Bana bak Ergin Ataman! Uyarıyorum seni: Başın büyük belaya girecek… Ne demek Sırp militanlar? Nasıl söylersin sen böyle bir sözü? Dışarıda bir genç kalbinden bıçaklanıp yaşamını yitirmiş, sen içeride atıp tutuyorsun. Olacak şey mi bu?
Bak dostum! Yat kalk “zamanlamaya” dua et. Ya tersi olsaydı? Ya o iğrenç cinayet senin bu beyanatından sonra işlenseydi? Ve... Birileri cinayet ile beyanın arasında illiyet rabıtası (nedensellik bağı) kursaydı ne olurdu biliyor musun? Bilmiyorsan ben söyleyeyim: Ömrünün geri kalan uzunca bir bölümünü hapiste, o katilin yanında geçirirdin…
Yine de yırtmış sayılmazsın. Yarın bir gün Delije ile bizim “deliler” arasında yeni bir kavga çıkıp biri ölürse ve o gün birileri dönüp “Ergin Ataman öyle konuşursa sonu böyle olur” gibilerden bir şeyler söylerse ne olur biliyor musun? İşte bunu bilme daha iyi!..
Çeneni tutmayı öğren artık Ergin! Ölen genç için yapılan saygı duruşuna bile saygı göstermeyi bilmeyen cahilleri kışkırtacak sözler söylüyorsun. (Bkz. Abdi İpekçi Salonu Galatasaray’ın son basketbol maçı) Yapma! Başın belaya girecek…
Geçen sezon Fenerbahçe ile Galatasaray taraftarlarının arasını Uslu ile birlikte sen açmıştın. Tırmandırmıştınız olayları. Dua edin ki bir kaza çıkmadı o seride. Yoksa... İnan bana, Uslu ile koğuş arkadaşı olurdunuz!
Bilmiyorsan öğren: Türk Ceza Kanunu’nda “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” diye bir suç vardır (TCK 216) ve bu suçun basın ve yayın aracılığıyla yapılması ağırlaştırıcı neden sayılır (TCK 218). Senin ve senin gibilerin yaptığı işte budur: Sırp militanlar ha! Yahu ağzından çıkanı kulağın duymuyor mu senin? Yalnızca takımına değil, kulübüne, basketbola, Türk sporuna ve Türkiye’ye zarar verdin sen. Birilerinden halkla ilişkiler dersleri alacağına, kendine danışman olarak iyi bir ceza avukatı bulsan daha iyi olurdu…
Neyse! Bilirsin severim seni. Basketbol adamlığını da beğenirim ama kes artık şu algı operasyonlarını. Yoksa... Yazık olacak sana! Yazık olacak basketbola, spora ve güzel ülkeme…