Bu başlıkta bir yazıyı yıllar önce yazmıştım. Gazetede hemen her gün sokakların insan kanına bulandığını okuyunca, onu gözden geçirerek yeniden yayımlıyorum.
Yeryüzünde insan çoğaldıkça aralarında azgın savaşlar çıkıyordu. Öyle de olsa insan, en kanlı günlerde bile felsefeden bilime, şiirden romana, heykelden resme gelişim göstererek barışın yolunu açmıştır.
Kurtuluş Savaşı’yla Türkiye’yi çağdışılıktan kurtarıp çağdaş kılan Mustafa Kemal Atatürk’ün dünyanın birçok ülkesindeki büstlerinin ön yüzüne şu sözü yazılmıştır:
“Yurtta barış, cihanda barış! Milletin hayatı tehlikeye düşmediği sürece savaş cinayettir.”
SAVAŞ VE BARIŞ
Barış söz konusu olunca ilk akla gelen, Tolstoy’un Savaş ve Barış romanıdır. Tolstoy, kitlelerin can verdiği Fransa-Rusya savaşında yalnızca insan ölümünü anlatmıyor, evrensel duyarlığıyla bir atın can verişini de insanlığın gözünün önüne seriyor.
Her canlının yaşamaya hakkı olduğu izlenimi yaratan Savaş ve Barış romanının özü şu tümceye dayanır: “Bütün kötülüklere karşın hayat yaşanmaya değer.”
Bu kısacık cümlenin içerdiği anlam, barışın insanlığın güvencesi olduğunu belirler. Sanatçı, yaratıcı gücüyle, sanatı insanlığın bilincine yerleştirmiştir.
GUERNİCA
Güzellik duygusunu insanlığın beğeni dünyasına yerleştiren de sanatçıdır. Koca kayalara elindeki keskilerle biçim veren bir heykeltıraşı getirin gözünüzün önüne. “Sanat ruhun üzerindeki günün tozunu temizler” diyen Picasso, Beethoven’ın uygarlık melodilerini duyarak fırçasını tuvalini üzerinde gezdirmiştir. Picasso’nun yüreği yaratıcılıkla atmamış olsaydı insanın birbirini vahşi hayvanlar gibi parçaladığı savaşın simgesi olan ölümsüz “Guernica” resmini yaratabilir miydi?
O resmi nasıl bir inançla yapmış olmalı ki Guernica’yı görmeye gelen generallerden biri, Picasso’ya “Bunu siz mi yaptınız?” diye sorunca büyük sanatçı, insan yüreğini sarsan yanıtını yapıştırmıştır:
“Hayır, siz yaptınız!”
Picasso, Guernica’yı yaptığını şöyle dile getiriyor:
“Üzerinde çalıştığım ve Guernica adını vereceğim resimlerimde, İspanya’yı acı ve ölüm okyanusuna batıran askeri sınıfa duyduğum nefreti açıkça göstermekteyim.”
SANAT-BİLİM KAYNAŞMASI
Picasso’nun bir duvarı kaplayacak denli büyük Guernica adlı resminde bir at figürü vardır. Büyük ressam, atın ağzından fırlayan o çaresiz dilin kıpırdanışıyla, insanı birbirine kırdıran savaş kasaplarını tarihin lanetli çukuruna gömmüştür.
Güzellik sanatla, gerçeklik bilimle çıkar ortaya. Savaş ne denli yıkıcısıyla, sanat öylesine yapıcıdır. Einstein da onu dile getiriyor:
“Ben, savaşı öylesine tiksinti verici ve aşağılayıcı buluyorum ki böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendimi parçalayıp yok ederim daha iyi. (...) Ben barış için savaşmak istiyorum” demiştir.
İnsanlığı savaş denen bilerek yapılan cinayetten ancak sanatın aydınlatıcı ışığı kurtarmıştır. Çok yönlü müzik şenliklerinin özünde, ses sanatının olağanüstü etkisi yatar. Sanatta, her dinden, her ulustan insanın ortak emeğinin olduğunu unutmayalım.