Bugün günlerden Cumhuriyet Kitap!
İki ölümsüz usta; Ferda Fidan’ın kaleminden Bertrand Russsell (18 Mayıs 1872 / 2 Şubat 1970) ve Öner Yağcı’nın kaleminden Sait Faik Abasıyanık (1936 / 11 Mayıs 1954) kapağımızda. Kitap Dergi, BUGÜN gazeteniz Cumhuriyet’le birlikte...
Cephedeki kadınlar...
Kadın Yok Savaşın Yüzünde (Çeviren: Günay Çetao Kızılırmak / Kafka Kitap), Nobel Edebiyat Ödüllü Svetlana Aleksiyeviç’in, II. Dünya Savaşı’nın kadınlar cephesinde nasıl yaşandığını belgeleyen güçlü bir sözlü tarih çalışması.
Tarihin gelmiş geçmiş en kanlı savaşlarından birini vererek faşizmin yenilgiye uğratılmasında büyük pay sahibi olan ve bu uğurda en az yirmi milyon insanını kaybeden SSCB’de kadınların - kadın piyadelerin, sıhhiyecilerin, keskin nişancıların, çamaşırcıların, kadın cerrahların, pilotların, keşif erlerinin, partizanların - Nazi işgaline karşı nasıl bir mücadele verdiklerini, böylesi bir savaşta kadın olmanın zorluklarını nasıl deneyimlediklerini Sovyet ülkesinin dört bir yanından bir araya getirdiği tanıklıklarla belgeliyor Aleksiyeviç.
Kriz dönemi insanları...
Tüm varlığınızı bir sırt çantasına koyup yollara düştüğünüzü, gittiğiniz yerlerde günübirlik işlerde çalışarak geçiminizi sağladığınızı ve tüm ülkeyi bu şekilde baştan başa dolaştığınızı düşünün. Amerika’da onlara Hobo deniliyor. Hobo, sınırlarda yaşamakla özdeşleşmiş yollardaki insanı; tren vagonlarını, ormanları, madenleri, tarlaları veya kenar mahalleri mesken tutmuş gezgin yaşarları, göçer konarları tanımlıyor. Ama her şeyden önce yoksulluğun ezip geçtiği, günübirlik yaşam süren geçim dertli işçinin adı sanı Hobo!
Hobo: Evsiz Adamın Sosyolojisi (Heretik Yayıncılık) adlı kitabın yazarı Nels Anderson da (1889-1986) eski bir Hobo. Chicago Üniversitesinde eğitim almış, Robert Ezra Park ve Ernest Burgess’ın öğrencisi olmuş başarılı bir sosyolog. Bir kent antropolojisi çalışması olan “Hobo” (1923) ile Chicago Ekolü olarak adlandırılan sosyal bilim geleneğinin oluşumuna büyük katkıda bulunmuş bir isim.
Kon-Tiki
Norveçli antropolog Thor Heyerdahl’ın kaleme aldığı Pasifik Okyanusu’nda papirüsten yapılma teknesi Ra ile 101 gün ve 6600 kilometre süren olağanüstü bir yolculuğun hikâyesi… Heyerdahl’ın kitabına ismini verdiği Kon-Tiki (Çeviren: Deniz Canefe / Alfa Yayıncılık) ise bir İnka tanrısı.
Seda Eroğlu’ndan ‘On Yenilikçiyle Pop Art’: Sınırları yıkıp geçti
Seda Eroğlu, Destek Yayınları tarafından yayımlanan "On Yenilikçiyle Pop Art" kitabını, yeniyi denemekten korkmayanlara esin olması dileğiyle yayına hazırlamış. Zamanın kaçınılmaz değişimine cesur ve hızlı biçimde sanat perdesinde ses soluk olmuş bir sanat akımı pop art.
Safsatalar Ansiklopedisi!
Immanuel Tolstoyevski nam-ı diğer Fularsız Entel, “Safsatalar Ansiklopedisi - Akıl Yürüt(eme)menin Kısa Tarihi” adlı kitabında; “Reytingler için gereken ne varsa hepsini içeren bu geniş coğrafyaya safsata kapısından girmeyi deneyen ilk kişi ben değilim elbette. Aristo denen bir genç hepimizden evvel davranmış. Lakin bizim içeri girince yapacaklarımız biraz farklı” diyor.
Amacı "memleketi kurtarmak" veya içinizdeki o maymundan bir “üstinsan” yaratmak değil. Delfi’deki Apollon Tapınağı’na 2500 yıl önce kazınmış o meşhur öğüdü yerine getirmek: "Taşa oturma! Ve... Kendini de tanı biraz! Hepsi bu kadar değil elbette. Biz de kendisine sorduk.
