Halkın dediği...
Altan Öymen
Son Köşe Yazıları

Halkın dediği...

26.03.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Günlerdir, toplum hayatımızın en ilginç olaylarını yaşıyoruz. Geçen yazıda da belirtmeye çalışmıştım: Ülkemizdeki iktidar partisi, bir “cumhurbaşkanı seçimi” öncesinde, muhalefet partisiyle yarışmak yerine, onun adayının hapishaneye sokulup, oyun dışı bırakılmasını destekleme gayretinde.

Bu bir “ilk” gazetecilik ve siyaset hayatımda izlediğim pek çok seçim arasında.

Ana muhalefet partisi CHP, iktidarın bu çabasına, hafta sonundaki aday seçimiyle hak ettiği yanıtı verdi. Ülkenin her köşesindeki sandıklara atılan 15 milyonu aşkın oy sayısıyla...

Şimdi bu sonuç, tabii, oylamaya katılanlar veya katılamayıp onu destekleyenler tarafından coşkuyla kutlandı ve kutlanıyor her yerde. CHP yöneticileri de o kutlamalara katılıyor.

***

İktidar partisinin ve yandaşlarının o kutlamalar karşısındaki tepkilerine gelince... Onlar da ilginç.

Belirli gazetelerin dünkü manşetlerinde, gene CHP’ye hücumlar var. Ve benzeri iddialarla haklarında tutuklama kararı verilen CHP’liler için “Haramiler cezaevinde” gibi, “Yolsuzluktan tutuklandılar” gibi başlıklarla, suçluyorlar tutuklananları.

Oysa herkes bilir, hukukun genel kuralları arasındadır, haklarında soruşturma açılan sanıklar, muhakeme edilip haklarında “kesin hüküm” verilinceye kadar “suç isnadı” altında tutulamaz.

Haklarında “suçludur”, “suçu şudur, budur” diye yayın yapılamaz. Ama işte, malum, “iktidar yanlısı gazete” olmayı kabul etmiş olan gazetelerin, yayınlarında “yasalara, kurallara uymak” diye bir şarta uymaları gerekmiyor.

***

Bazı gazeteler de Ekrem İmamoğlu’na ve onunla birlikte tutuklananlara verilen “halk desteği” için CHP’yi suçluyorlar. AKP sözcülerinin açıklamalarından aldıkları ilhamla, “Sokak çağrıları şuursuzluktur”, “Sokak terörüne kucak açtılar” diye manşetler yayımlamışlar.

O manşetler de anayasamızın çeşitli maddelerine aykırı: Bir kere, son günlerde, yurdun birçok yerinde yapılan gösteriler, anayasamızda belirtilen temel hak ve hürriyetlerden biridir: “Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak ve gösteriler için çağrı yapmak özgürlüğünü” de içerir. Herkesin doğumlarıyla birlikte kazandığı “insan hak ve özgürlükleri” arasındadır. O hak ve özgürlüklerin kullanılmasıyla ilgili yasal düzenlemeler, o hak ve “özgürlüklerin özü”ne dokunamaz.

Bunlar, gerçekten demokratik ülkelerde ve insan haklarıyla ilgili kuralları kabul etmiş olan uluslararası kuruluşların hepsinde yürürlükte olan kurallar arasındadır. Bizdeki durum da öyledir. Anayasal mevzuatımıza, 1961 Anayasası’yla girmiş ve daha sonraki yönetimler sırasında özü ve amacı değişmemiş maddeler halinde yürürlüktedirler.

O hak ve özgürlüklerin kullanılması sırasında suç işlendiği gibi, kanıtsız iddialar öne sürülerek o etkinliklere karşı çıkmak yerine, onlara katılanların tepkilerine kulak vermek, politikacılar başta olmak üzere, tüm gözlemciler için daha “şuurlu” bir tavır olur.

***

Halkımızın istediği şey belliydi. Bir seçim isteniyordu. Tabii, demokrasinin kurallarına, yasalarına, gereklerine uygun bir seçim. Ülkemizde, siyasette, ekonomide, eğitimde ve -saymakla bitmez- toplumsal hayatın her alanındaki zorluklar, buhranlar, çıkmaz sokaklar meydanda. Durumu mümkün olduğu kadar düzeltmeye çalışacak yeni bir iktidar istiyordu halk. O seçime, bugünkü muhalefet partileri gibi, iktidar partileri de katılabilirlerdi. Kendilerini yenileyebilirlerdi ve gerçekten yenilendiklerine halkımızı inandırabilirlerse onların da sonuç alma şansı artabilirdi.

O isteği bir iki ay öncesinden ciddiye alıp gereğini yerine getirselerdi, tabii, onlar için de iyi olabilirdi. Şimdi son olaylardan sonra, yani gözaltına alınmalar, tutuklamalar, görevden almalar, kayyum atamaları gibi “ceza”lar uygulandıktan sonra, bu artık daha güç. O uygulanan kararların sonuçlarını ortadan kaldırıp sahayı yeniden düzene sokmaları ve bunu çok kısa zamanda tamamlamaları gerekiyor. Geç de olsa onun çaresi gene de aranabilir. Ve ararlarsa onu denemeleri, daha “şuurlu” olur.

Eğer aynı yolda devam ederlerse sonucunun istedikleri gibi olması ihtimali çok zayıftır.

Ama bazı aksamalara uğramış da olsa demokrasiyi uzun süreler boyunca yaşamış ve kıymetini anlamış olan birçok ülkede olduğu gibi, bizde de sonuçta, “halkın dediği” olur.

Yazarın Son Yazıları

Kim ne istiyor?

“Anayasamız değişmelidir. Çünkü askerler tarafından yapılmıştır. Bunun yerine, siviller tarafından yapılacak yeni bir anayasa hazırlanmalı ve yürürlüğe sokulmalıdır.”

Devamını Oku
04.06.2025
Dalga... Dalgalar

Başlıktaki “dalga” sözcüğü ve onun çoğul hali, daha çok, edebiî eserlerde kullanılır. Romanlarda, hikâyelerde, şiirlerde...

Devamını Oku
28.05.2025
CHP ve ‘75 yıl’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mayıs günündeki bayramlaşmamız sırasında hatırlattı: O mayıs gününde, benim bir de özel anım var. Anımı kitaplarımda anlatmıştım. Oradan aklında kalmış.

Devamını Oku
21.05.2025
Barışın ve adaletin yolu

Barışın ve demokrasinin gerçekleşmesini ve yerleşmesini hedeflediğini ilan eden girişimlere, elbette karşı çıkılmaz. Başarılar dilenir. Eğer o dileğin gerçekleşmesine katkıda bulunacak bir öneriniz varsa bu, o girişimi yürütmek isteyenlere sunulur.

Devamını Oku
14.05.2025
Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Devamını Oku
07.05.2025
Hedeftekiler (2)

Hedeftekiler (2)

Devamını Oku
30.04.2025
Hedeftekiler…

Hedeftekiler…

Devamını Oku
16.04.2025
CHP, kurultay ve gençler

CHP, kurultay ve gençler

Devamını Oku
09.04.2025
Halkın dediği...

Halkın dediği...

Devamını Oku
26.03.2025
Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Devamını Oku
19.03.2025
Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Devamını Oku
12.03.2025
‘Barış süreci...’

‘Barış süreci...’

Devamını Oku
05.03.2025
‘5N 1K’

‘5N 1K’

Devamını Oku
26.02.2025
‘Hapishanecilik’

‘Hapishanecilik’

Devamını Oku
19.02.2025
Uğur Mumcu

Uğur Mumcu

Devamını Oku
29.01.2025
Turplar...

Turplar...

Devamını Oku
22.01.2025
‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

Devamını Oku
15.01.2025
Barış süreci

Barış süreci

Devamını Oku
08.01.2025
Yeni yıl kutlu olsun!

Yeni yıl kutlu olsun!

Devamını Oku
01.01.2025
‘Silkeleme...’

‘Silkeleme...’

Devamını Oku
18.12.2024
Suriye ve iki soru...

Suriye ve iki soru...

Devamını Oku
11.12.2024
Gene gündemde

Gene gündemde

Devamını Oku
04.12.2024
Hangi alanda iyiyiz (2)

Hangi alanda iyiyiz (2)

Devamını Oku
27.11.2024
Hangi alanda iyiyiz?

Hangi alanda iyiyiz?

Devamını Oku
20.11.2024
Atatürk ve İnönü

Atatürk ve İnönü

Devamını Oku
13.11.2024
Kayyumlu rejim...

Kayyumlu rejim...

Devamını Oku
06.11.2024
Kutlu olsun...

Kutlu olsun...

Devamını Oku
30.10.2024
İstanbul Sözleşmesi

İstanbul Sözleşmesi

Devamını Oku
23.10.2024
TBMM’de ayağa kalkmak

TBMM’de ayağa kalkmak

Devamını Oku
11.10.2024
Kapalı ve açık...

Kapalı ve açık...

Devamını Oku
09.10.2024
Meclis açılırken...

Meclis açılırken...

Devamını Oku
02.10.2024
Bir o eksikti...

Bir o eksikti...

Devamını Oku
25.09.2024
Eylül ve CHP (3)

Eylül ve CHP (3)

Devamını Oku
18.09.2024
Eylüldeki yıldönümleri (2)

Eylüldeki yıldönümleri (2)

Devamını Oku
11.09.2024
Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Devamını Oku
04.09.2024
Meclis’teki ‘darbe’ler...

Meclis’teki ‘darbe’ler...

Devamını Oku
21.08.2024
Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Devamını Oku
14.08.2024
Normalleşme...

Normalleşme...

Devamını Oku
07.08.2024
Savaş ve Meclis...

Savaş ve Meclis...

Devamını Oku
31.07.2024
Kıbrıs ve barış...

Kıbrıs ve barış...

Devamını Oku
24.07.2024