Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bakalım Mustafa Kemal'Tarihte Bugün' Neler Yapmış?! (2)
Geçen hafta “Mustafa Kemal de eleştirilebilir…” “özdeyişiyle” başlatılan yolun vardığı yerleri irdelemeye başlamıştık. Aslında belki de “yerler”den değil ama “yer”den söz etmek gerekiyor. Çünkü sonunda, bir tek yere varıldı. Ama o yerin adı “eleştirmek” değil, dilimizdeki karşılığın tam anlamıyla “yerin dibine batırmak” oldu. Ya da şöyle diyelim: “Mustafa Kemal sonrası”nın bir kesim “aydın”ı(!), bu “sonra”yı oluşturan yıllar boyunca kayda değer hiçbir şey yapamadığının, hiçbir şeyi sürdüremediğinin veya yıkılmasını istediği hiçbir şeyin yerine kayda değer bir başka şey koyamadığının farkına varınca, çareyi “bugün”lerin olumsuzluklarının sorumluluğunu olduğu gibi Mustafa Kemal’in sırtına yüklemeye çalışmakta buldu.
\nDevam etmezden önce, yapılan “eleştirilere” biraz daha göz atalım.
\nEn çok tekrar edilenlerden biri: “Mustafa Kemal, kurduğu devleti kendi kafasına göre şekillendirmişti…”
\nTamamen doğru. Peki ama, kimin kafasına göre şekillendirecekti? İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin üyelerinin kafalarına göre mi? Yabancı ülkelerden hangisinin mandası altına girmek daha uygun olur diye düşünenlerin mi? Ya da Vahdettin’in mi?
\nMustafa Kemal’den başka, Sevr’in alternatifi olarak bağımsız bir devleti düşünen kafa mı vardı o günlerde? Olanlar da kafa mıydı?
\nYoktu. Tek kafaydı onunkisi. Bu yüzden de Şevket Süreyya Aydemir’in biyografisinin başlığı gibi “Tek Adam”dı. Zaten aslında sorun, bu “Tek Adam”ın kurduğu devleti “kendi kafasına göre” şekillendirmiş olmasında değil, ama o devleti ve onun ayakta kalabilme koşullarını bir türlü kavrayamayanlarda. Sırası gelmişken, bununla bağlantılı bir “eleştiri”ye daha değinelim: “1930’ların kafasıyla bugünkü dünyaya bakılamaz…” Sapına kadar doğru. Ama buraya hemen eklenmesi gereken bir gerçek daha var: 1930’ların dünyası ve o dünyanın koşulları iyi, hem de çok iyi bilinmeden de bugünün dünyası ve Türkiye’si anlaşılamaz! Kalkıp 1920’leri, 1930’ları bugün var olan, ama o zaman hiç olmayan koşullara göre yargılayacaksınız, böylece o yirmili ve otuzlu yılları, aslında hiç olmadıkları, çünkü olamayacakları yerde varsayacaksınız, sonra da Mustafa Kemal’e: “Neden orada değildin” diye soracaksınız! Ardından da bunun adına “Mustafa Kemal’i eleştirmek” diyeceksiniz!
\nHayır! Bunun adı, ‘Mustafa Kemal’i eleştirmek’ değildir. Bunun adı, onun ölümünden bu yana geçen yetmiş dört yılda hiçbir şey yapamamış, onun ektiklerini ve yeşertmeye başladıklarını sonradan kurutmuş olmanın vebalini, kendine “Peki, ben bu kadar yılda ne yaptım” diye hiç sormadan yetmiş dört yıl önce ölmüş olan o adamın sırtına yüklemeye çalışmaktır.
\nBiz iyisi mi, ayrıntıların içinde yolumuzu kaybetmeden esasa gelelim.
\n“Yani Mustafa Kemal eleştirilmemeli mi” diye sormaya kalkmayın sakın! Elbette eleştirilir. Dahası, eleştirilmelidir. Bıraktığı tek mirasın bilim ve akıl olduğunu kendi söylemiş olan bir adamın eleştirilmesi, ancak sağlığında açtığı ufuklara yenilerinin eklenmesi sonucunu doğurabilir.
\nAma şu gerçek de unutulmamalı: Mustafa Kemal “çapında”ki insanların eleştirilmesi de çap ister, bilgi ister, akılcılık ister. Yani bu iş, Mustafa Kemal’den sonraki yıllarda boş oturmuş olmanın gizli ezikliği ve çapsızlığı ile üstesinden gelinebilecek bir iş değildir! Bu iş, ancak şu yörüngede başarılabilir: O günkü koşullar ne idi? – Bugünkü koşullar nedir? – O günün koşullarından bugünkülere uzanan yolu aşmak için, doğru adımlar atılabilmiş midir?
\nBunun adı, “tarih bilinci”dir; yani bugün düzmece Mustafa Kemal eleştirileri ile “aydın” olmaya soyunanlarda hiç olmayan bir şey!
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi