Biri bize şu ‘menzil’i anlatsın
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Biri bize şu ‘menzil’i anlatsın

11.03.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Parlamento” diyoruz. “Parlare” yani “konuşmak”tan geliyor. Bizde de farklı değil. Kimi “meclis”, kimi “şûra”, kiminde “meşveret” dedik. İçinde hep “konuşmak” var. Danışmak ve müzakere etmek, kamuya dair düzenlemeler için akıl yoludur.
İşte bu nedenle demokratik düzenlerde tartışma olur. Sistem yavaş işler. Ancak gelişigüzel değildir.
Parlamentonun rafa kalktığı rejimler ise susma düzenleridir. Siz buradan tek kişinin konuşmasını da anlayabilirsiniz. Sistem hızlı işler. Fakat sabah kurulan, akşama yıkılır.
Türkiye önce fiilen, sonra resmen parlamentoyu rafa kaldırdığından beri “susma rejimi”ni yaşıyor. Sanki demokraside değil otobüs durağındayız. Elde bilet, önümüzden geçen yasalardan bize uyanı arıyoruz. 20 yıl önce olmayan belki 20 yıl sonra da bir şey ifade etmeyecek düzenin ortasında yaşıyoruz.
7 Mart akşamı Türkiye’nin bir askerlik sistemi vardı. 8 Mart öğleden sonra artık başka bir sistemdeydik.
Emekçi Kadınlar Günü’ydü. Bakan Hulusi Akar, kadın gazetecilerin sorularını yanıtlıyordu. Yanında da TSK’nin kadın subayları vardı. Bir anda üzerinde “yeni askerlik sistemi” yazan tabelayı çıkardı. Dolmakalemin arkasıyla işaret ederek sundu. Sabah geç uyananlar kaçırsa da, tarihimizin en köklü kurumu yeni bir düzene kavuşmuş oldu.
Başka türlü olmasını beklemiyorduk. Yandaş medya “çoktan seçmeli askerlik”, “31 bine bedelli” gibi başlıklarla haberi sevinçle duyurdu. Anlattıklarına göre, askerlik hem paralı, hem demokratik, hem sivil hale gelmişti. Bir tanesinin manşeti ise “Profesyonel Ordu” idi. Belki de en doğru yorum buydu. Zira Akar’ın kaleminin ucuyla açtığı yolu gösteriyordu.

TSK’yi Avrupalılaştırma raporu
Bu sevinç gösterisi sizin aklınıza da 13 yıl önce yaptığımız tartışmayı getirdi mi?
George Soros’un Açık Toplum Vakfı aracılığıyla fonladığı TESEV’in “Almanak Türkiye: Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim” raporundan söz ediyorum.
Bugünlerde iktidarın derinliklerinde olduğunu öğrendiğimiz Can Paker, 2006 yılının haziranında şöyle anlatmıştı:
Almanağın amacı, hem güvenliği demokratikleştirmek, hem de güvenlik içinde demokratikleşmedir.”
Nedense TSK’yi “demokratikleştirmek” için çoğunluğu polis akademisinden oluşan bir kadro seçmişlerdi. Bugünkü Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’dan FET Ö firarisi Önder Aytaç’a uzanan yazarlarıyla 280 sayfalık rapor özetle bir şey söylüyordu:
“Milli ordu” yerini “profesyonel ordu”ya bıraksın. TSK, hükümetin emrinde olsun. Ordu, rejimi koruma kimliğini terk etsin. Asker sayısı, ağırlığı, kimliği, kurumları sınırlandırılsın.
Almanak, 2005 yılını ele alıyordu. Tesadüf değil, 17 Aralık 2004’te AB , Türkiye ile müzakere sürecine başlama kararı almıştı. Brüksel’den dönüşünde üstü açık bir otobüsle dolaşarak Avrupa’yı müjdeleyen Erdoğan ve Gül, Kızılay Meydanı’nda Gökçek’in gündüz gözüyle patlattığı havai fişeklerinin altında “Türkiye değişecek” demişti. Nitekim 2005’te hiç bitmeyecek müzakereler başladı. En ağır lokma tartışmasız TSK’nin nasıl dönüştürüleceğiydi. TESEV’in raporunun amacı da buydu: TSK’yi AB’ye uydurmak.
TSK’yi dönüştürme fikrine polis akademisi hocalarının talip olması sürpriz değil. Zira TSK, o dönem AK P tarafından desteklenen Fethullahçı polislerin ana rolü oynadığı kumpaslarla dönüştürülmeye çalışıldı. Nitekim sonraki almanakların ana konusu da “sivilleşme” masalıyla yutturulan bu davalardı.

