Aşk direnmektir
Can Dündar
Son Köşe Yazıları

Aşk direnmektir

14.02.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Julius Fucik (Fuçik okunuyor), 1942 yılının ılık bir bahar akşamı Nazilerce tutuklandı.

Çek Komünist Partisi’nin çıkardığı gazetenin yayın yönetmeniydi. Direnişin önderlerindendi.

Cezaevinde ağır işkencelerden geçirildi. Konuşmadı.

6 hafta sonra Naziler, onun direncini kırabileceğini düşündükleri bir yöntemi denediler. Sabaha karşı 3’te hücresine eşi Augustina’yı getirdiler. Augustina, kocasının öldüğünü sanıyordu.

Şaşkın haldeyken Nazi komiseri, “Tanıyor musun onu” diye sordu.

Karşısındaki adam, tanınmaz haldeydi, ama elbette tanımıştı.

Fucik, karısı halini fark etmesin diye, ağzının çevresinde biriken kanı yutmaya çalıştı. Ama gayreti boşunaydı; yüzünün her yerinden, parmak uçlarına kadar kan damlıyordu.

Augustina, korkusunu ufacık bir bakışla bile dışa vurmadan, “Hayır, tanımıyorum” dedi.

İnanmadı komiser:

Augustina’yı Fucik’in kan revan içindeki yüzüne yaklaştırdı.

“İkna et onu” dedi; “...aklını başına alması için ikna et. Kendini düşünmüyor, bari seni düşünsün. Bir saatiniz var, iyice düşünün. Burnunuzun dikine gitmeyi sürdürürseniz, bu gece kurşuna dizilirsiniz. İkiniz de...”

Augustina gözleriyle kocasını okşarken konuştu:

“Bu tehdit bana sökmez. Son ve büyük arzum şu: Onu kurşuna dizecekseniz, beni de dizin.”

Fucik, gülümsemeye çalıştı. Bu, bir “Elveda” tebessümüydü. Ama kanlı ağzında boğuldu.

Augustina’yı götürdüler.

İki sevdalının son görüşmesi böyle oldu.

Augustina bu yüzleşmeden bir yıl kadar sonra Polonya’daki toplama kampına gönderildi.

Fucik ise Ağustos 1943’te idam cezası aldı.

8 Eylül 1943 günü Berlin’de asıldı.

***

Bitmedi.

Hitler, 1945 baharında bozguna uğradığında Augustina, Polonya’da faşistlerin işkenceden öldürmeye vakit bulamadığı tutsaklar arasındaydı. Bir deri bir kemik kalmış halde salıverildi.

Hemen Çekoslovakya’ya dönüp kocasını aramaya başladı. İdam edildiğini öğrendi. Ancak idam haberiyle birlikte bir şey daha öğrendi:

Fucik, Prag’daki hapishanesinde bir Çek gardiyanın hücresine soktuğu kalem sayesinde bazen bir sigara kâğıdına, bazen bir defter sayfasına küçük notlar almış, bu notları numaralayıp birer birer gizlice dışarı çıkarmıştı. Her bir sayfa başka birindeydi.

Augustina önce gardiyanı buldu. Ondaki notları aldı. Sonra diğer sayfaların peşine düştü. Sadık dostların gizlediği numaralanmış sayfaları bir araya getirdi. Bunlar, darağacının gölgesinde yazılmış satırlardı. O küçük kâğıtları, kalbini yerinden söken bir heyecanla okudu:

Kocası, hücresindeki yüzleştirilmelerinden sonra şunları yazmıştı:

“İşte benim Gustina’m, muazzam bir aşk ve müthiş bir güç...

Canımızı alabilirler, öyle değil mi Gustina; ama aşkımızı ve onurumuzu alamazlar.

Vedalaşmamıza, kucaklaşmamıza, hatta birbirimizin elini tutmamıza bile izin vermediler. Sen de ben de biliyoruz ki, büyük olasılıkla birbirimizi bir daha hiç görmeyeceğiz. Yine de ta uzaklardan seslenişini duyuyorum:

Elveda sevgilim!

Şimdilik elveda...”

***

Fucik, bu satırlarla eşine veda etmiş, ancak aynı mektuba ümitli bir ihtimali de eklemişti:

“Bütün bunlar geride kaldıktan sonra yeniden bir araya gelecek olursak nasıl yaşayacağımızı hayal edebiliyor musun? Özgür bir hayatta, yaratıcı özgürlüğün güzelleştirdiği bir hayatta yeniden buluşmak... Onca yıldır özlemini çekip sabırla çaba harcadığımız, şimdi de uğrunda ölüme gittiğimiz şeylere eriştiğimizde...

(O gün) artık hayatta olmasak da insanlığın büyük mutluluğunun küçücük bir parçasında yaşıyor olacağız. Ayrılmak zor olsa da, bu (ihtimal) gönlümüzü okşuyor.”

