Abdullah Avcı'dan dönüş sinyali!
Abdullah Avcı, koronavirüs salgınının olaylara bakış açısını nasıl değiştirdiğini ve yeni dönemde futbolu bekleyen öngörülerini anlattı.
Abdullah Avcı, koronavirüs salgınının olaylara bakış açısını nasıl değiştirdiğini ve yeni dönemde futbolu bekleyen öngörülerini anlattı.
Koray Durkal imzalı röportajda büyük umutlarla geldiği Beşiktaş'ta kupada Erzurum'a elenince yolları ayrılan Abdullah Avcı, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınının olaylara bakış açısını değiştirdiğini ifade etti. Tecrübeli teknik adam, siyah beyazlılara vedası, salgının hem insanlara hem futbola etkileri başta olmak üzere birçok konuda çarpıcı açıklamalar yaptı:
"Hepimiz dünyanın en zor işini yaptığımızı düşünüyoruz zaman zaman değil mi? Salgından hemen önce yaşadığım şu son süreçte, ben düşünüyordum mesela. Çok sevdiğim bir şeyi, yaşadığım tüm zorluklara rağmen, kendi doğrularım çerçevesinde, en iyi şekilde yapmak için çok büyük bir çaba gösteriyordum. Kayserispor maçının ardından kariyerimin en değerli ve unutulmaz anını yaşamam ile eşyalarımı toplayıp tesislerden ayrılmam arasında sadece birkaç hafta var. Övgü de yergi de kişisel olarak algılanmaması gereken şeyler. İnsanların sizi övmesi başarılı olduğunuzun, yermesi başarısız olduğunuzun tek başına kanıtı değil."
HAKARETLERİN SİZİNLE İLGİSİ YOK
"İnsanlar merkeze sizi koyan bir şey yapmıyor aslında. Yaptıkları kendileri ile ilgili. Hakaret ederken bile bunun sizinle ilgisi yok. Ama çok sevdiğiniz bir işi, çok değer verdiğiniz bir çatı altında yaparken kabullenmek kolay değil. Çok üzüldüğüm, yıprandığım, kahrolduğum bir dönemdi. Çok sorguladım yaptığım işi. Dünyanın en zor işini yapıyormuşum gibi hissettiğim anlar oldu. Ama şimdi ailelerini bırakıp hastaneye giden, gecesini gündüzüne katıp canla başla çalışan sağlık çalışanlarını görüyorum ve inanın utanıyorum."
"Futbolu fazla gözümüzden büyütüyoruz. Bunun sevmekle alakası yok. Benim kadar sevenini zor bulursunuz. Kastettiğim şey bu değil. Futbolun bir eğlence unsuru olduğunu, bizim de eğlence sektöründe iş yaptığımızı aklımızdan çıkarmamamız lazım. Bunu ölüm kalım meselesi haline getirmeye gerek yok. Bazen hepimiz bu yanılgıya düşüyoruz. Ölüm kalım meselesi, hastanelerde canı pahasına hiç tanımadıkları insanları kurtarmaya çalışan insanların yaptığı şey."
"İnsanlık adına çok büyük bir sınavdan geçiyoruz. Futbol sırasını savdı. Zamanı geldiğinde, iyileştirici özelliği ile yeniden aramıza dönecektir. Kulüplerin ekonomik ve yönetimsel yapılarında köklü değişimler olacaktır. Avrupa'da futbolcu maaşlarında düzenlemeler konuşuluyor. Bu noktada Avrupa ve Türkiye farklı iki senaryo. Orada kulüpler şu anda oynanmayan, gelirin olmadığı dönemlere ilişkin bir kesinti öngörüyor. Adamların zaten geçmişe dönük borçları yok futbolculara."
"Bizde bazı kulüplerde futbolcu-personelin aylardır birikmiş ücretleri var. Bu ödeme sisteminin düzene oturtulması lazım ki; yeni bir planlama konuşulabilsin. Sporcu sağlığını daha fazla önemsemeye başlayacağız. Binlerce kişiyi statlara toplamak mümkün olacak mı ya da ne zaman olacak? Bazı ülkeler daha hızlı toparlanacak, bu rekabet dengesini değiştirecek mi? Transfer politikalarına, altyapı yatırımlarına bakış açısı değişecek mi? Ama henüz bunları konuşmak için çok erken. İnsanlık adına çok büyük bir sınavdan geçiyoruz. Futbol sırasını savdı. Zamanı geldiğinde, iyileştirici özelliği ile yeniden aramıza dönecektir."
'EVDE KAL'MANIN TADINI ÇIKARIYORUZ
"Aslında birçok sporcu ve spor insanı gibi ben de alışık olduğumuz o planlı programlı hayatı evde sürdürüyorum. Her sabah tempolu yürüyüş yapıyorum. 'Yürümek aklı da yü
rütür' derler, gerçekten öyle. Zihnim açılıyor, düşünmek istediğim konulara odaklanıyorum."
