Turplar...
Altan Öymen
Son Köşe Yazıları

Turplar...

22.01.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bugünkü siyaset hayatımıza giren sözcükler ve deyimlere bir yenisi daha eklendi:

“Turpların büyükleri heybede.”

O deyimi, sayın Erdoğan söyledi. Konya’daki AKP il kongresinde -herhalde AKP genel başkanı sıfatıyla- yaptığı konuşmada dile getirdi.

Konuşmasının konusu, İstanbul’da, CHP’nin kazandığı belediyelerin başkanlarına, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ile Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’a uygulanan işlemlere karşı, CHP yetkililerinin eleştirileriydi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, belediye başkanlarına sabaha karşı saat 4-5 sıralarında evlerinde yapılan baskınlarla başlatılıp İstanbul Emniyeti’ne götürülmeleri, hapiste tutuldukları sürenin uzatılması gibi aşamalarla sürdürülen uygulamaları eleştirmişlerdi. Erdoğan da Konya’daki AKP il kongresinde onlara cevap verirken o soruşturma işlemlerinin arkasının daha da güçlü olarak gelebileceği anlamını taşıyan o “turp”lu ifadeyi kullanmıştı. Muhalefetin, CHP’nin başkanlığındaki belediyelere yönelik uygulamalar karşısında telaşa düştüğünü öne sürerek şöyle demişti:

“Daha turpların büyükleri heybede. Telaşlarının, paniklemelerinin bir sebebi de işte bu hakikattir.”

***

Erdoğan’ın, AKP’nin Konya il kongresindeki o sözlerinin anlamı, tabii, çok önemli. Fakat benim aklıma önce, bilmediğim şeyleri merak edip öğrenme “merakım”ın sonucu olan şu soru takıldı:

Erdoğan’ın, CHP’nin o eleştirilerine cevap verirken yaptığı o benzetmenin kaynağı, acaba neydi?

Dilimizde böyle vecize niyetine söylenen sözler vardır. Ama çoğunun bir hikâyesi vardır. Yerel kaynağı vardır. Ve bunların çoğu, geniş bir çevre tarafından bilinir. Ben hiç işitmemiştim, turpun bu şekilde kullanıldığını. Sağlıkla ilgili olarak “Turp gibisin maşallah” denilir ama muhatabınızın sağlıklı göründüğünü belirtmek istersiniz. Ama “torbadaki” veya “heybedeki turplar” denilince, bunun temeli ne olabilir?

O merakımı gidermek için yakınlarıma, dostlarıma sordum. Bilen yoktu. Ama sonra yanıt bir meslektaşımdan geldi. Kadim dostum, gazeteci-yazar Rahmi Turan, köşe yazısında da belirtmiş, ben atlamışım, sorunun yanıtı ondaymış. Çünkü, “turplu, heybeli” benzetmelerin kaynağını, Rahmi Turan, -25 yıl önce- yayımlanan bir kitabında yazmış. O sözcüklerin kaynağı, -konusu başka da olsa- rahmetli eski başbakanımız ve cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’miş. Rahmi Turan bunu şöyle anlatıyor:

Demirel, NTV televizyonunda canlı yayına çıkıp, konuştu, konuştu... Anlattı, anlattı... Fakat zaman yetmedi... Söyleyeceği daha çok şey vardı.

Programdan sonra gazetecilere şu fıkrayı anlattı:

“Adam, Aydın pazarına turp getirmiş, bir köşede satıyor. Fakat turpları yamuk ve küçük.

Müşteri gelip bakmış, bakmış, pek tutmamış. Eliyle şöyle bir tartıp bırakmış. Tam giderken köylü arkasından seslenmiş:

‘Turpun büyüğü heybede, turpun büyüğü heybede!’

Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra şöyle eklemişti:

‘Heybemde daha çok turp var. Bu heybeye bir program yetmez!’”

***

Şu sırada bizim önümüzdeki “turp” konusuna gelince. Bunun öyküsünü başından sonuna yazmaya ne bu yazının yeri yeter ne de gazetenin tüm sayfaları yeter. Çünkü o öykü, geçmişteki Ergenekon davalarından başladı ve hâlâ devam ediyor.

Bir bölümüne tepkiler, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı döneminde “Hak-Hukuk-Adalet” sloganıyla yapılan Ankara-İstanbul yürüyüşünün konusuydu. Bir bölümü, Özgür Özel’in genel başkanlığı ve Ekrem İmamoğlu’nun büyükşehir belediye başkanlığı sırasında İstanbul’da ve yurdun muhalefet partileri yöneticilerinin faaliyette bulunduğu tüm illerde devam ediyor. Sadece şu son günlerde olanlara bakalım:

CHP’nin Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın’ın sorguya çekilmesi ve yurtdışına çıkma yasağına uğratılıp iki günde bir kontrole tabi tutulmasına... Ankara’daki Zafer Partisi’nin genel başkanı Ümit Özdağ’ın akşam yemek yerken cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle lokantada gözaltına alınarak, İstanbul’a götürülüp, sorguya çekilmesine.

