Demokrasisiz seçim düzeninin ilanı
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Demokrasisiz seçim düzeninin ilanı

20.03.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Marquez, kült romanı Kırmızı Pazartesi’ye, “Santiago Nasar, onu öldürecekleri gün, psikoposun geleceği gemiyi karşılamak için sabah saat 05.30’da kalkmıştı” cümlesiyle adım atıyor. Böylece Nasar dahil herkes, cinayeti beklemeye başlıyor.

Çoğu zaman seçim ile demokrasi eşitleniyor. Oysa demokrasi seçimden daha fazla bir şeydir. Örgütlenme hürriyeti yoksa konuşmak serbest değilse propaganda ya da toplanma hakkı ortadan kaldırılıyorsa demokrasi askıda, seçim göstermeliktir.

Türkiye dün sabaha operasyonla uyandı, demeyeyim. Eksik olur. Zira gelmekte olanı herkes görüyordu. Televizyonlarda soruşturmalar detaylarıyla anlatılıyor, şüphelilerin isimleri ifşa ediliyor, hatta alacakları cezalar bile hesaplanıyordu. Gece yatarken beklenen sabah oldu sadece.

10 Mart’ta bu köşede İmamoğlu’nun en uzun ‘mart’ı” başlığını attım. Astroloji değil, tarih. Zira Erdoğan tekrar cumhurbaşkanı olmak istiyor. Karşısında anayasa, kötü ekonomi, her felakette görünen yönetme beceriksizliği, yorgunluk ve yıpranmışlık var.

Bütün bunlara rağmen kabul edelim...

Etkili politika üretemeyen, ciddiye alınır bir kitle eylemi yapamayan, iktidarı seçime zorlayamayan muhalefet; iktidarın varoluşunun en büyük gerekçesi.

Bu tablo içinde muhalefet, güçlü politik stratejisi sayesinde değil... Aksine, politikasızlığın sıkışmışlığı nedeniyle aday ilanına karar verdi. Cumhurbaşkanı adayı çıkarmanın erken seçimi tetikleyeceği tek hamleli bir oyun oynamaya kendisini mecbur hissetti, güçlü görünen kartını masaya koydu.

HEYBEDE BEKLEYEN ÜÇ TURP

Karşılıklı iki aracın birbirinin üzerine son sürat geldiği filmler var ya... Mart hesaplaşması böyle başladı. Erdoğan’ın altında yargısıyla polisiyle medyasıyla koca bir kamyon vardı. Bu çarpışmanın hasar vericisi haliyle o olacaktı.

Mart ayına geldiğinde Erdoğan’ın elinde İmamoğlu’na karşı beş turp vardı:

Birincisi; İmamoğlu’nun yerel mahkemede ceza aldığı, istinafı bekleyen, siyasi yasak vaat eden “ahmak davası”. Daha zamanı var görünüyordu.

İkincisi, bilirkişiyi etkileme ya da başsavcıyı hedef gösterme gibi münferit dosyalar. Uzun vadeli bir yargı serüvenini işaret ediyordu.

İşte Erdoğan’ın “heybede” dediği, çok daha çabuk sonuç verecek kalan üç turp, bu nedenle “uzun mart”ta çıkarıldı: Diploma incelemesi, “İmamoğlu suç örgütü” soruşturması, kent uzlaşısı dosyası.

Her üç soruşturma da günlerce kamuoyunun önünde konuşuldu. İktidara yakın sosyal medya hesapları “Bugün mü yarın mı” mesajlarıyla gelmekte olanı haber verdi. Öyle ki... Şüphelilerin mallarına günler önce tedbir kondu. Yurtdışı çıkış yasakları haberleri geldi. İmamoğlu bile meydanlarda “Operasyon geliyor” dedi. Artık herkes evinde “Kırmızı Çarşamba”yı beklemeye başladı.

İKİ DOSYANIN İKİ HEDEFİ

Peki neden gecikti? Heybedeki üç turp içinde öncelik tartışmasız diplomadaydı. Zira İmamoğlu’nun yatay geçişindeki hikâye, cumhurbaşkanı adaylığı için ön şart olan diplomanın elinden alınmasına zemin yaratıyordu. Dava süreçlerini beklemeden, uzun temyiz süreçlerine girmeden, tek bir yönetim kurulu kararıyla İmamoğlu adaylıktan alıkonabiliyordu. Kamuoyu da buna hazırlanmıştı. Öyle anlaşılıyor ki bürokrasinin imza atma isteksizliği bu işin gecikmesine neden oldu. Ancak salı akşamı işlem tamamlanarak İmamoğlu diplomasız - muhalefet adaysız kılındı.

“Gecikmiş salı”yı işte bu yüzden “erken çarşamba” takip etti. Çarşamba sabahı, sanıklarının bile elde valiz beklediği iki dosya birden gözaltı operasyonlarıyla piyasaya çıktı.

Bu iki dosyanın iki ayrı amacı var.

Savcılığın adını “İmamoğlu suç örgütü” olarak koyduğu dosya; İmamoğlu’nun Beylikdüzü’nden itibaren biriktirdiği kadroları, organizasyonu, ekonomiyi ve propaganda gücünü hedef alıyor. Bu dosya ile hem İmamoğlu hem de İmamoğluculuk, siyasetten, yargı marifetiyle tasfiye edilmeye çalışılıyor.

“Kent uzlaşısı” dosyası ise birden fazla işe yarıyor: DEM-CHP ittifakının suç ilan edilmesi, yeni çözüm sürecinde DEM’in muhalefetle arasına bariyer örülmesi, DEM’in yüzünü İmralı’ya çevirip Batı’da muhalefete seçim kazandırma ihtimalini terk etmesi akla DEM adına ilk gelenler elbette. Ama çok daha kritik bir hedef var: Bir başkana terör soruşturması açılması kayyum atamaya yetiyor. İlk dört dosyayla kalsaydı, İmamoğlu tutuklansa dahi belediyeye CHP’den bir vekil atanacaktı. İmamoğlu’nun “terör şüphelisi” yapılması İstanbul’a kayyum atanmasının kapısını açtı. Böylece önümüzdeki dönemin siyasal planlamasında iktidara, İstanbul’u muhalefetin elinden alma imkânı yaratıldı.

Bu arada, İmamoğlu’nun adaylığı belirdiğinde, 27 Ocak’ta, MHP lideri Bahçeli’nin İmamoğlu’na yaptığı “Bütün yüklerinden kurtularak sade bir vatandaşa dönüş” teklifinin niyeti de şimdi daha iyi anlaşıldı.

ŞİMDİ MUHALEFET NE YAPACAK

Türkiye, failin ve mağdurun aynı anda sonucu bildiği mart ayının sonuna gelmeden, “demokrasisiz seçim düzeni”ni ilan etti. Herkes iktidarın bundan sonra da ne yapacağını biliyor: Belediye operasyonlarının yeni dalgaları, gazeteci arkadaşımız İsmail Saymaz’ın atıldığı Gezi torbasına ağzını açan her muhalifin atılması, en önemlisi bu yangının “kurultay soruşturması” ile CHP Genel Merkezi’ne sıçratılarak “ana muhalefet kaosu”nun başlatılması...

Bilinmeyen ise muhalefetin ne yapacağı!

Bir süredir iç kavgalarına gömülmüş, paralı trollerden yönlendirilmiş medyaya kadar çeşitli araçlarla birbirini masa altından tekmeleyen, politika yerine aday üretmeye odaklanmış, toplumsal güçleri yerinden kıpırdatamayan muhalefet; şerden kuvvet mi üretecek? Yoksa üstüne esen fırtınaya kapılarak erkenden kaybeden olmayı mı kabullenecek?

Tarih, onu izleyenlerin varlığını asla kabul etmediği ancak müdahale edenlerin yazdığı bir kader gibidir.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025