"Ben hayatım boyunca tesislerde çok fazla vakit geçirdim; o nedenle ailecek kurduğumuz kahvaltı sofrasına hasrettik, bir süredir onun tadını çıkarıyoruz. Sonrasında biraz gündemi takip ediyor, ardından çalışma odama geçiyorum. Teknik ekibim aralıksız çalışmaya devam ediyor. Analizlerini, izledikleri videoları gönderiyorlar, onlara bakıyorum. Öğleden sonra bir saat kitap okuyor ve yazı yazmaya vakit ayırıyorum. İzlemek istediğim ve vakit bulamadığım çok fazla film ve belgesel vardı, onları akşama saklıyorum genelde. Yayınlandığı gün English Game'i izledim mesela, pek sık başarabildiğimiz bir şey değil, deplasman maç derken en son izleyen biz oluruz genelde böyle şeyleri."
"Sahada olmayı özlemedim diyemem. İlk günlerde bir rahatlama yaşayacağınızı söylerler ya; mesleğinizi çok seven biriyseniz işler pek de öyle değil. Kendimi ölçüp biçmek açısından faydalı bir dönem geçiriyorum. Yaşadıklarımı gözden geçiriyorum. Yenilenme süreci diyebiliriz, mental ve profesyonel anlamda. Farklı bir şekilde döneceğim. Ama acelem yok.
"Ben başarıya giden yolun hayal etmek ve o hayali gerçekleştirmek için çalışmaktan geçtiğinde inanıyorum. Enerjim ve tutkum el verdiği sürece futbola hizmet etmek istiyorum. Bunu da yurt içi veya yurt dışı olarak ayırmıyorum. Hayatımda farklı deneyimler olsun isterim tabii. Hiç öncelik sıralaması yapmadım ama İngiltere, İspanya, Almanya, Hollanda sıralamasında olabilir."
"Teknik adamlıkta en büyük mutluluğu ve en büyük üzüntüyü ne zaman yaşadınız?" sorusuna da cevap veren Avcı, "İşini verilere, analizlere, bilimsel yöntemlere uygun yapmayı tercih eden biri olsam da, duygularıyla yaşayan bir adamım. Belki de o nedenle mutluluk ve üzüntüyü çok sık eş zamanlı yaşıyorum, dalgalanmalar çok oluyor hayatımda. Başakşehir ve Beşiktaş dönemlerimden de anlar geliyor aklıma ama sanırım her iki anlamda da zirve 2005 yılı. Mayıs ayında U17 Avrupa Şampiyonu olup, eylül ayında Dünya Kupası finali oynamayı kıl payı kaçırmamız."
"Beğendiğim teknik direktörlerden çok, beğendiğim oyun felsefeleri var. Klopp'un Liverpool'a oynattığı oyunun gelişimi, Guardiola'nın İngiltere'ye gittikten sonra pasa dayalı oyun felsefesini rekabet ve kadro yapısına göre uyarlamasının detaylarını incelemek hoşuma gidiyor. Serie A'da da ilginç oyun modelleri deneniyor; oyun içinde değişen taktikler üzerinde çalışıyorlar. Çok değil, akıllı para harcamayı tercih eden kulüpler oyun sistemlerine yatırım yapıyorlar."
"English Game'i bir oturuşta izledim. İngilizler'in tamamen fiziksel güce ve top sürmeye dayalı köhne futbol anlayışına karşın, futbolda alanın önemini keşfeden İskoçlar'ın pasa dayalı yenilikçi futbol anlayışı. Tam benlik konu! Mesleğimle ilgili verdiğim mücadeleye dair çok şey buldum sanırım. Futbolu seven, sevmeyen herkese tavsiye ederim."
"Daha önce deneyimlemediğimiz bir konuda neyin doğru, neyin yanlış olduğunu söylemek çok zor. 'Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' deniyor. Ama nasıl bir değişim olacak, onu kestirmek zor. Bir şeylerin kıymetini anlayıp olumsuz eğilimlerimizi düzeltecek miyiz, yoksa sahip olduğumuz eğilimler daha abartılı bir hale mi bürünecek emin değilim açıkçası."
Spor Haberleri
- Ba'ya gösterilen kırmızı kartta karar doğru mu?
- Sergen Yalçın'dan flaş Mourinho tepkisi!
- Joao Mario cephesinden ayrılık iddialarına yanıt!
- Barcelona'ya sahasında şok: Tarihlerinde bir ilk!
- Arjantin'de şampiyon Velez Sarsfield!
- PSG, Lyon karşısında 3 puanı 3 golle aldı!
- Tottenham, Southampton'ı deplasmanda farklı geçti!
- Chelsea, Brentford karşısında zorlanmadı
- Roma duraklama dakikalarında yıkıldı!
- Anadolu Efes sahasında hata yapmadı!
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Jose Mourinho'dan genç futbolcuya övgü!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği