Beko Basketbol Ligi’nin her sezon ilgiyle izlenen play-off finali ezeli rakip, ebedi dost iki takımı; Fenerbahçe ile Galatasaray’ı 26 sene sonra karşı karşıya getirdi.

Neven Spahija ile Oktay Mahmuti yönetiminde iki takımın altı maç süren mücadelesi, farklı biten ilk iki karşılaşmanın dışında çekişmeli ve zevkli geçti. Her iki kulübün coşkulu seyircisinin yanı sıra basketbolseverlerin merakla takip ettiği final serisi her yıl olduğu gibi medyada da geniş yer buldu.

Camianın bir arada olduğu yerde tek eksik Federasyon Başkanı Turgay Demirel idi.

Kadro dışı bırakılan Ömer Aşık’ın Milli Takım’a çağrılması ve Diana Taurasi’nin doping cezasının ardından yaşananlar Fenerbahçe ile Federasyon ilişkilerini gerdi. Aziz Yıldırım’ın tepkisinden çekinip Sinan Erdem Spor Salonu’na gelemedi Demirel. Galatasaray’ın son saniye basketiyle kazandığı maçın sonlarında görüldüğü, Shipp’in attığı sayı sonrasında çıkıp gittiği öğrenildi.

Galatasaray’ın eski başkanlarından, basketbolcu Ali Uras’ın yeğeni olmasına, sarı kırmızılı formayı uzun yılllar giymesine ve takım kaptanlığına kadar yükselmesine rağmen; Yıldırım’ın desteğiyle seçilmesi Galatasaray Kulübü’nce hiç hoş karşılanmadı. Abdi İpekçi’nin VIP locasındaki koltuğuna da oturamadı Turgay Demirel.

Türk basketbolunun efsane ismi Osman Solakoğlu’ndan 1992’de devraldığı başkanlığın ilk yıllarında herkesle iletişim kurduğu, geniş katılımlı ‘beyin fırtınası’ toplantıları yaptığı, eleştirileri kabullendiği söyleniyordu. Seçimleri kazandıkça, görev süresi uzadıkça değiştiği konuşulmaya başlandı.

Sadece işine yarayan insanlarla, dönemsel ilişkiler kurduğu anlatılır oldu. Kulüpler toplantısına Beşiktaş adına katılan Murat Didin ile sıkı sohbet yapmışken; bir sonraki toplantıda, aynı statüyle yer alan Ergin Ataman’ı toplantı salonundan çıkarması eleştirildi.

AKP’ye yakınlığı, ilişki kuramadığı ve yönetemediği eleştirilerini boşa çıkarttı. Ev sahipliği yaptığımız 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’nın referandumla aynı tarihte oynanacak final maçı öncesinde çifte zafer diledi. Devlet büyüklerinin final maçında seyircilerce protesto edilmeleri üzerine özür demeci verdi. Şampiyonada elde edilen başarının ödülü olarak federasyona gönderilen 28 milyon TL’nin kimlere dağıtıldığını açıklamadı.

Türk basketbolunu çok daha başarılı kılmak uğruna çıktığı yolda camianın birlik ve beraberliğini sağlayamadı. Kurullar ve hakemlerden oluşan federasyon yönetimi ile oyuncular, teknik kadro ve yöneticilerden oluşan kulüpler arasında dengeleri oturtamadı. Hemen her kulüple sorun yaşadı. Sonuçta, federasyon başkanı olarak lig şampiyonu takıma madalya ve kupasını vermesi gerekirken salona giremez hale geldi.

Çözüm, camianın yeni adaylar çıkarmasında yatıyor; vizyon sahibi, ortak akla inanan, eleştiriye açık, egoları yönetebilecek yepyeni adaylarda.