ALFRED HITCHCOCK
İlklerin yönetmeni, insani zaafların babası Alfred Hitchcock, kendi filmlerini izlemekten korkardı. Kanundan ve annesinden de... “Park cezası alırım diye araba bile süremezdim” demişti.
Dadaizm: Bir isyandı
Onur Ataç’ın yayına hazırladığı “On İki Öfkeli Sanatçıyla Dadaizm”, her şeyi yıkıp yeniden başlamak isteyenler için esin ve umutla dolu bir yıkım rehberi...
MeToo akımını başlatan cinsel taciz hikâyesi
Amerikalı gazeteciler Jodi Kantor ve Megan Twohey, New York Times için Harvey Weinstein’i soruşturmaya başladıkları 2017’de, kadınların daha önce hiç olmadıkları kadar güçlü olduklarını vurgulayarak başlıyorlar ‘Kadın Dedi ki - #MeToo Akımını Başlatan Cinsel Taciz Hikâyesinin Açığa Çıkışı’ (Bilgi Yayınevi) isimli kitaplarına.
Kara kıtanın Amazonları
Kadınlar hep savaşçı olmak zorunda. Kadınlar tarih boyu başlarının çaresine nasıl bakmış daha doğrusu kalan sağlar başlarının çaresine nasıl bakmaya çalışmış? ‘Afrikalı Amazonlar - Dahomey'in Kadın Savaşçıları’ kitabı merkezinde ilerlemek istiyorum bu kez. Ardından sözü ‘Assata’ adlı bir başka savaşçı Assata Shakur’un otobiyografisine getireceğim.
'Kadın Yok Savaşın Yüzünde'
Kadın Yok Savaşın Yüzünde, 2015 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Svetlana Aleksiyeviç’in, II. Dünya Savaşı’nın kadınlar ‘cephesinde’ nasıl yaşandığını belgeleyen güçlü bir sözlü tarih çalışması. Tarihin gelmiş geçmiş en kanlı savaşını vererek faşizmin yenilgiye uğratılmasında büyük pay sahibi olan ve bu uğurda en az yirmi milyon insanını kaybeden SSCB’de kadınların - kadın piyadelerin, sıhhiyecilerin, keskin nişancıların, çamaşırcıların, kadın cerrahların, pilotların, keşif erlerinin, partizanların - Nazi işgaline karşı nasıl bir mücadele verdiklerini, böylesi bir savaşta kadın olmanın zorluklarını nasıl deneyimlediklerini Sovyet ülkesinin dört bir yanından bir araya getirdiği tanıklıklarla belgeliyor Aleksiyeviç.
Savaştılar, kadınlığı unutmadılar!
Kadın Yok Savaşın Yüzünde, 2015 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Svetlana Aleksiyeviç’in, II. Dünya Savaşı’nın kadınlar ‘cephesinde’ nasıl yaşandığını belgeleyen güçlü bir sözlü tarih çalışması. Tarihin gelmiş geçmiş en kanlı savaşını vererek faşizmin yenilgiye uğratılmasında büyük pay sahibi olan ve bu uğurda en az yirmi milyon insanını kaybeden SSCB’de kadınların - kadın piyadelerin, sıhhiyecilerin, keskin nişancıların, çamaşırcıların, kadın cerrahların, pilotların, keşif erlerinin, partizanların - Nazi işgaline karşı nasıl bir mücadele verdiklerini, böylesi bir savaşta kadın olmanın zorluklarını nasıl deneyimlediklerini Sovyet ülkesinin dört bir yanından bir araya getirdiği tanıklıklarla belgeliyor Aleksiyeviç.
ÖZDEMİR İNCE:
Özdemir İnce, yakın tarihimize ve günümüze ilişkin toplumsal, sosyal, siyasi alanlarda bütünlenen ve 23 Nisan 2012 - 2 Haziran 2014 tarihleri arasında Aydınlık’ta yayınlanan yazılarından oluşan Türk Aydınlanması ve Laiklik (Sia Kitap) isimli kitabının ilk bölümünde; Tanzimat’tan Birinci Meşrutiyet’e, İttihat Terakki’den Cumhuriyet’in ilanına ve Cumhuriyet Devrimleri’ne kadar aydınlanma mücadelesinin siyasi ve ideolojik temellerini inceliyor. İkinci bölümde ise aydınlanmanın temeli olarak laikliğe ve özellikle AKP döneminde Türk siyasetinin laiklik karşıtı faaliyetlerine ışık tutuyor. Laik Cumhuriyet’i İslamileştirme ve Cumhuriyet’i parçalamak fesadını ortaya koyuyor.
