Ayşe Yıldırım

‘Padişah bozuntusu’ milletvekilliğini düşürecek

08 Şubat 2018 Perşembe

Dört partili Meclis’in üçüncü büyük partisi olarak 59 milletvekiliyle parlamentoya girdi. 6 milyon civarında oy almıştı. Tarih 1 Kasım 2015.
Bugüne geldiğimizde, bir yıldan uzun süredir eş genel başkanları ve dokuz milletvekili tutuklu; (bakmayın şu anda dokuz olduğuna, borsa gibi bir iniyor, bir çıkıyor).
Halen ikisi tutuklu olmak üzere yedi seçilmiş ismin milletvekillikleri düşürülmüş. Ama bu sayı bir inip bir çıkmıyor, devamlı yükselen bir eğri gösteriyor.
10 bine yakın siyasetçisi tutuklu. Her gün yeni bir gözaltı dalgası ile bu sayı da yükselen bir eğri çiziyor.
Cumartesi günü yapılacak kongre öncesi Örgütlenmeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım hakkında tutuklama kararı çıkarılıyor. Şırnak milletvekili Ferhat Encü’nün milletvekilliği düşürülüyor.
Encü için “sokağa çıkma yasağını ihlal”den başlayan soruşturma “örgüt üyeliği ve propagandası”na dönüşüverdi ve tutuklandı. Şimdi de cezası kesinleştiği için milletvekilliği düşürüldü. Encü demek Roboski demek. Tam 34 yakınını kaybeden bir isim Encü. Roboski’nin adalet arayışının öncülerinden. Ne diyordu dün Roboskililer, “Roboski için işlemeyen adalet Ferhat Encü için işledi. Roboski fotoğrafının gözlerinin önünde olmasını kaldıramadılar.”
Dün yine HDP’liler gece yarısı evlerine yapılan baskınla uyandı. Sadece İstanbul’da PM üyeleri, il ve ilçe yöneticileri dahil 43 kişi için gözaltı kararı çıkarılmıştı.
Onlardan biri de ömrünün 20 yılını cezaevinde geçiren, hastalıklarına rağmen halkların kardeşliği ve barış mücadelesinden vazgeçmeyen Celalettin Can’dı. Sabaha karşı 02.00’de evi basıldı Can’ın. Her yer didik didik edildi tam iki saat. Bilgisayarı ve bazı kitaplarına el konuldu.
Oysa aynı Can, daha üç-dört yıl önce AKP’nin başlattığı çözüm sürecindeki “akil adamlar”dan biriydi.
Celalettin Can hâlâ aynı yerde ama onu o gün “akil” görenler bugün barış diyenleri savaş istemiş gibi suçlayan bir yönetim anlayışı geliştirdi.
Evet, cumartesi günü HDP yeni yönetimini belirleyecek. Elbette henüz gözaltına alınmamış, tutuklanmamış isimler arasından. Onların gözaltına alınıp tutuklanmayacağının da bir garantisi yok elbette bu ortamda.
Eş genel başkan adayları arasında adı geçen bir isim vardı mesela. Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım. Ama onun siyaset yasağı var; Cumhurbaşkanı’na hakaretten hem de.
14 ay hapis cezası verilen Yıldırım’a bir de TCK 53’üncü madde uyarınca “siyasi ve kamu haklarından yoksun bırakılma” cezası verildi. Mahkeme cezanın ertelenmesi veya para cezasına çevrilmesi talebini de reddetti. Söz konusu ceza istinaf mahkemesince onaylandı. Yani yakında onun da milletvekilliği düşürülecek.
Ve böylece Türkiye’de ilk defa bir milletvekili “Cumhurbaşkanı’na hakaretten” siyaset yasağı almış olacak. Hani ne demiş diye düşünebilirsiniz; “Padişah bozuntusu.” Oysa benzer bir suçtan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu için “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verilmişti. Kılıçdaroğlu ise “Diktatör bozuntusu” demişti.
Şimdi Yıldırım’ın da vekilliği düşürülecek. Ve cezası bitene kadar siyasi haklar ile velayet ve vesayet hakkından men edilecek.
İşte böyle bir ortamda kongresini toplayacak HDP. Tüm bu baskılara ve kuşatılmışlıklara rağmen yeni yönetimini belirleyecek. Sonra da köşesine çekilmeyecek, Meclis’ten de çekilmeyecek. Kongre sonrası yeni muhalefet biçimlerini tartışmaya açacak. Onlardan biri de Meclis’ten çekilmeden Meclis çalışmalarını boykot olabilir.
Sonuç olarak HDP’liler, kendilerini yok etmeye dönük saldırgan politikalara, MHP’yi kendi içinde eritmeye çalışarak, hegemonyasına dayalı iki partili bir sistemin altyapısını kurmaya çalışan AKP’ye karşı sonuna kadar direnmeye kararlılar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları