Türk futbolunun sorunu, -liglerimizdeki yabancı oyuncu popülasyonundan da anlaşılacağı üzere- altyapılardan oyuncu yetişmemesi. Gerçi diyeceksiniz ki “Bırak futbolcu yetiştirmeyi, saman bile üretemeyip, yurtdışından alıyoruz.” Evet böyle bir sarmaldayız, ne var ki ülkedeki “ithal” merakı TFF’de tavan yapmış durumda. Bu eleştiri, Türk teknik direktör kalmamış gibi A Milli Takım’ın başına getirilen Kuntz için değil. Evet, büyük futbol ülkeleri kendi coğrafyalarında yetişen isimlere güvenirken biz yapılanmayı bir Almana vermiştik, şimdi de TFF’nin “Futbol Akademisi” için yabancı bir kurumla anlaştığı ortaya çıktı. 

Evet, yerli ve milli TFF, ne yazık ki, Türkiye’nin gelecekteki yıldızlarının yetişeceği “Futbol Akademisi”ni Belçikalı şirket “Double Pass”a ihale etmiş. Sözün özü Türk futbolunun geleceğiyle ilgili tüm kararları Belçikalı arkadaşlar alıyor, bizimkiler figüran! Ülkede Mustafa Denizli, Fatih Terim, Şenol Güneş, Aykut Kocaman, Yılmaz Vural, Güvenç Kurtar, Abdullah Avcı gibi isimler yokmuş, onlara danışılıp bir yapı kurulamazmış gibi, anahtarlar Belçikalı üst akıla teslim edilmiş. Eğer TFF’yi atayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın futbol organizasyonunu tamamen yabancılara bırakma gibi bir ana çerçeve kararı varsa bilelim, işi temelden çözüp TFF Başkanı’nı da Almanya, Belçika, İngiltere’den getirelim. Nasılsa etrafa saçacak para çok! Onlar yönetsin, biz de tribünden izleyelim! 

Hatta, isim aramaya da gerek yok. Şu anki A Milli Takım teknik direktörümüz Kuntz, Alman 21 Yaşaltı Milli Takım antrenörlüğü öncesi Kaiserslautern’de yıllarca kulüp başkanlığı yapmış. Sempatik de! Türkçe küfür bile öğrenmişken Kuntz’u TFF Başkanı yapalım gitsin! Gerçi Almanya’daki kulüp başkanlığı sırasında başı akçeli işlerde biraz ağrımış ve soruşturma yemiş ama olsun! Nasılsa ithal ettiğimiz samanlar bile küflü çıkıyor, Kuntz’un kulüp hesaplarında şaşma olsa ne yazar!

Genç Milli Takımlar yapılanmasına gelirsek orası da garip bir yapıya büründü. Ya bir kulübün başkanının aile yakınına rastlıyorsunuz Riva’da dolaşırken ya da birilerinin korumasındaki -pek de tanınmayan- isimlere. Oysa Genç Milli Takımlar tıpkı akademi projesi gibi bu ülkenin gözbebeğidir. Türkiye Cumhuriyeti pasaportu taşıyan en iyi oyuncuların belirlenip yetiştirildiği yerlerdir oralar. Teknik direktör adaylarının staj alanı asla ve asla değildir.