsal denemenin bir toplumun düşünsel düzeyinin göstergesi olduğu da unutulmamalı...

En Çok Okunanlar

Otoyolda facia: Çok sayıda ölü ve yaralı var
Otoyolda facia: Çok sayıda ölü ve yaralı var Osmanıye'nin Bahçe ilçesinde yolcu otobüsünün aynı yönde seyreden TIR'a çarptığı kazada 7 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı.
DEM'li ismin o sözleri yandaşın Ankara şefini kızdırdı
DEM'li ismin o sözleri yandaşın Ankara şefini kızdırdı AKP'nin "Terörsüz Türkiye" sürecini iktidar kaygısı ve seçim hesabıyla yürüttüğünü söyleyen DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit'e AKP'ye yakın Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu'ndan sert bir tepki geldi.
Gericiler istedi, iki isim tutuklandı
Gericiler istedi, iki isim tutuklandı Şişli'de İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde sergilenen bir heykelin gerici çevrelerce hedef gösterilmesi üzerine, heykeli yapan ve sergileyenler "halkı kin ve düşmanlığa sevk ettikleri" gerekçesiyle gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Murat Katfar (45) ile Asil Efe Işın (34), çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Soruşturmada yeni gelişme!
Soruşturmada yeni gelişme! İstanbul'da uyuşturucu soruşturması kapsamında spikerler Meltem Acet, Ela Rümeysa Cebeci ve Hande Sarıoğlu, adliyedeki ifadelerinin ardından Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi. Üç spiker, ifadeleri ve alınan kan örnekleri ardından serbest bırakıldı.
Naci Görür'den kritik uyarı!
Naci Görür'den kritik uyarı! Deprem gündeminin sakinleştiği dönemlerin en riskli zamanlar olduğunu belirten Prof. Dr. Naci Görür, “Bugünlerde depremler pek olmuyor ve konuşulmuyor. İşte böyle zamanlar tam deprem konuşulacak ve önlem alınacak zamanlar. Deprem ebedi ve ezeli. Bırakın ‘olacak mı, olmayacak mı?’ diye sormayı. Ülkemizin çoğu yerinde deprem olur, olursa felaket olur” dedi.
Dilek İmamoğlu'ndan TRT açıklaması
Dilek İmamoğlu'ndan TRT açıklaması Tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, "Mahkeme süreci TRT’den canlı yayınlanana kadar susmayacağız!" açıklamasında bulundu.
Washington'da tarihi rota değişikliği
Washington'da tarihi rota değişikliği ABD Başkanı Donald Trump’ın Cuma günü açıkladığı yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi, Washington’un dış politikasında köklü bir değişime işaret ediyor.
TRT tepki çeken haberini sildi
TRT tepki çeken haberini sildi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın tepki gösterdiği "Başkenti yine susuz günler bekliyor" başlıklı haber, TRT Haber tarafından silindi.
Hemen Reklam Ver
Reklamsız Cumhuriyet
eGazete Giriş
Mesafeli Satış Sözleşmesi Teslimat ve İade Şartları
Gizlilik Politikası Yayın İlkeler İletişim Künye
© Tüm Hakları Saklıdır · 2010
Hemen Reklam Ver
  • Reklamsız Cumhuriyet
  • eGazete Giriş
  • Mesafeli Satış Sözleşmesi
  • Teslimat ve İade Şartları
App Store Google Play
© Tüm Hakları Saklıdır · 2025
Gizlilik Politikası Yayın İlkeler İletişim Künye