***

Augustina, bu notları özgür ülkesinde yayımladı.

O notlar dünya dillerine çevrilip birçok ülkede basıldı.

Nihayet 2 ay önce Celal Üster’in harika çevirisiyle Yordam Kitap’tan çıktı.

Ve yattığım hücrede bana ulaştı.

Mahpusta bir tutsak olarak, -böylesi yakışır diye-, Sevgililer Günü’nüzü Fucik’le Gustina’sının ölümsüz aşkıyla selamlamak istedim.

İnsanlığın elde edebildiği mutlulukta, onların tuzu, kanı, sevdası var; bunu bilelim.

Malumunuz; aşk, direnmektir.

Asla vazgeçmeyelim.

Yazarın Son Yazıları

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Devamını Oku
11.11.2016
Nazi devrinin başlangıcı gibi

Nazi devrinin başlangıcı gibi

Devamını Oku
06.11.2016
Tükeniyoruz, hadi artık!

Tükeniyoruz, hadi artık!

Devamını Oku
05.11.2016
Allah’ın sopası yok ki...

Allah’ın sopası yok ki...

Devamını Oku
03.11.2016
Niye çıldırdılar?

Niye çıldırdılar?

Devamını Oku
01.11.2016
Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Devamını Oku
30.10.2016
3 kıtadan 3 kadın

3 kıtadan 3 kadın

Devamını Oku
24.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Devamını Oku
16.10.2016
O duvar, o duvarınız…

O duvar, o duvarınız…

Devamını Oku
09.10.2016
Oyunun kuralları değişiyor

Oyunun kuralları değişiyor

Devamını Oku
05.10.2016
Suskunluk sarmalı (25.09.2016)

Suskunluk sarmalı

Devamını Oku
25.09.2016
Suskunluk Sarmalı (24.09.2016)

Suskunluk Sarmalı

Devamını Oku
24.09.2016
Cesarete ödül, zulme şamar

Cesarete ödül, zulme şamar

Devamını Oku
24.09.2016
Tarık Akan’ı öldüren sancı

Tarık Akan’ı öldüren sancı

Devamını Oku
18.09.2016
Saray ve yeldeğirmeni

Saray ve yeldeğirmeni

Devamını Oku
17.09.2016
Büyük gözaltı (11.09.2016)

Büyük gözaltı

Devamını Oku
11.09.2016
Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Devamını Oku
07.09.2016
Mafya hukuku

Mafya hukuku

Devamını Oku
04.09.2016
Veda vakti

Veda vakti

Devamını Oku
15.08.2016
Yeni Kapı’nın ardı

Yeni Kapı’nın ardı

Devamını Oku
06.08.2016
Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Devamını Oku
03.08.2016
Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Devamını Oku
31.07.2016
Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Devamını Oku
29.07.2016
Tehdit sökmez, belgeyle gelin!

Uluslararası dayanışma büyüyecek

Devamını Oku
04.07.2016
Avrupa uçağı sallanıyor

Uçaktaki Avrupa

Devamını Oku
02.07.2016
Avrupa şokta (25.06.2016)

Avrupa şokta

Devamını Oku
25.06.2016
Gün dayanışma günü

Gün dayanışma günü

Devamını Oku
21.06.2016
Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Devamını Oku
20.06.2016
Söylenemeyeni söylemek

Söylenemeyeni söylemek

Devamını Oku
13.06.2016
Delikanlılık ve ciğer üzerine

Delikanlılık ve ciğer üzerine

Devamını Oku
06.06.2016
Cumhuriyet olmasa…

Cumhuriyet olmasa…

Devamını Oku
30.05.2016
Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Devamını Oku
28.05.2016
Genç Cumhuriyet

Genç Cumhuriyet

Devamını Oku
23.05.2016
Yeniden yürüyüş vakti

Yeniden yürüyüş vakti

Devamını Oku
19.05.2016
Ülkeyi uğursuza hırsıza bırakmayız

İsveç Ulusal Basın Kulübü, ‘İfade Özgürlüğü Ödülü’nü bu yıl bana ve Erdem Gül’e vermeyi kararlaştırdı. Erdem’le bu gece Stockholm’de bu ödül töreninde olacağız. Bazıları ‘Ülkeden kaçtığımızı’ yazmış arkamızdan... Hiç sevinmesinler... Onlarla işimiz henüz bitmedi. Ülkeyi hırsıza, uğursuza bırakacak değiliz.

Devamını Oku
16.05.2016
Daha da güçlüyüz

Daha da güçlüyüz

Devamını Oku
09.05.2016
Yarın olsun!

Yarın olsun!

Devamını Oku
08.05.2016
Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Devamını Oku
07.05.2016