Kartalları sırtında taşıyan Nazlı
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Kartalları sırtında taşıyan Nazlı

11.01.2024 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya” diyordu Necip Fazıl. Öğrencileri yaptı. Ülkenin çoğunluğu kendi yurdunda paryalaştı.

Dünyanın en zayıf ülkesi hangisidir? Topu tüfeği az olan diyebilirsiniz. Ben buna itiraz ederim. Milletlerin en büyük gücü birlikte yaşama iradesidir. İç huzurları olmayan, birbirine düşmüş halklar hep yoksullukla, geri kalmışlıkla, yenilmişlikle sınanır.

Türkiye uzun süredir tehlikeli bir yoldan geçiyor. İktidarı fethettiğini düşünen şımarık siyasal İslamcılık; Talibanlaşıyor ve tabii ki ceberrutlaşıyor. Kendisinin nasıl ibadet edeceğini, nasıl ahlaklı olacağını konuşmayı bıraktı. 90’larda anlattığı, bir grup liberali vitrine koyup parlattığı özgürlük masalları geride kaldı. Sizin ne yiyeceğinize, nasıl giyineceğinize, hangi okulda okuyacağınıza, çocuğunuzu nasıl eğiteceğinize, hangi diziyi izleyeceğinize onlar karar veriyor. “İstediğim gibi yaşarım” diyenlerse sopalanıyor. Siyasal İslamcılar için “başka” sayılan çoğunluk azınlıklaştırılıyor. Bir kesim valizini toplayıp giderken kalanlar ise kendilerine kürsülerden edilen hakaretlerle sınanıyor. Sıkışmış gazlar gibi patlamaya hazır toplum, operasyon için de hazır hale geliyor. Sisli ve puslu ortam, provokasyonlara “Buyur gel!” diyor. Uzakta aramaya gerek yok, provokatör milleti ayrıştıranların ta kendisidir!

FEMİNİZME SAPIKLIK DİYEN ÖĞRETMEN

Daha somut konuşayım. Size Nazlı’dan bahsedeyim...

2009 doğumlu. Henüz 15’inde bile değil. Adını dört sene önce hapiste duydum. Zira “Barış abi” diye seslenerek bana mektup yazmıştı. Ege’de bir sahil ilçesinde, Didim’de yaşıyor. Atatürkçü, CHP’li bir ailenin çocuğu. Her yıl biraz da büyümüş olarak imza günlerime gelir, kitaplarını imzalatır, fotoğraf çektirir. Dünya edebiyatı, felsefe, siyaset kitapları okur. Didim’de 24 Ocaklarda elinde Uğur Mumcu fotoğrafıyla yürüyen bir çocuktur Nazlı.  

Kısacası “başka”dır Nazlı...

Geçen günlerde aradı beni. Hüznü sesinden belliydi. Okulda başından geçenleri anlatmaya başladı:

“Türk dili ve edebiyatı dersinde öğretmenimiz bizden serbest konulu kompozisyon hazırlamamızı istedi. Ben de ‘feminizm’ üzerine yazdım ve çıkıp sözlü olarak anlatmaya başladım. Ama kadın öğretmenimiz bundan rahatsız olup yarıda kesip, ‘terbiyesizlik yaptığımı, solcu solcu konuştuğumu, yasaklı kelimeler kullandığımı (kürtaj ve LGBT)’, sınıfta siyaset yaptığımı söyleyip ödevimi kabul etmedi ve oturttu. Sonrasında bu durumu, sınıfları gezip öğretmenlere ve öğrencilere anlattı. Sadece insan, çocuk, hayvan ve toplumun azınlık kesiminin haklarından bahsettiğim ve şiddet karşıtı söylemlerde bulunduğum için bana ‘sapık’ etiketi yapıştırıldı.”

Nazlı’nın sunumuna baktım. Feminizmin tarihinden ve neleri savunduğundan bahsediyordu. Üstelik yazdıkları da doğruydu. Gelgelelim, “şimdi sıra bizde”cilere göre Nazlı’nın anlattıkları sapıklıktı.

