Git bunu da yaz!

Git bunu da yaz!

16.11.2021 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

10 Kasım gecesi Mehmet Karaören’in evinde sofrada dört kişiyiz; ama artık aramızda olmayan ortak yakınlar, arkadaşlar, dostlar öylesine girift biçimde birbirine girmiş durumda ki Mine’lerden başla, Erim’den devam et, Yılmaz’dan geç, kim gelirse aklına kat; sanki hepsi oradaymış, yaşam boyu süren bir partideymişizcesine kalabalıktık.

Artık böyle yaşıyorum.

O gece konumuz, fantezi meraklısı birinin, 10 Kasım vesilesiyle ortaya attığı ve o olmasaydı da pek de âlâ olurduk, hatta daha da iyi olurdu, sonucuna varmak için ortaya attığı “Atatürk olmasaydı, ne olurduk” sorusuydu.

Tarih “Halamın sakalları olsaydı amcam olurdu” varsayımıyla uğraşmadığına göre, böyle bir sorunun makul bir yanıtı da yoktur. Ama bu köşede de izledik, yine de bir projeksiyon yapmak gerekirse, bir toplum toptan vardan yok edilemeyeceğine göre, biraz zorlayarak söyleyebiliriz ki Atatürk olmasaydı, Türkiye’de ulus bilincini ıskalayıp kavim, mezhep, tarikat temeline dayalı, bugünkü Ortadoğu Arap ülkelerine benzeyen bir durum çıkardı ortaya.

Söylerken bile insanın tüyleri diken diken oluyor.

Atatürk olmasaydı, bugünküne benzer bir durumda olurduk demek, Oktay Akbal’ın bir kitabının başlığını düşündürüyor insana: “Atatürk yaşadı mı?”

***

Bir yerden sonra o zaman “Atatürk yaşadı mı” sorusu, “Bu toplum son yüz, hatta Osmanlı’nın son dönemlerini de kapsayan bir şekilde iki yüz yılını boşuna mı harcadı?” gibi son derecede karanlık düşünceler doğuran, bir şekle dönüşüyor. Gerçekten de 2021 Türkiyesi, aydınlanmacı Cumhuriyetin düşmanı laiklik karşıtı güçlerin yola çıkarken düşledikleri Türkiye’dir.

Tabii, bunu söylemekten kasıt, dinbazların, halkın “Açız!” diye haykırdığı, insanların “Adalet istiyoruz!” diye inledikleri, toplumun geniş kesiminin mensuplarının “Özgürlük ve demokrasi!” diye sızlandıkları, halkın tabanından kopmuş, çağdaş dünyanın kurumlarından dışlanmış, düşmanlarla çevrili, her an her yerde ateşin içine düşme tehlikesiyle burun buruna yaşayan bir iktidarın sultasında kıvranan kaos toplumu yaratmayı düşledikleri değil.

Onlar da kendi düzenleriyle mutlu, gülen, her an iktidara hayır duaları eden, mutlu bir toplumu hayal etmekteydiler. Ne var ki öngördükleri düzen, bugün içinde yaşadığımız ortamdan başkasını doğurmayan bir düzen. Ürettiğinden çok üreyen ve tüketen bir yağma - talan toplumunun yapısının, bir türlü denetlenemeyen enflasyon güdümündeki iktidarın birçok aksaklığı içinde barındıracağı, ülkenin doğal, tarımsal, tarihi, kültürel, bütün zenginliklerini talan ederken devasa yolsuzluk köprüleri diken, yurttaşları bizden olanlar ve olmayanlar diye ayıran, tarikatçı politikalarıyla, bölgeyi ateşe salanların kaçınılmaz olarak hoşnutsuzluk, kargaşa, giderek kaos doğuracağı konusunda uyarılmalara karşı kulak tıkadılar yıllar boyu.

Olaylara bu açıdan bakıldığında Kurtuluş Savaşı sanki hiç olmamış, Cumhuriyet devrimi yapılmamış, Atatürk hiç yaşamamış, toplum son iki yüz yılında boşa kürek çekmiş gibi geliyordu insana.

Mehmet Karaören de itirazını kötümserliği şahlandıran bu noktaya odaklandırdı ve şunları söyledi:

- Ama karşımızda, yirmi yıldır her yol denendiği halde teslim olmayan bir toplum var.

Bunu da görmek gerek. İşin bu yanını da gör ve de yaz!

Düşününce hak vermemek elde değildi.

AKP’nin Diyanet, Milli Eğitim, tarikatlar, cemaatler başta olmak üzere tüm erkleri seferber ederek sürdürdüğü dört bir yandan saldırıya, vatandaşın hâlâ teslim olmayıp direnmesini görmezden gelemeyiz.

Benzeri olaylar başka toplumlarda da olmaktaydı.

ABD de bunca demokrasi deneyimine, bunca denge denetleme kurumuna sahip olmasına karşın, yine de Trump gibi bir fenomenle uğraşmak zorunda kalmamış mıydı?

Türkiye’nin de aydınlık yarınlar için ışığı sönmemişti.

Biz bunları konuşurken masa da tenhalaşmaya başlamıştı. 10 Kasım gecesi 11 Kasım’a doğru evrilirken içimde ümit ışığıyla Mehmet Karaören’den izin isteyip ayrıldım.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023