Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçenlerde bir açıklama yaptı: “31 Mart 2024 yerel seçimleri, tıpkı 30 yıl önceki 1994 seçimleri gibi yeni bir milat olacak. 94 ruhu yaşanacak.”

Erdoğan neyi ima ediyor diye geçmişe dönüp bakarsak; 1994 yerel seçimlerinde SHP’nin adayı Zülfü Livaneli yüzde 20.3, DSP’nin adayı Necdet Özkan yüzde 12.3, CHP’nin adayı Ertuğrul Günay yüzde 2.1’lik oranlarla sıralanınca Refah Partili adayı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 25.1’le İstanbul’u sosyal demokratlardan devralmış.

Ne yazık ki yine benzer bir ortam söz konusu. 2023 genel seçimlerinin galibi Cumhur İttifakı’nda AKP-MHP birbirine sıkı sıkıya sarılmış durumda, yine önemsenecek bir oy oranına sahip Erbakan’ın YRP’si de ikna edilmeye çalışılıyor. Hatta cemaatler bile devrede! 2019’da “Kılıçdaroğlu doktrini” ile yan yana gelen Millet İttifakı ise küskün. İYİ Parti, Ankara’dan sonra İstanbul’da da güçlü bir aday (Buğra Kavuncu) çıkaracak, DEVA adayını belirledi, Demokrat Parti de nabız yokluyor Cemal Enginyurt için. Eğer, beş yıl önceki seçimlerde “toplumsal muhalefet” adına İmamoğlu’na karşılıksız destek veren HDP (yani DEM) de yarışa girerse Erdoğan’ın dile getirdiği “94 ruhu” hesapta olmayan aday Murat Kurum’la ete kemiğe bürünebilir. Peki ne yapmalı muhalif kesim? Aslında önceki gün CHP lideri Özgür Özel, dün de İBB başkan adayı Ekrem İmamoğlu rotayı belirledi: “Sakin” kalacaklar ve “başka partilerin işine”  karışmayacaklar. Daha önemlisi muhalif kanadın tabanını, “Vay nasıl aday çıkarırsınız?” diye provoke etmeyecekler. Böyle olursa sandıkta birlik sağlanır. Sağlanmazsa ne olur? Şu an Erkem İmamoğlu en kötü olasılıkta bile icraatları sayesinde puan farkıyla önde (ORC anketi). Ancak Erdoğan’ın seçimin son bir ayını İstanbul’a ayıracağı söylentileri var. Araya sıkıştırılacak bir emekli ara zammı, kentsel dönüşüm vaadi ve montaj video oyunları, 14-28 Mayıs seçimlerinin bir benzerine ortam yaratır; CHP için felaket senaryosu olan 94 faciası da yinelenir! O yüzden İmamoğlu ve Mansur Yavaş, seçim kampanyasını yerelde tutup, genel seçim rüzgârına set çekmeli. Ve muhalif kanattaki tüm küskünler “baba evi” çatısı altında toplanmalı. Örneğin Muharrem İnce’nin iki büyük kentte baba evine döneceği iddiası birlikteliğin işaret fişeği gibi duruyor.

GEZERAVCI MI ZEYTİN Mİ?

Türkiye’de gündem 55 milyon dolarlık biletle Hava Albay Alper Gezeravcı’nın uzaya gönderilmesiydi. “Bilimsel deney” diye renklendirildi bu yolculuk. Oysa Gezeravcı bilim insanı değil, başarılı bir Türk subayı. Elindeki kitlerle deney yapacak. Tıpkı genel seçimler öncesi TOGG, TCG Anadolu ve hâlâ ortalarda olmayan muharip uçak Kızılelma gibi halkın ilgisi ve algısı üzerine yoğunlaşmış AKP iktidarı. Peki, gerçek gündem ne Türkiye’de? Elbette ki emekli maaşları ve yükselişteki fiyatlar. 1 kilo siyah sele zeytin  markette 305 TL. Gezeravcı uzaya, gariban katığı siyah zeytinin etiketi galaksi dışına gitmiş durumda mecazi ifadeyle. Enflasyonu sürekli gizleyen TÜİK bile hissedilen enflasyonun resmi rakamların iki misli olduğunu kabul etti. Ama emekliler, TBMM’de düzenlemesi yapılan yüzde 49’luk iyileştirmeyle geçiştirildi. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan, “cambaza bak” taktiği ile gündemi unutturma peşinde seçim öncesi!