Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Cumhuriyet aydınının ölümü
Tarık Akan için yapılabilecek en özlü ve doğru tanım onun bir Cumhuriyet aydını olduğudur.
Cumhuriyet aydınını ben önce babamda ve onun arkadaşlarında tanıdım.
Kişisel, fiziksel farklılıkları ne olursa olsun, hepsinin en tartışılmaz özelliğinin yurtseverlik ve Atatürk hayranlığı olduğunu gördüm.
Kocaman, ciltli bir kitap olan Nutuk’u babamın kitaplığında bulup satır satır okuduğumda, lise öğrencisiydim.
Aynı kitaplıkta, aklıma bir çırpıda gelenleri sayacak olursam, Gorki, Puşkin, Anatole France, 1940’larda ve daha öncelerde yayımlanmış başkaca klasikler vardı.
Nasıl bir şeydi bu?
Öksüz büyümüş bir çocuk, nasıl üniversite öğrenimi görebilmiş, nasıl böyle bir kişilik ve kitaplık sahibi olabilmişti?
Bu sorunun yanıtı Cumhuriyette ve onun aydınlığındadır.
***
Tarık Akan’ın sözlerinde, duruşunda, davranışlarında, aşırılıktan uzak gülüşünde ve şakalarında, araştıran bakışları ve karşısındakinde saygınlık uyandıran yumuşak, bilge ağırbaşlılığında; ülkemiz için duyduğu içten sevgi ve kaygıda ben her zaman, sözünü ettiğim Cumhuriyet aydınının ortak özelliklerini gördüm…
Kurtuluş Savaşı yıllarının bir aydını olsa kuşkum yok ki bir komutan, bir kahraman olarak seçkinleşirdi.
Tevfik Fikret’in tanımladığı “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” bir aydın ve insan olmanın, günümüzde ender rastlanır bir örneğiydi.
Kişiliğinde şaşırtıcı ve hayranlık uyandıran bir başka şey, göz kamaştırıcı bir ün ve görünüşe sahip bir insanın, böylesine alçakgönüllü ve gösterişten uzak oluşuydu.
Tarık Akan asker-bürokrat bir ailede doğup büyümüş olsa da, benim ve kuşağımın iyi bildiği mahalle arkadaşlığı, sokak kültürü özelliklerini de kişiliğinde içselleştirmiş bir arkadaşımızdı…
İlk filmlerdeki hanım evladı jönden çok, Hababam Sınıfı’nın şakacı, bıçkın delikanlısına çok daha yakındı…
Bu nedenle de “Maden”in, özellikle de eşsiz bir oyunculuk örneği yarattığı “Yol”un unutulmaz kahramanlarına geçişi onun için güç değildi.
***
Babamın kuşağının Cumhuriyet aydınları, savaşlar ve yıkımlar sonrasında yaralarını sarmayı başararak aydınlık bir geleceğe doğru yürümekte olan ülkelerinin bir kez daha adım adım karanlıklara doğru sürüklenmekte oluşunun acısını yüreklerinde duya duya, kahır içinde, birer birer yaşamdan ayrıldılar…
O kuşaktan tek tük kalanlar varsa, ülkenin bugünkü durumuna bakarak, geri kalan yaşamlarını aynı kahırla sürdürmekteler…
Benim ve az daha genç Tarık Akan’ın kuşaklarıyla bu iki kuşak arasındaki Deniz Gezmiş kuşağından bugünlere kalan biz devrimci, yurtsever Cumhuriyet aydınları ise birbiri ardına yaşamdan ayrılmaktayken, Cumhuriyetin de karanlıklara, yok oluşa sürüklenmekte oluşunun acısını, kahrını yüreklerimizde, benliğimizde duyumsuyoruz.
Seçkin, eşsiz Cumhuriyet aydını arkadaşımızı, sevgili Tarık Akan’ımızı böyle bir karanlık zamanda sonsuzluğa uğurlarken, yaşamlarımız pahasına da olsa, onun okulunun sevgili öğrencileriyle bir ağızdan, Cumhuriyetin ölümüne asla geçit vermeyeceğimize bir kez daha ant içiyoruz…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü