Cumhuriyet’e kanat gerenler, güç verenler, göz kulak olanlar birer birer, sessiz sedasız ayrılıyorlar aramızdan. Hemen her hafta bir değerimizi uğurluyoruz son yolculuğuna. Bir açıdan bakıldığında, hayatın doğal bir sonucu bu; insan doğar, büyür ve ölür. Bir açıdan bakıldığında ise tarifsiz bir acı, büyük şairimiz Cemal Süreya’nın “Üstü Kalsın” şiirinde dediği gibi, “Her ölüm erken ölümdür”.
Sami Karaören, gazetede çalışan bizler için Sami Ağabey’di. Hocamızdı, ustamızdı, büyüğümüzdü, yazıişleri müdürümüzdü, Olaylar ve Görüşler sayfamızın editörüydü. Kılı kırk yaran titizliğiyle, Türkçe konusundaki duyarlılığıyla tanırdık onu. Cumhuriyet gazetesinden önce, Dünya gazetesinde Falih Rıfkı Atay ve Bedii Faik’le çalıştığını bilirdik. Cağaloğlu’ndaki gazete binamızda, yazarlar katındaydı odası. Masasının üzeri kitaplarla, dergilerle, okur mektuplarıyla, dosyalarla, makalelerle doluydu her zaman. Çalışkandı, çok çalışkandı. Uzun sohbetlere katıldığını, çay-kahve molası verdiğini, yemek sonrası, yemekhane önünde, kapıda ayaküstü lafladığını hiç görmezdik. Kadıköy-Eminönü vapurunda bazen birlikte geçerdik karşıya. O kısa vapur yolculuğunda bile, çantasından çıkardığı makaleleri okur, üzerine kırmızı kalemle notlar alır, yazıdaki dil yanlışlarını düzeltirdi.
ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETÇİ, TOPLUMCU BİR AYDIN
Sami Karaören; Cumhuriyet aydınları, Cumhuriyet okurları, geniş ölçekte Cumhuriyetçiler için, seçkin bir aydın, yetkin bir Atatürk devrimcisi, Türk dilinin, Türkçemizin ödünsüz, yiğit bir savunucusuydu. Kuvayı Milliyeciydi. Emekten, eşitlikten, bağımsızlıktan, aydınlanmadan yanaydı. Toplumcuydu, halkçıydı. Türk Dil Kurumu’ndaki çalışmalarıyla da bilinirdi. Ülkemizin bilim, kültür, sanat, edebiyat birikimini yansıtan Olaylar ve Görüşler sayfamızda, yazı, konu, yazar çeşitliliğini çok önemserdi. Ünlü şairlerin yazıları yanında Anadolu’nun genç öğretmenlerinin yazılarına, tanınmış bir profesörün yazısıyla birlikte genç bir asistanın görüşlerine yer verirdi. Olaylar ve Görüşler sayfası, onun sayesinde adeta bir forum, bir akademi olarak bilinirdi.
Sami Karaören; edebiyatçılar, yazarlar, şairler, gazeteciler için iyi bir arkadaştı, yoldaştı. Antalya Lisesi’nden Cahit Külebi’nin öğrencisiydi. Külebi’nin yanı sıra Fazıl Hüsnü Dağlarca, Oktay Akbal, Vedat Günyol, Mehmet Başaran, Melih Cevdet Anday, Necati Cumalı yakın dostları arasındaydı.
Sami Karaören, Doster Ailesi için yakın bir dosttu. Göztepe’de, apartmanın giriş katındaki evlerine, çocukken balkon kapısından girdiğimi hatırlarım. Sami Ağabey ve rahmetli eşi Mehcure Abla’nın konukseverlikleri, içtenlikleri, sohbetleri, çocukluğumun, gençliğimin en güzel anıları arasındadır.
Sami Ağabey’in kulaklarını en son, 7 Mayıs’ta, gazetemizin 98. yaşını kutlarken Ankara’daki yeni binamızın açılış töreninde çınlattık, oğlu Mehmet Ağabey’le birlikte. Birkaç gün sonra da Sami Ağabey’in Olaylar ve Görüşler sayfasının genç editörü, değerli kardeşim Çağdaş Bayraktar’dan aldım acı haberi. Anılar canlandı belleğimde, geçmişe daldım, bir an Göztepe’den Cağaloğlu’na uzandım.
Işıklar içinde uyu Sami Ağabey...