ONUR BİLGE KULA
Onur Bilge Kula, Eleştirel Aydınlanma eğitiminin ırkçılık ve ayrımcılık karşıtı değerlerin oluşmasında önemli bir rol oynadığını, insanın özgürleşme / özgür düşünebilme yeteneği kazanmasının eğitimle olanaklı olduğunu ele aldığı Aydınlanma, Eğitim Felsefesi, Eğitim ve Bilimin Sefaleti’nde, Aydınlanma düşünürlerinin eğitim sistemi üzerine görüşlerini inceliyor. Eğitimi de niteliksizleştiren toplumsal adaletsizliğin yine eğitimle giderilebileceğini gösteriyor.
100 buluş, 100 öykü!
Telefonun bulunuş öyküsü çoğumuz biliriz… Peki cep telefonunun bulunuş öyküsünü kaçımız biliyoruz? Ya bilgisayarın, internetin, e-postanın, Facebook’un, WhatsApp’ın, elektriğin, oksijenin, DNA’nın, aspirinin, röntgenin, küresel ısınmanın, sera gazlarının, buzdolabının, klimanın, tükenmezkalemin, blucinin, trafik ışıklarının, kedi kumunun bulunuş öykülerini? Dünya’mızın yuvarlak olduğunu, döndüğünü ilk kim, nasıl buldu? Yaşını kim, çevresini kim hesapladı? Süleyman Bulut’un, Can Yayınları tarafından yayımlanan, 100 buluşun 100 kısa öyküsünü paylaştığı yeni araştırması, “Ben Buldum!”da amaçladığı da, birer sayfalık anlatımlarla öyküleştirdiği bilim tarihinin ilginç “Buldum!” anlarını okurlarla buluşturmak. Bilim tarihinin, son dişliyi kim bulup, çarkı kim tamamlamışsa, buluşu onun adına yazmasına da bir itiraz. Dolayısıyla bunu bir bayrak yarışı olduğunu imleyerek onları ıskalamamak, haklarını teslim etmek.
Kahrolsun bağzı şeyler!
Umur Talu’nun incelemesi ‘Senin Adın Corona Olsun... İnsanlığın Salgın Maceraları’ (Literatür Yayınları), bir gazetecinin salgınlar boyu iz sürümü. Fiili yaşamın içinde kıssadan gayet somut ve herkesi eşit kılan hisseler bütünü. “Tarihin böyle bir tanımı olamazdı ama şunu söyleyip sonra lafı geri alabilirdik: Tarih, iki büyük salgın arasında cereyan eden birtakım olaylardır!” vargısıyla, insana, bilime, araştırmaya, meraka, buluşa saygıyla kaleme aldığı; tarihten koparılıp birleştirilmiş sayfalar, zaman sıçramalarıyla değişmeyenler, birbirini kovalayan, iç içe geçen yaşam ve salgın hikâyeleri. Bugün yaşadığımız distopik günlerde yakından duyumsanan her çeşit insani kaygı ve umut satır satır işli. ‘İnsanlık tarih boyu küresel salgınlarla nasıl mücadele etmiş’in yanı sıra salgınların her şeyin üzerinde nasıl bir oyun kurucu, tarih yapıcı, tarih bozucu ve tarih yıkıcı” olduğunu, tarihin gidişatını nasıl değiştirdiğini apaçık ortaya koyuyor Umur Talu.
Frida... Devrimin ta kendisiydi!
Frida Kahlo… 47 yıllık ömrüne kültleşmiş bir efsane sığdırmayı başarmış, sadece önemli bir ressam değil, yurduna ve dünyaya kayıtsız kalmamış, hümanist, devrimci, ülkesi Meksika’ya aşık bir yurtseverdi de. Yaşamının çiçeklerden ibaret olmasını isterdi, olmadı! Ruhsal olduğu kadar fiziksel inanılmaz acılara maruz kaldı, sakatlandı ama sanatında ve aşkta teselli bulup havlu atmadı. Ardında yapıtları, röportajları, mektupları, günlüğüyle yaşamı hakkında pek çok kayıt bırakan bu demir yürekli kadının izini, Frida Kahlo (A7 Kitap) adlı kitabında tüm yaşamıyla koşut yapıtlarıyla sürüyor illüstratör Maria Hesse. Kahlo'nun yaşamının ve yapıtlarının izini tüm açıları ve “acılarıyla” sürüyor…
‘Safsata doğamızda var!’