ALEVİLERE DEVEKUŞU BENZETMESİ

Tahmin ettiğim gibi yaşanan olay istisna değildi. Okulda başka olaylar da oluyordu. Sözde seçmeli denilen ama zorunlu kılınan “siyer” dersinde, öğrencilerden biri “Aleviler Müslüman mı” diye sormuş, öğretmen ise Alevilere hakaret ederek yanıt vermiş ve sınıfta tartışma yaşanmıştı:

Sınıfta cinsiyetçilik söylemleri çok yapılıyordu, bunlara da karşı çıktım. Peygamberin hayatı (siyer) dersimize giren öğretmen mezhepçilik yaptığında da tepki gösterdik. Aleviler için ‘devekuşu’ dedi. ‘Kuşsun dersiniz deveyiz derler, deve dersin kuşuz derler, hiçbir şey yapmazlar’ dedi. ‘Böyle ayrımcılık yapmayın’ dedik, hatta konuyu yine idareye taşıdı veliler. Bu yazdığım sadece bir örnek.”

Tahmin ettiğiniz gibi öğretmen, özel olarak okula atanmıştı. Bazı çocuklarla kulüp adı altında çeşitli toplantılar yapıyordu. Nazlı’lar ise onlara ayakbağıydı. Sayesinde kim Alevi kim değil çocuklar öğrenmişti. Alevilere hakaret ederken arkasındaki sözde “sivil toplum örgütü”ne güveniyordu. Bakan bile onları ballandırarak savunmuştu ya!

Nazlı anlatmaya devam etti:

“Kulüpler kurup sohbetler yapan, öğrencileri örgütleyen, mezhepçi, bölücü, cinsiyetçi söylemlerde bulunan, şeriatı savunan, Atatürk’e hakaret eden, İstiklal Marşı’mızı bile okumayı reddeden, okunurken eli cebinde gezen öğretmenler var. Buna çok tepki gösteren diğer öğretmenlerimiz var ama sonucu değiştirmiyor.”

‘SUÇ VE CEZA’ BİLE SUÇ

Nazlı’nın annesi de yaşananları doğruluyor. Kızının okuduğu “Suç ve Ceza” romanı bile sanki yasadışı yayınmış gibi gündeme gelmiş. Nazlı için müdürle görüşmeye gitmiş ama aldığı tavsiye “susmayı kabul etmeyen çocuğunu başka okula aldırması” olmuş. Ama bu kafayla giderse orada da sorun yaratacağı söylenmiş.

Nazlı ise bunu kabul etmiyordu. Hem arkadaşlarını hem de kendisine destek olan öğretmenlerini seviyordu. Okulunda kalıp inandığı gibi yaşamak istiyordu. “Söylediklerini hiç sorgulamadan kabul edelim, kılık kıyafetimizi onların istediği şekilde belirleyelim, istemedikleri hiçbir yazarın ve şairin kitaplarını okumayalım, onların istediği toplantılara katılalım, onların istediği kalıplara girelim istiyorlar” diye şikâyet ediyor Nazlı. Kenara çekilmiyor, “Laik, çağdaş bir eğitim ve ülke için herkesin elini taşın altına koyması gerekli” diyerek inadını da gösteriyor.

Nazlı bir örnek. Yaşadıkları, ülkenin en az yarısının psikolojisini özetliyor. İktidarla zehirlenmiş şımarık dinciliğin saldırganlığının altında kendi toprağında azınlık durumuna düşmüş, siyahlaşmış milyonlar... “Ya ülkeyi terk et ya bizim istediğimiz gibi yaşa” denilen gençler... Birbirine düşmüş, sırtını dönmüş, hayatına yabancılaşmış, bağları incelmiş bir toplum...

“Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya” diye soruyor ya Necip Fazıl... Bütün umut, kartalları sırtından atacak Nazlı’lardadır...

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025