Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Bir Kalemden Kalanlar'
Geçenlerde asistanım Can Şişman söyledi: “Hocam saydım, telif ve çeviri olarak altmış dört kitabınız var…”
\nTam saymadım, ama yaz başında ben de benzer bir rakama ulaşmıştım. Zaten “Bir Kalemden Kalanlar” fikri de kafamda bu saptamanın ardından iyice somutlaştı.
\n“Bir Kalemden Kalanlar”, hemen her gün hızlanan bir tempo ile yazmakta olduğum anılarıma koyduğum başlık. Aklıma ansızın gelmişti. İş Bankası Yayınları’ndaki sevgili editörüm Rûken Kızıler de beğenince, ad kesinleşti.
\nAnılarımı yazmaya, altmışın üzerinde kitabım olduğu için karar vermedim. Bu kitaplardan çoğunun yaşamımda kendi öykülerinin izlerini de bırakmış olduğunu iyice anladığımda karar verdim. Yaşanan pek çok öykü gibi telif ya da çeviri olsun, bir kitabın da bir yazma eyleminin ürünü olmanın yanı sıra aynı zamanda bütünüyle kendine özgü bir öykünün yaratıcısı ve kahramanı niteliğini taşıdığını insan ancak sonradan anlayabiliyor.
\nBen bunu anladığımda, günün birinde anılarımı yazacağım da kesinleşmişti. Yaşamöykümü, ağırlıklı olarak yazdığım ve çevirdiğim kitapların öyküleriyle inşa edecektim. Böylece de bütün hayatım boyunca hep onlara sığınmışlığımdan kaynaklanan bir tür şükran borcumu da kısmen olsun onlara yani kitaplara ödeyebilecektim. Zaten kitabın adı da sanırım kaynağını asıl bu olguda buldu. “Bir Kalemden Kalanlar” olmalıydı, çünkü gerçekte hep kalemimle var olmuştum. Kalemime sığınmıştım. Hatta edebiyata önce çevirilerle girişim de öyleydi. Ama çevirilere çok düşkün oluşumun aslında “psikolojik” bir nedeni de vardı. Bunu da ancak çok sonra anlayabildim. Sevgisizliğin buzdağları üstünde kıyılmış olması gereken bir nikâhtan doğmaydım. Bu yüzden çocukluk ve ilkgençlik yıllarım, buz gibi geçmiş ve hayat bağlamında da benim için hep korkutucu olmuştu. Evliliklerinin cehenneminde birbirlerini bitirmek peşinde olan annem ve babam, çocukluğumda ve ilkgençliğimde benim nelerle yaşadığım ile hatta neler yaşamam gerektiği ile hiç ilgilenmemişlerdi. Ve bu yüzden, önce onların öğretmiş olmaları gereken bir hayatta, hakkında başlangıçta hiçbir şey bilmediğim bir hayatta ayakta kalabilmek, beni hep korkutmuştu. Bu korku nedeniyle, bol hayal kuran biri olup çıkmıştım. İçinde bulunduğum koşullar nedeniyle en olmaması gereken şeyleri yaşarken, hep onları olması gerektiği gibi yaşadığımı hayal etmiştim. Yani asıl hayatımın kendime uygun bir tür çevirisini yaparak ve o çeviriye göre yaşamıştım. Her şeyin “aslından” veya “özgün metninden” müthiş korkarak. Kurgu yaparak. Önce babamın, ondan yıllar sonra da annemin cenazelerinde de kurgu yapmıştım. Cenazelerde nasıl “olmam gerektiği kadar üzgün görünebileceğim” konusunda hep bir gün öncesinden notlar almıştım. Musalla taşlarında önce babam, ardından da annem yatmışlardı. Kimlik bilgilerime göre annem ve babam olan –olmaları gereken– kişiler. Ama gerçekte “anne” ve “baba” kavramını bana merak ettirmiş olan iki kişi. İki yabancı.
\nBu yüzden hayatım -belki de “hayatlarım” demeliyim, çünkü kimi zaman ben de dönüp geriye baktığımda, Stefan Zweig’ın “Dünün Dünyası”nda sorduğu soruyu kendime sormadan edemiyorum: Ben, kaç hayat yaşadım acaba?- evet, bu yüzden hayatım, hep kalemimden çıkan kurgularda yaşandı. O yüzden de benden kalanlar, ancak “Bir Kalemden Kalanlar” olabilir.
\nOnları toparlıyorum…
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'