Immanuel Tolstoyevski nam-ı diğer Fularsız Entel, “Safsatalar Ansiklopedisi - Akıl Yürüt(eme)menin Kısa Tarihi” kitabında; “Reytingler için gereken ne varsa hepsini içeren bu geniş coğrafyaya safsata kapısından girmeyi deneyen ilk kişi ben değilim elbette. Aristo denen bir genç hepimizden evvel davranmış. Lakin bizim içeri girince yapacaklarımız biraz farklı” diyor. Amacı "memleketi kurtarmak" veya içinizdeki o maymundan bir “üstinsan” yaratmak değil. Delfi’deki Apollon Tapınağı’na 2500 yıl önce kazınmış o meşhur öğüdü yerine getirmek: "Taşa oturma! Ve... Kendini de tanı biraz! Hepsi bu kadar değil elbette. Biz de kendisine sorduk.
YILMAZ ÖZDİL
Milli Mücadele’yi yazdığı kitabı “Son Cüret”i anlatan Yılmaz Özdil, “Kitap, Milli Mücadele kahramanlarına saygı duruşu olarak yazıldı. Kendi devriminden haberi olmayan nesiller yetiştirilmiş” dedi.
Kriz dönemi insanları; Hobolar!
Tüm varlığınızı bir sırt çantasına koyup yollara düştüğünüzü, gittiğiniz yerlerde günübirlik işlerde çalışarak geçiminizi sağladığınızı ve tüm ülkeyi bu şekilde baştan başa dolaştığınızı düşünün. Amerika’da onlara Hobo deniliyor. Hobo, sınırlarda yaşamakla özdeşleşmiş yollardaki insanı; tren vagonlarını, ormanları, madenleri, tarlaları veya kenar mahalleri mesken tutmuş gezgin yaşarları, göçer konarları tanımlıyor. Ama her şeyden önce yoksulluğun ezip geçtiği, günübirlik yaşam süren geçim dertli işçinin adı sanı Hobo!
Virüsün sıfır noktası; Wuhan!
Bilgi Yayınevi, Çağdaş Çin edebiyatının başarılı isimlerinden Fang Fang’in, ‘Wuhan Günlüğü - Karantinadaki Bir Şehirden Mektuplar’ adıyla kitaplaşan, COVID-19 salgınının en kritik dönemi olan 25 Ocak-5 Mart aralığında yazdıklarını yayımladı. Fang Fang’in güncesi salgının Wuhan boyutunu yani virüsün merkez noktasında yaşananları gün be gün gözler önüne seriyor. Güncesinde Wuhanlıların yaşadığı korku, panik, depresyon, çaresizlik, siyasi acziyet, birlikte mücadele ve toparlanma aşamalarını ortaya koyuyor.
Kılıçdaroğlu’ndan Nâzım Hikmet sözü
Usta gazeteci ve yazar Orhan Karaveli, dostu Nâzım Hikmet’in mezarına ilişkin önemli bir projeyi ilk kez Cumhuriyet’e açıkladı.
Kara kıtanın Amazonları
Kadınlar hep savaşçı olmak zorunda. Kadınlar tarih boyu başlarının çaresine nasıl bakmış daha doğrusu kalan sağlar başlarının çaresine nasıl bakmaya çalışmış? ‘Afrikalı Amazonlar - Dahomey'in Kadın Savaşçıları’ kitabı merkezinde ilerlemek istiyorum bu kez. Ardından sözü ‘Assata’ adlı bir başka savaşçı Assata Shakur’un otobiyografisine getireceğim.
Çığlık çığlığa Cthulhu!
H.P. Lovecraft’ın Cthulhu’nun Çağrısı ve Diğer Tuhaf Öyküler'i, insanlığın en eski ve en güçlü duygusu korkuyu deşen öykülerle dolu “tuhaf” bir başyapıt.
Unamuno ile akıl oyunları (18.05.2020)
Miguel de Unamuno’nun İspanya’da ilk kez 1996’da yayımlanan Günlükler’i; okudukları, sorguladıkları çerçevesinde hayatın anlamını bulmaya ve tanrıyı anlamaya çalışan genç bir üniversite öğrencisinin zihinsel gelişim sancılarına doğrudan bir yolculuk.
Takastan bugünlere: PARA!
Para… İnsanlık tarihi kadar eski ve küresel bir olgu olarak gelişimini aralıksız çeşitli formlarda sürdürüyor ve yaşamdaki kilit yerini koruyor. Uygarlıkların olduğu kadar savaşların, yıkımların temelini attığı da bir gerçek. Doğası gereği iyi bir uşak, kötü bir efendi olmaya devam edecek “para”nın tarihteki izini sürdük…