Arif Kızılyalın

Doğanın ve G.Saray’ın dengesi!

27 Ağustos 2019 Salı

Çevre dejenerasyonu, insanlığın en büyük sorunu. Her ne kadar doğanın belli bir süre içinde kendisini yenilediği savunulsa da uzmanlar bu tüketim hızıyla yakın bir gelecekte evrenin geri dönülmeyecek çizgileri aşacağı konusunda hemfikir.
Peki bizler doğayı koruma adına bireysel bazda bir şeyler yapıyor muyuz? Ya da gerçekleştirdiğimiz eylem ne denli doğru?
Bu bağlamda geçenlerde Dünya Doğal Yaşamı Koruma Vakfı’nın (WWF) dergisindeki bir makaleyi okudum; öncelikle müjdeler olsun ki caretta caretta konusunda kamuoyu duyarlılığı ve planlı çalışma ile önemli adımlar atılmış, nesilleri garanti altına alınmış, ne var ki, yeşil denizkaplumbağaları için yok olma tehlikesi hâlâ devam ediyormuş; işin kötüsü bu canlı türü, tükettikleri yosunlarla sudaki oksijen dengesini korudukları için doğanın olmazsa olmazlarıymış.
Tam bu makalenin yayımlandığı günlerde İstanbul’un Anadolu yakasını etkisi altına alan tırtıl konusunun ilgili isimleriyle bir araya geldim. Kadıköy’ü tırtıllar istila etmişti, çözüm aranıyordu. İlaçlama çare değildi. Üstelik tırtılların insan sağlığı için zararı yoktu ve doğal döngünün korunması adına da yaşamalıydılar, ama bir denge içinde! Örneğin bu tırtılcıklar, ağaç-kuş-yaprak döngüsünün olmazsa olmazlarıymış. Larva halinden kelebeğe geçiş sürecine kadar doğal hayata katkıları varmış; onlar yeşil yaprakları tüketirken kuşlara yem olurlar, böylelikle doğal sirkülasyona hayat verirlermiş. Gel gelelim, yaşadığımız kentler gökdelenler nedeniyle kuşların fazlaca uğramadığı bir alana dönüşünce tırtıllara gün doğmuş. Bir de gelişi güzel bırakılan kedi mamaları da zaten az sayıdaki kuşun beslenme terbiyesini bozunca tırtıl patlaması yaşanmış. Kuşlar, tırtıl kovalamaktansa, kedilerin mamalarına göz diker olmuşlar. Böylelikle gökteki tehlikeden canını kurtaran tırtıllar da Kadıköylülerin kâbusu haline gelmiş. Geçenlerde bir uzman anlattı, aslında tırtılcıkların insan sağlığına hiçbir zararları olmadığını, hatta 3-5 gün içinde birer kelebeğe dönüşecekleri için de İstanbul’un en renkli yeri olabileceklerini söyledi, ama kamuoyunda oluşan “tırtıl” algısını yık yıkabilirsen!
Yeri gelmişken, sokaklara adım başı bırakılan su kaplarının aradan 1-2 gün geçip yeşillenmeye başladıktan sonra bölgedeki tüm derelerden daha fazla sivrisinek ürettiğini de unutmayalım; madem ilçe bizim, kent bizim,evren bizim sahip çıkalım doğal hayata!
Laf, dengeden açılmışken, Galatasaray için de bir iki kelam etmekte fayda var; evet Sarı-Kırmızılılar da bozulan dengelerinin faturasını ödüyorlar son 2 haftadır; 5 puan kaybettiler, son yılların en kötü başlangıcına imza attılar. Örneğin, geçen yıllarda Galatasaray, kadrosundaki oyuncu tercihleriyle ya rakibi sahasından çıkartmaz, ya da Monaco’nun yolunu tutan Onyekuru ve F.Bahçe’ye geçen Rodrigues’le kontrataklarla sonuca giderdi; ancak bu yenilenen Galatasaray’da iki oyun sistemi de devre dışı kaldı. Çünkü, geçen yıl devre arasında 13 milyon Avro’ya gelen Mbaye Diagne, modern futbol anlayışının 9 numarası değil. Eskilerin klasik, “armut piş, ağzıma düş” çeşidi bir futbolcu. Üstelik saçına, başına, sosyal medyaya harcadığı zamanın yarısını sahaya yansıtmıyor. Hadi, ileride basamıyorsun, hızlı hücumla sonuca gidersin derseniz de, Ryan Babel, tüm kalitesine rağmen hızlı bir sol kenar oyuncusu değil. Gol vuruşları iyi, futbolu aklı oynuyor ama takımı hızlandıramıyor. Yeni gelen Nzonzi ile Seri ise henüz Ndiaye-Fernando’nun yarattığı savaşçı orta alan görüntüsüne ulaşamadı. Çünkü, birbirlerine alışacak süre geçmedi, kuramadılar takım içi dengeyi. Eh böyle olunca, takımın da dengesi bozuluverdi, her hafta bir kırmızı kart! Üstüne üstlük bir de pehlivan tefrikasına dönen Falcao krizi eklenince, sadece takımın değil, camianın da ayarı alt üst oldu; sonuç ortada!
O yüzden en iyisi gelin her alanda dengeyi koruyalım, aklın, mantığın, yaşamın gerektirdiği doğallıktan uzaklaşmayalım, hiçbir şey yapamıyorsak Montaigne ve Rousseau’nun doğal insan konseptine uygun davranalım ki çevremiz yaşanmaz, keyif vermez hal almasın!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları