Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Depremin ortaya çıkardığı hastalık
Milletler de insanlar gibi hastalanırlar mı? Tedavi için ilaç ararlar mı? En çok pandemide konuştuk. Biriyle bütün hastalıklar suyun üstüne çıkıyordu. Bünyenin zayıf düşmesi tetikliyor, birikmiş rahatsızlıklar görünür oluyordu.
Deprem, milletin yaşadığı en büyük felaketse o da bize bütün sorunlarımızı gösterdi. Ekonomik krizimiz, kurumlarımızın yıkılmış olması, hukuki çöküşümüz, mülteci politikalarındaki hatalar... Hatta Suriye meselesi bile...
Baştan söyleyeyim, Türkiye, Erdoğan’ın yanlış Esad politikasının sonucu olarak afeti daha derinden hissetti. Hatta elinin kolunun bağlanmasının nedenlerinden biri de Suriye kriziydi.
KOMUTAN AĞLADI
Şöyle anlatayım... Geçen hafta, eski asker Ahmet Zeki Üçok’la deprem meselesini konuştuk. Askerin depremlere müdahalesi konusunda çalışıyor, danışmanı olduğu İYİ Parti için bir politika oluşturmaya uğraşıyordu. En önemlisi elbette ilk 48 saatti. TSK’nin elinin kolunun nasıl bağlandığını anlattı. “2010 yılına kadar Türkiye’nin uyguladığı bir sistem vardı, bundan vazgeçildi” diyen Üçok, TSK’nin devre dışı bırakılarak bütün yetkilerin AFAD’da toplandığını anlattı. “Emir komuta zinciri, Ankara’dan Adıyaman’a ulaşıncaya kadar ne yazık ki iki gün geçti” diyen Üçok, ilginç bir iddiada bulundu: “Benim şöyle bir duyumum var. 2. Ordu Komutanı, bir an önce depreme müdahale etmemiz lazım demiş. Beklemede kalalım denilince üzüntüden ağlamış.”
AKP ASKERİ TASFİYE ETTİ
AKP’nin FETÖ ile birlikte gerçekleştirdiği kumpaslar sürecinde, EMASYA Protokolü’nü ve buna bağlı olarak DAFYAR’ı (Doğal Afet Yardım Planları) iptal ettiğini hatırlattı. Üçok, DAFYAR’ın önemini şöyle anlattı:
“TSK’nin bölük komutanlığı seviyesine kadar, her türlü afette, hiçbir yerden emir beklemeksizin neler yapacağının planıdır. Her askeri birlik, kendi güvenliğini sağladıktan sonra, hemen mahallinde hangi adrese gideceği, hangi bölgede çadır, fırın, hastane kuracağı, nerenin güvenliğini ele alacağı, kamyon, TIR, kepçe, vinç gibi hangi sivil araçların birliğin emrine gireceği ve nerelerde kullanılacağı, arama kurtarmaya kimlerin hangi araçlarla katılacağı, intikal planları...”
AKAR’IN LİYAKATİ
Üçok, depremden sonra, Hulusi Akar’ın da liyakatinin tartışmaya açılması kanısında: “Akar tümgeneralken, devre arkadaşlarıyla beraber terfi edememiş bir askerken bir yıl sonra, sonuncu sıradan korgeneral olmuş. Herkes TSK geleneklerine göre emekli olmasını beklerken; kendisinden başarılı, kıdemli ve liyakatli olan altı korgeneral, Balyoz-Ergenekon-Askeri Casusluk gibi kumpas davaları ile emekli edilince, önü açılıp orgeneral olmuş. O da yetmemiş, Genelkurmay başkanı yapılmış birisi. Hal böyle olunca da emrindeki askerlerin 251 vatandaşımızı şehit ettiği, Cumhuriyet tarihimizin en başarısız Genelkurmay başkanı olarak tarihe geçti. Ama iktidar, ne yazık ki bu başarısızlıkları görmezden gelip kendisini milli savunma bakanı yaptı. Depremde de kötü sınav vererek Cumhuriyet tarihimizin en başarısız milli savunma bakanı olmaya aday olmuştur.”
AÇIKLAMA UZUN SAYI KISA
Üçok, Akar’ın açıklamasının bir kandırmaca olduğu kanısında: “Bakanın açıklaması çok uzun ama ilk 48 saatte sahaya sürdüğü askeri birliklerin sayısı çok kısa. Sadece iki tugay, beş uçak, iki helikopter, üç çıkarma gemisi ve iki fırkateynden ibaret. 2. Ordu’nun hangi birliklerinin katıldığını bile sayamamış.” Deprem bölgesinde her ilde en az 5 bin civarında asker olduğunu düşünürsek en az 50 bin asker mevcut. Ama Akar’ın ilk açıklamasına göre 3 bin 500 asker, bütün deprem bölgesinde göreve çıktı.
ÜÇ ASKERDEN BİRİ SINIR DIŞINDA
Üçok’un yaptığı hesaba göre TSK’deki mevcut askeri personelin üçte biri Suriye ve Irak operasyonlarında. Üçok, “Bu birliklerimiz en muharip ve hareket kabiliyetine sahip birliklerimiz. Şüphesiz ki ülke sınırları içinde olsalardı daha etkin olarak deprem felaketine müdahale edebilirlerdi. Buradan çıkan sonuç, Suriye meselesinin çözümlenmesinin ne kadar hayati olduğu” diyor.
Deprem bize bir kez daha gösterdi ki Suriye krizi çözülmeden, Şam’la barışmadan, iki ülke sınırını askeri sorunlardan kurtarmadan, afetlere müdahale etmek bile zor. Adım atılmazsa millet de komutanlar da daha çok ağlayacak!
“İnsanın başı ağrımayagörsün, bütün organlar acıdan payını alır” diyor Cervantes. Bir hastalıktan kurtulunca, bütün vücudumuzu acılardan kurtaracağız.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Nur Sürer'in konuşması gündem oldu!
- Hayat kurtaran manevra Heimlich nedir? Nasıl uygulanır?
- Nesli tehlikedeki yaralı puhuya özel tedavi
- Zorbalığa uğrayan genç isyan etti!
- Ayvalık'ta Atatürk Anıtı'na balyozla saldırı
- Akılalmaz protez bacak dolandırıcılığı!
- Suyu azaldığı için alarm veren gölde 'flamingo' sürprizi
- Yavru kedi kuryenin dikkati sayesinde böyle kurtarıldı
- Özgür Özel’den Kemal Kılıçdaroğlu’na olay yanıt
- 13 gündür aralıksız hapşırıyor
En Çok Okunan Haberler
- Daron Acemoğlu'na 'Nobel'
- İzlanda maçı için resmi açıklama!
- Emekli maaşı ne kadar olacak?
- Çikolatalarda 'cinsel haplarda' kullanılan madde çıktı!
- İptal olsa da iade yok!
- Nevzat'ın Narin ile son görüntüsü ortaya çıktı
- 3. Lig'de ortalığı birbirine kattı!
- Erdoğan'dan kabine sonrası 'Anayasa' mesajı
- 'Arkadaşlarını satarak AK Parti'ye yamanmış'
- Cem Küçük'ten 'tağşiş listesi' için yeni iddia