Arif Kızılyalın

Türkiye nasıl temiz kaldı!

10 Aralık 2019 Salı

Sabahın erken saatleriydi; “Necip” Türk spor medyasının, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş’ın peşinden koştuğu anlardı. Tüm dünyanın gözü ise o sıralar Lozan’da toplanan Dünya Dopingle Mücadele Ajansı WADA’nın  yönetim kurulu toplantısındaydı. Çünkü, kurul, ciddi doping ihlallerinde bulunan Rus sporcularla ilgili “nihai” kararını açıklayacaktı. 

Ülke İsviçre olunca ilk sinyal futbol üzerinden geldi: “WADA ile anlaşması olmadığı için, UEFA 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’na Rusya’yı kabul edecek...”

Bu yorum, Rusya’ya tarihi bir men cezası geleceği savını doğrular nitelikteydi!

Nitekim öğleden sonra Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin de “oluru” alınıp karar açıklandı: “WADA yönetim kurulu oybirliği ile aldığı karar uyarınca, Rusya’yı spor müsabakalarından dört yıl men etmiştir.” 

Görüldüğü üzere spor dünyasına bomba düştü; her şeyi tek elden yönetme merakındaki Rusya, devlet eliyle, dopingi aklama çabasının kurbanı olmuştu. Çünkü WADA’nın Rusya’daki yerel kurumu Rus Dopingle Mücadele Ajansı RUSADA, 2012 ile 2015 yılları arasında Soçi Kış Olimpiyatları dahil birçok büyük ve olimpik temalı organizasyonda, “sporcularının tarafını” tutmuş, evrensel değerleri hiçe saymış, hatta rivayete göre sporculardan alınan idrar ve kan örnekleri için, “şişeler kırıldı, bizim ölçümlerimize inanmak zorundasınız..” türü bir savunma yapmıştı. 

Elbette WADA, kimsenin gözyaşına bakmayacaktı. Aradan kürdan çeker gibi bazı sporcuların doping pasaportundaki “Rus” verilerini bir yere yazdılar, aynı sporcuları ileri teknoloji ile teste aldılar; sonrasında vücuttan atıldığı varsayılan yüksek değerleri yakalayıp  isim isim “şu doping, yaptı, bu yapmadı..” vargısına eriştiler. İşte bu kadar basit bir süreç yaktı Rusya’nın başını. 

Oysa IOC ve WADA demişti ki, “Temiz spor yapın, dopingli sporcunuz mu yakalandı, itiraf edin, verilen cezayı çekin, yeniden arenaya çıkın...” Ama dinleyen kim!

Peki, Rusya bu kirlenmeyi yaşarken, 2010’lu yılların başında her gün bir sporcusu dopingli çıkan Türkiye nasıl bir sarmaldan kurtuldu? Öncelikle söyleyelim ki, 2012 Londra Olimpiyatları’nda atletizm başta olmak üzere birçok branşta kirlenen Türk sporu, tıpkı Rusya gibi bir zihniyetin kurbanı olmuştu: “Ne yapıp edip kazanın, ama yakalanmayın..” Ama bizimkiler yakalandı, hem de sırayla önce Aslı Çakır Alptekin sonra da Gamze Bulut’un madalyaları güme gitti. İyi ki de yakalanmışlar, o tarihten sonra ister inanın, ister inanmayın Türkiye bir prensip kararı alıp, gerekirse yarışları askıya alma pahasına dopingle mücadeleyi başlattı. TMOK çatısı altında kurulan ve başına da ünlü spor hukukçusu Türker Aslan’ın getirildiği Anti Doping Ajansı, Gençlik Spor Müdürlüğü ve Olimpiyat Hazırlık Düzenleme Kurulu’nun da tam desteğiyle Türkiye’nin Rusya gibi kirlenmesine izin vermedi. Kimsenin gözünün yaşına bakmadılar, hatta, “Bu kadar kuralcı olmak zorunda mısınız” türü serzenişleri de “etik olmaz” diye geri çevirdiler. İyi ki de öyle yapmışlar, şimdi Rusya’dan bin beter olurduk, atletin, haltercinin, yüzücünün madalyasını kurtarma sevdasına!

Gelelim bu kararın spor sahalarına yansımasına: UEFA, başına geleceği bildiği için WADA ile sözleşme imzalamıştı. Sırf  bu manevrayla Rusya EURO 2020’de mücadele edebilecek. Keza UEFA onaylı organizasyonlarda da Ruslar ev sahipliği hakkını kullanacak, ancak bu sınırlı katılımlar dışında resmen spor haritasından silindiler. 2024’e kadar hiçbir büyük organizasyona ev sahipliği yapamayacaklar, FIFA, WADA’ya kayıtlı olduğu için 2022 Katar Dünya Kupası’nı TV’den izleyecekler, işin kötüsü olimpiyatta derece hesabı yapan voleybol ve basketbol takımları da Tokyo’da ancak turistik faaliyetle bulunabilecek. Peki, Tokyo elemelerinde mücadele eden Kadın Voleybol ve Erkek Basketbol Milli Takımlarımız Rusya’nın devre dışı kalışı ile “Japonya vizesi” alır mı? Basketçiler kura-zede, ama voleybolda Rusların devre dışı kalışı ile küçük bir şansımız var. Hiç olmazsa temiz kalmanın da bir kârı olsun!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları