Kombine paraları için top yönetimde!

Galatasaraylı üyeler “Paramı geri istiyorum” değil, “Paramı derneğime bağışlamak istiyorum” diyebilir. “Fikir yönetime muhalif kesimden geldi” diyerek gelir kapısını kapamak akılcı bir düşünce tarzı değil! Kaldı ki Fenerbahçe ve Beşiktaş da bu konuda Galatasaray’ın arkasından gelecek gibi görünüyor.

Kombine paraları için top yönetimde!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 30.04.2020 - 12:02
Koronavirüs nedeniyle kulüpler zor durumda. Maddi gelir neredeyse sıfıra indi.
Peki para nereden bulunacak?
İşte bu soruya geçen hafta Galatasaray eski yöneticisi Av. Sedat Doğan yanıt vermişti.
Doğan, kombine sahibi Galatasaray üyelerini kalan maçların parasını kulübe bağışlamaya çağırmıştı.
Yıllarca Galatasaray yazar ve muhabirliği yapan Serdar Dinçbaylı, konuyla ilgili bir yazı kaleme aldı ve spor dünyası ile paylaştı.
İşte o yazı:

"Bizim adetimizdir; zorda olsak bile sevdiklerimiz için güzellikler düşünürüz. Koronavirüs’ün her yanımızı sardığı bu günlerde bir grup Galatasaraylı statta izlenemeyecek maçlar için kombinelere ödenen parayı kulüp menfaatine kullanmanın yolunu buldu.
Proje tabana yayılır ve gerekli destekler alınırsa 50 milyon lira hatta daha büyük bir rakamın kulüp kasasına girmesi olası görünüyor.

İSTERSENİZ BİRAZ AÇALIM

Önce şunu söylemek gerek; kimse verdiği parayı geri istemiyor. Kulüplerin yapıları ekonomik kolaylıklar için son derece karışık. Taraftara kombineleri satan Sportif A.Ş (Sportif). Galatasaray Spor Kulübü Derneği (Dernek) ise Sarı Kırmızılılar’ın spor faaliyetlerini yürüten birimi. Bu ikili sık sık para alış-verişi yapıyorlar. Koronavirüs nedeniyle ligde kalan son 3 maç büyük olasılıkla seyircisiz oynanacak. Bu yönde bir karar çıkarsa diye de bir grup Galatasaraylı bir formül üretti. Geçen hafta ilk kez bu satırlarda dile getirilen formül aynen şöyle...
Daha önce alınan biletlerin kullanılamaması durumunda bu maçların bedelinin Dernek’e temlik edilmesi. Bu durum da Sportif’e verilecek basit bir dilekçeyle gerçekleşebilecek.
Bu ne demek; “Paramı geri istiyorum” değil, “Paramı derneğime bağışlamak istiyorum” demek.
“Fikir yönetime muhalif kesimden geldi” diyerek gelir kapısını kapamak akılcı bir  düşünce tarzı değil! Kaldı ki Fenerbahçe ve Beşiktaş da bu konuda Galatasaray’ın arkasından gelecek gibi görünüyor.

HUKUK NE DİYOR?


Galatasaraylı hukukçular gelen tepkilere açıklık getirdiler. Hukuki konuda ilk açıklama bundan iki yıl önce Genel Kurulu yönetmeye de aday olan Avukat Asena Yılmazkaya’dan geldi.
“Bundan bir kaç gün önce, Galatasaray taraftarına elini cebine atmadan kulüplerine bağışta bulunmayı sağlayacak güzel bir kampanya başlatıldığını duydum. Bir bakıma felaketi, gönülden bağlı olduğumuz Galatasaray yararına çok değerli bir fırsata çevirecek önemli bir kampanya bu. Hukuki altyapısı da hazırlanmış olarak altın tepside sunulmuş. Emeği geçen herkese bir Galatasaraylı olarak teşekkürü borç biliyorum. 
Bir de çeşitli platformlarda yaraya merhem olacak bu projeye muhalefet edenler var. Bu kişilerin hangi saikle hareket ettiklerini anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu. Zira neresinden bakarsanız bakın, Galatasaray yararına bir projeden bahsediyoruz. 
Üzerinde düşünülüp taşınılmış, hukuki alt yapısı hazır, sizden bir beklentisi yok, bütün amacı Galatasaray’ın menfaatine bir iş yapmak, Kulübün, Sportif’e olan borçlarını azaltmak. O zaman kim, neye ve neden karşı duruyor!
Bir de hukuki açıdan bakalım. Belki böylece konu daha iyi anlaşılır. 
1. Kampanyaya muhalefet edenler sözleşmedeki “Mücbir sebep halinde bedel iadesi yapılmayacağına dair hükmü” ileri sürüyorlar. Yani bir nevi şeytanın avukatlığını yapıyorlar. Zira bunu ancak kampanyayı menfaatine aykırı bulanların ileri sürmesi beklenir.  Biz hukukçular, bir meselede hukuki riskleri belirlerken bu tür kişileri de hesaba katarız. Böyle bir argüman üretenlerin menfaatine aykırılık olduğunu düşünürüz. Şimdi bu kampanya sizin menfaatinize aykırı mı ki böyle bir söylemle geliyorsunuz? 
2. Hukuki açıdan, Galatasaray Sportif A.Ş ile kombine satın alan kişi arasında akdedilmiş bir standart sözleşme var. Bir defa; Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 5. Maddesi açık. Standart sözleşmelerde tüketici ile müzakere edilmeyen maddeler haksız şart olarak her zaman ileri sürülebilir. Bu standart sözleşmede “mücbir sebep halinde bile bedel iadesi yapılmaması” hükmü de müzakere edilmeden imzalatıldığı için haksız şart olarak değerlendirilmeye son derece elverişli. Zira genel olarak mücbir sebep, sözleşmede edim (bedel) iadesini gerektiren bir şart olarak yer alır. Burada ise tam tersi bir durum var. 

3. Kaldı ki, Türk Borçlar Kanunun 136. Maddesine göre, “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlüdür.”
Tüm Galatasaraylıları kişisel husumetleri bir yana bırakıp bu kampanyaya destek vermeye çağırıyorum. Dernek de biziz, şirket de biziz, kombineyi satın alan da biziz. Hepimiz Galatasaraylıyız ve hepimiz aynı taraftayız”.

SIRA YÖNETİMDE


Hukuki altyapısında bir sıkıntı yoksa, ezeli rakipler bile fikri benimseyip peşinden gelmeyi düşünüyorlarsa,
Galatasaray Yönetimi’nin de bu projeye destek vermesi tüm Galatasaraylılar’ın yararına olacaktır."