Rapor yazanlar tutuklanıyor
Müyesser Yıldız hatırlatmasa unutmuştum. TSK’yi “şekline uydurma” raporlarından biri daha var. Üstelik o kadar eski değil. Abdullah Gül’ün henüz cumhurbaşkanı olduğu 2013 tarihini taşıyordu. “Savunma Çalışma Grubu” adıyla oluşturulan asker-sivil karışımı bir ekip tarafından hazırlanan 220 sayfalık rapor, TSK’de reform sürecini ele alıyordu. “Profesyonel askerliğe geçmek bir hedef olarak belirlenmelidir” denilen metinde, “Genelkurmay Başkanlığı ile MSB’nin görev tanımlarının yeniden yapılması” öneriliyordu.
Kuşkusuz Gül’ün hazırlattığı rapor TE SEV’inkine göre daha ölçülüydü.
Ancak TE SEV raporlarıyla başlayan, Gül raporuyla süren “TSK reformu” raporlarını yazanların ortak bir akıbeti var.
2006 Almanak’ı için kalem oynatan Önder Aytaç’tan Lale Sarıibrahimoğlu’na, İbrahim Cerrah’tan Bedri Eryılmaz’a isimler FETÖ davalarında sanık oldu. Çizgilerine bakınca bu sürpriz de değildi.
Onlardan 7 yıl sonra Gül’ün öncülüğünde kurulan komisyondakilerin akıbeti de pek de farklı değildi. İkisini söyleyelim: 15 Temmuz darbesinin ardından Tuğgeneral Recep Ünal da Tuğgeneral Murat Yetgin de FET Ö soruşturmalarında tutuklandı.
Sonra?
Tüm bunların ardından askeri liseler kapatıldı, askeri hastaneler fiilen kayboldu, harp okulları Savunma Üniversitesi’ne dönüştürüldü, Genelkurmay Başkanı bakan yapılırken komutanlıklar Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandı, Yüksek Askeri Şûra’nın yapısı değişti, Jandarma ve Sahil Güvenlik, İçişleri’ne verildi, askeri kışlalar şehrin dışına taşındı…
Uzatmayalım, 13 yıldır rapor yazanların hayal bile edemeyecekleri çarçabuk uygulamaya kondu. Son olarak Hulusi Akar, kaleminin ucuyla yandaşların “çoktan seçmeli, demokratik ve profesyonel ordu” sevincine bir odun daha attı.
Merak eder de 2006’da açıklanan Almanak’ta birçok asker yerden yere vurulurken, Hulusi Akar nasıl yer alıyor diye bakarsanız şu satırlarla karşılaşıyorsunuz:
26 Şubat (2005): Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Hulusi Akar, Kara Harp Okulu’nun AB ile bütünleşen kurumlardan biri olduğunu vurgulayarak, AB eğitim programlarından Sokrates Programı’na yaptıkları başvurunun kabul edildiğini bildirdi.
Biraz tuhaf…
Sanki iktidar buzun üstünde ilerliyor. Cebindeki Fethullahçıları atsa da kaymaya devam ediyor.
FETÖ için “aynı menzile giden farklı yollardan biri olarak gördüğümüz bu yapı” dediler ya…
Biri bize “nedir şu aynı menzil” anlatsa da öğrensek.

Yazarın Son Yazıları

Çıksalar ne olur çıkmasalar ne olur

Konuşmak neden aramaz, sessizliğinse anlaşılır bir nedeni vardır.

Devamını Oku
29.12.2025
Yarının kavgasına bugünden bakalım

Hareket bilinirse doğa öngörülebilir hale gelir.

Devamını Oku
25.12.2025
175 milyonluk cevap

Cevap verilemeyen her soru yeni sorulara gebedir.

Devamını Oku
22.12.2025
İddianame aşamasında bir anda dosyadan çıkan fezleke!

İnsan ne anlatırsa anlatsın ancak eylemiyle anlaşılır.

Devamını Oku
18.12.2025
Askerlerin 175 milyonu nereye gitti

“Senin” dediklerinin akıbetini sorunca senin sandığının senden ne kadar uzakta olduğunu görürsün.

Devamını Oku
15.12.2025
Ne olduğunu görmüyor musunuz?

Her “Bak” dediğimizde gözler kapanıyorsa işaret ettiğimizi gösterebilir miyiz?

Devamını Oku
11.12.2025
Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025