15 Temmuz ve yeni Türkiye inşası

15 Temmuz ve yeni Türkiye inşası

08.08.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

15 Temmuz, kuşkusuz tarihi bir dönüm noktası, ama neye dönüşeceğimiz henüz belli değil. Kavgasız, dövüşsüz, demokratik bir Türkiye hayali kuranlar için bir fırsat olabilirdi; hâlâ bu hayali canlı tutmakta, hayata geçirmeye uğraşmakta yarar var. Ancak, siyasal-toplumsal hayallerin gerçekleşmesi için toplumun tümüyle olmasa da çoğunluğu tarafından paylaşılması gerekir. Ben halihazırda bu manada bir ortaklaşmadan çok uzak olduğumuzu düşünüyorum.
Siyasal yelpazede uzlaşma, onarma öne çıkıyor gibi, ama toplumsal planda Türkiye’nin geleceğine dair hayaller birbirinden çok uzak. Öncelikle, Türkiye’nin neden bu hale geldiği konusundaki sorgulamada her musibet Gülen grubu, onların çevirdikleri işlerden ibaret. Oysa, Türkiye’nin geçmişini topyekûn sorgulamaya girişmeden, sağlıklı bir çıkış bulmak da bundan sonra çıkılacak yol konusunda uzlaşmak da zor. Ulusalcı zihniyetin, Ergenekon mağduriyeti ile dar görüşlü bir Türkiye tasavvurunu bir kez daha fırına sürmesi bir sorun. Türkiye’nin geleceğini, yeni ve eski Fethullahçı itirafçıların öcü masallarının peşine takmak ayrı sorun.
Daha önemlisi, demokratların, laikçilerin, Kürtlerin ve İslamcıların Türkiye’nin geleceği konusunda tasavvurları birbirinden çok ama çok farklı. İslamcıların Türkiye tasavvuru, seçimle sınırlı bir demokrasi ile İslami bir düzen kurmak, geçici olarak ve mecburiyetten laikliğe katlanmak. 15 Temmuz demokrasi müdafaası, darbeler karşısında ortak demokrat tavır olmanın bir adım ötesine gittiğinizde, böylesi bir düzenin kurucu adımlarından biri, “Yeni Türkiye”nin resmi kuruluş tarihi. Diğerleri, böyle bir gidişten kuşkulu ve rahatsız ama ne gelecek kurguları ne de toplumsal tabanları geleceğe yön verebilecek güçte. Kürt siyaseti ise haklı olarak mevcut siyasal uzlaşma zemininin Türk milliyetçiliği üzerine kurulmuş olmasından rahatsız, ama demokratik bir Türkiye inşasına omuz vermekten ziyade Kürt ulusal mücadelesine odaklanmış vaziyette. Muhafazakâr çoğunluk, halihazırda belki ideolojik manada İslami bir düzen savunucusu değil, ama bu yönde bir gidişe ve demokrasinin çoğunluğun seçiminden ibaret tanımlanmasına büyük bir itirazı yok. Bu koşullar altında, en muhtemel ve belki anlaşılması kolay olan Yeni Türkiye projesinin yol alması. İşin kötüsü, Yeni Türkiye projesi, mevcut tanımı ile daha fazla toplumsal barış, demokrasi ve özgürlük vaat etmiyor ve tam da bu nedenle Türkiye’nin içinde bulunduğu girdaptan çıkış yolu olamayacak.
Hali hazırda, “Yeni Türkiye” projesinin en ateşli savunucuları bir yanda ideolojik İslamcılar, daha doğrusu İslamcı milliyetçiler diğer yanda böylesi değişim dönemlerinde yer kapmak telaşı içinde olan her türden maslahatçılar ve bir adım sonrasında her türden oportünistler. Bu durum sadece Türkiye’ye ya da içinde bulunduğumuz tarihsel döneme mahsus bir tecelli değil. Her büyük değişim sürecinde ideolojik öncüleri maslahatçılar ile yol alır; her türden şahsiyetsiz, çıkarcı şahıs ve çevreler ön alır. Yakın tarihte, 1908 Jön Türk ihtilali de Yeni Cumhuriyet’in kuruluş yılları da benzer ortamlardı. Açın o dönemin romanlarını, ‘hatırat’larını, otobiyografilerini okuyun, o dönemlere ait tüm soylu hayalleriniz tuzla buz olur. Kısacası, bir kez daha otoriter ideolojilerin öncüleri ile her döneme uyum sağlayanların ezeli ittifakı söz konusu.
Son olarak, kim ne derse desin, İslamcılık otoriter bir siyasi ideolojidir ve bu temelde şekillenen yeni bir toplum mühendisliğinden başka bir şey vaat etmiyor. Bu ülkenin Müslüman kültürünü önemsemek ve es geçmemek başka şey, tüm toplumu İslami bir düzen kalıbına sokmaya çalışmak başka şey. Nitekim, tam da bu nedenle, İslamcıların Kemalizm eleştirisinin ağırlık noktası hep, otoriter olması değil, “toplumun yerli/ tarihsel/öz” değerlerine uzak olması iddiasıydı. Halihazırda İslamcılar hâlâ demokrasiyi, bir toplumsal barış yöntemi değil, “bize uygun olmayan ithal bir ideoloji”, laikliği ise dini çatışmalardan uzak durmanın bir yöntemi değil, büsbütün gâvur işi olarak görüyor. Bu hatta inşa edilen “Yeni Türkiye”, ister istemez otoriter bir düzen olacak, tabii bu arada başımıza daha beter şeyler gelmezse!
Not: 7 Ağustos Demokrasi Mitinginden önce yazılmıştır.

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017