Tabii, bunlar, dün öğleden sonraya kadarki son iki günde kendini gösteren “turp”lar...

Bakalım sonrası nasıl gelecek? Sırada hangi turplar var? O belli değil.

Ama sonucu besbelli olan bir şey var: Çok uzun zaman geçmeden bir seçim günü mutlaka gelecek. Ve bugünkü iktidar partisi “turp”larıyla birlikte gidecek, ülkemiz ve milletimiz, yeniden güzel günler görecek.

Yazarın Son Yazıları

Kim ne istiyor?

“Anayasamız değişmelidir. Çünkü askerler tarafından yapılmıştır. Bunun yerine, siviller tarafından yapılacak yeni bir anayasa hazırlanmalı ve yürürlüğe sokulmalıdır.”

Devamını Oku
04.06.2025
Dalga... Dalgalar

Başlıktaki “dalga” sözcüğü ve onun çoğul hali, daha çok, edebiî eserlerde kullanılır. Romanlarda, hikâyelerde, şiirlerde...

Devamını Oku
28.05.2025
CHP ve ‘75 yıl’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mayıs günündeki bayramlaşmamız sırasında hatırlattı: O mayıs gününde, benim bir de özel anım var. Anımı kitaplarımda anlatmıştım. Oradan aklında kalmış.

Devamını Oku
21.05.2025
Barışın ve adaletin yolu

Barışın ve demokrasinin gerçekleşmesini ve yerleşmesini hedeflediğini ilan eden girişimlere, elbette karşı çıkılmaz. Başarılar dilenir. Eğer o dileğin gerçekleşmesine katkıda bulunacak bir öneriniz varsa bu, o girişimi yürütmek isteyenlere sunulur.

Devamını Oku
14.05.2025
Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Devamını Oku
07.05.2025
Hedeftekiler (2)

Hedeftekiler (2)

Devamını Oku
30.04.2025
Hedeftekiler…

Hedeftekiler…

Devamını Oku
16.04.2025
CHP, kurultay ve gençler

CHP, kurultay ve gençler

Devamını Oku
09.04.2025
Halkın dediği...

Halkın dediği...

Devamını Oku
26.03.2025
Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Devamını Oku
19.03.2025
Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Devamını Oku
12.03.2025
‘Barış süreci...’

‘Barış süreci...’

Devamını Oku
05.03.2025
‘5N 1K’

‘5N 1K’

Devamını Oku
26.02.2025
‘Hapishanecilik’

‘Hapishanecilik’

Devamını Oku
19.02.2025
Uğur Mumcu

Uğur Mumcu

Devamını Oku
29.01.2025
Turplar...

Turplar...

Devamını Oku
22.01.2025
‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

Devamını Oku
15.01.2025
Barış süreci

Barış süreci

Devamını Oku
08.01.2025
Yeni yıl kutlu olsun!

Yeni yıl kutlu olsun!

Devamını Oku
01.01.2025
‘Silkeleme...’

‘Silkeleme...’

Devamını Oku
18.12.2024
Suriye ve iki soru...

Suriye ve iki soru...

Devamını Oku
11.12.2024
Gene gündemde

Gene gündemde

Devamını Oku
04.12.2024
Hangi alanda iyiyiz (2)

Hangi alanda iyiyiz (2)

Devamını Oku
27.11.2024
Hangi alanda iyiyiz?

Hangi alanda iyiyiz?

Devamını Oku
20.11.2024
Atatürk ve İnönü

Atatürk ve İnönü

Devamını Oku
13.11.2024
Kayyumlu rejim...

Kayyumlu rejim...

Devamını Oku
06.11.2024
Kutlu olsun...

Kutlu olsun...

Devamını Oku
30.10.2024
İstanbul Sözleşmesi

İstanbul Sözleşmesi

Devamını Oku
23.10.2024
TBMM’de ayağa kalkmak

TBMM’de ayağa kalkmak

Devamını Oku
11.10.2024
Kapalı ve açık...

Kapalı ve açık...

Devamını Oku
09.10.2024
Meclis açılırken...

Meclis açılırken...

Devamını Oku
02.10.2024
Bir o eksikti...

Bir o eksikti...

Devamını Oku
25.09.2024
Eylül ve CHP (3)

Eylül ve CHP (3)

Devamını Oku
18.09.2024
Eylüldeki yıldönümleri (2)

Eylüldeki yıldönümleri (2)

Devamını Oku
11.09.2024
Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Devamını Oku
04.09.2024
Meclis’teki ‘darbe’ler...

Meclis’teki ‘darbe’ler...

Devamını Oku
21.08.2024
Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Devamını Oku
14.08.2024
Normalleşme...

Normalleşme...

Devamını Oku
07.08.2024
Savaş ve Meclis...

Savaş ve Meclis...

Devamını Oku
31.07.2024
Kıbrıs ve barış...

Kıbrıs ve barış...

Devamını Oku
24.07.2024