Adnan Binyazar

Ağıdı susmayanlar

13 Eylül 2024 Cuma

Ağıdı susmaz bir toplumuz biz. Darbeler oldu, insanlar asıldı. Yüreği yananların karanlık odalarda yaktıkları ağıtları kimse duymadı.

“Üç fidan” asıldığında gençliklerinin baharındaydılar. Koca bir gençlik ordusu bile sustu, ağıdını içine gömdü. 

Yalnız ağustos ayında 31 kadın, eşlerinin kurşunlarıyla can verdi. Son üç gün içinde bir kişi, ihanet ettiğini öne sürerek eşini bıçaklarla delik deşik etti. Onların ardından ağıt bile yakılmadı. 

Bu ayın başlarında bir baba üç çocuğunu ölürdü. Çocuklar ağıtsız gömüldü. 

Üç hafta önce en yakınlarının öldürüp bedenini sulak yerlere gömdükleri sekiz yaşındaki üçüncü sınıf öğrencisi Narin’e, okuluna başlayacağı gün arkadaşlarının yaktığı ağıt yüz binlerin yüreğini yaktı. Onlara Cemal Süreya’nın “Kalın Abdal” şiirinden dizelerle katıldım: 

ağıdı önce söylenen

sen nereye uçuyorsun,

ağıdı önce söylenen

ölüm korkusunu atar, 

sen nereye uçuyorsun

boynu usul telli turna 

NARİN 

Üç haftadır gazeteler, TV ekranları, Narin’in öldürülmesiyle ilgili birbirini tutmayan haberler yayımlıyor. 

Sekiz yaşında olmasına karşın giyimi kuşamıyla yaşının üstünde görülüyor. Yüzü ay aydını, bakışları sıcak mı sıcak. Göreni kendinden bir parça sayacak denli de sevimli! 

Gücüm yetse şu yaşımda ova demez, dağ demez, her yere koşup onu oralardan sapasağlam bulur, merak edenleri sevindirirdim.

Narin’in kaybolmadan önceki son görüntüleri 21 Ağustos’ta saat 15.15’te okulun güvenlik kamerasına yansımış. Dört arkadaşıyla birlikte yürüyorlar. Bir süre sonra onun, yönünü değiştirerek evinin yolunu tuttuğu görülüyor.

Babası, amcası, annesi onu aramaya çıksalar da bir türlü bulamıyorlar. Ne acıdır ki onların her sözcüğünde birbiriyle örtüşmeyen tutarsızlıklar var. 

TANIK 

Narin’in amcasının arkadaşı Nevzat Bahtiyar olay gününü anlatıyor: 

“Öğleyin eve gitmiştim, su kesikti, muhtarı aradım. 10 dakika sonra bahçeye çıktım. Annemin evindeki su akıyordu, ağaçları suluyordum. Narin’in evinin bahçesinden muhtar bana seslendi. ‘Hazırlan, seninle acil işim var. Beni bekle’ dedi. Arabası ile geldi. Ağacın altında kimsenin görmediği bir nokta vardı. Narin’in koltuktaki cenazesini aldı ve benim arabadaki battaniyeyi çıkartıp ona koyduk. Daha sonrası aracı evimin önüne götürdüm. Narin’in cesedini bir çuvala koydum. Eğertutmaz Deresi’ne götürdüm.”

Bahtiyar, daha önceki bir soruşturmada da şu açıklamayı yapıyor: 

Salim Güran, battaniyeye sarılı bir şeyi göstererek, ‘Bunu yok edeceksin’ dedi. ‘İyi düşün, sana 200 bin lira veririm’ dedi. Battaniyeye sarılı çocuğu alıp, çuvalın içerisine birlikte koyduk. Muhtar Salim Güran ile birlikte ayrılmadan önce ‘göl’ diye tabir ettiğimiz Eğertutmaz Deresi’ni işaret etti ve ‘Oraya götür’ dedi.” 

DAYANIŞMA 

Bu tür olaylarda herkes kendini bir tarafa çekip bir kenara çekilir. Narin’in başına gelenlerin toplumsal vicdanı sarstığı şundan belli ki cumhurbaşkanından olayla ilgili bakanlara, iktidarda, muhalefette yer alan politikacılara, üst düzey komutandan askere, polise, orman içi, su dibi araştırıcılarına, çevredeki kadına erkeğe, sıradan yurttaşlara kadar onu arayıp bulmakta gece gündüz demeden canla başla düşünmüş, düşündüğünü eyleme dönüştürmüştür. 

Bu toplumsal dayanışmaya karşın, Narin’in amcası Salim Güran, kızın ağabeylerinden birine, “Narin’i öldür, yoksa ben ikinizi birden öldürürüm!” demesi en üst düzeyde insanlık suçudur!

Bu dayanışmanın yansıması olarak, gazetemizde Cumhuriyet’te yer alan şu haber, gerçeğin ortaya çıkarılmasına yönelik en etkili yöntemlerin uygulanacağı konusunda okuru aydınlatıyor:

“Kaybolduktan 19 gün sonra cesedi bir çuval içinde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüne ilişkin kritik detaylar Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporlarla belli olacak. Araştırma ayrıntılarında, Adli Tıp Kurumu’nun yöntem olarak ‘dedektif böcekler’ kullanacağı bildirildi. İskelet temizlenmesinde en yaygın tür olarak dermestes maculatus böcekle, cinayetin nasıl işlendiğini ortaya çıkarılması bekleniyor.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İlk gördüğüm film 11 Ekim 2024
Bilimin sesi 4 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları