‘Müptezellik Karinesi...’
Ceyda Karan
Son Köşe Yazıları

‘Müptezellik Karinesi...’

17.12.2014 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Muhatabınız akıl dışıysa, üzerine üstlük ahlaki kriterleri de yerle yeksan ise yapacak fazla bir şey yoktur. Ya gülüp geçersiniz, ya tiksinirsiniz ya da bu akıl dışılığı ve ahlak düşkünlüğünü tekrar tekrar üçüncü kişilerin dikkatine sunmaya çalışırsınız. Meslek icabı ben üçüncüsünü yapmakla mükellefim...
“Sivillik”, “komplo”, “ileri demokrasi”,
“Yeni Türkiye”, “istikrar”, “normalleşme”,
“emperyal vizyon”, “milli irade” gibi çiğnedikleri şekeri kaçmış sakızı, her seferinde tekrar eder dururlar. Geçen yüzyılda Mussolini’nin, Hitler’in şürekâsının söylemlerini postmodern İslam sosuna bulayıp bulayıp kullanırlar. Bir gün dediklerinin öbür gün tersini iddia etmekte bir beis görmezler, zira herhangi bir ahlaki standartları yoktur. Bu sebepledir ki ar damarı denen şey onlarda patlak kanalizasyondur.
Bu ülkeyi yöneten siyasi heyetin sırf kendi iktidarlarını baki kılmak, yağma ve talanlarını örtmek üzere eski müttefiklerini “derdest ederken” kullandıkları argümanları öyle fazla irdelemeye ne hacet! Onlar haktan, hukuktan, demokrasiden yana ne kadar vardıysa, hepsini iktidar ve para hırslarına meze yapmakta zaten. Demokratik bir hukuk devletinde hükümetin istifasını talep etmenin en temel hak olmasına tahammül edemezler de, bu talebi dile getirdi diye bir taraftar grubunu “darbecilikten” yargılamaya kalkışırlar. Gerçekte Cumhuriyete karşı bizzat giriştikleri darbe yüzünden hesap vermekten çok korktukları için... Biz ülkeyi yönetenlerin tarafında olmadıkları gerekçesiyle bertaraf olanlardan geçilmeyen yönetim biçimine ne denildiğini gayet iyi biliyoruz. O yüzden hesapta “meslektaşlarımız”, aslında seviyesiz halkla ilişkiler uzmanı müsveddelerinin dediklerine bakalım. “Müptezellik ikliminin” en çarpıcı tezahürlerini onlar sergilemekte zira...
Bu cins kişileri herhangi bir insani kıstasla değerlendirmek zor. “Kanaat önderliğine” soyunmuşlarsa üstüne üstlük, laboratuvarda mikroskop altında incelemek gerekir, tabii ki sterilizasyonu unutmadan; ne olur ne olmaz, bulaşabilir! Bunlar için dün dün, bugün bugündür; zira bellek yıkımı ahlaki yıkımın bir sonucudur.
Mesela “reisleri”nin, eski ortaklarıyla elbirliği ederek operasyonlar düzenlenirken, meslektaşımız Ahmet Şık’ın kitabı için Avrupa Konseyi salonunda bağıra bağıra “O kitap bombadan daha tehlikeli” demiş olduğunu hatırlamak istemezler. Şık’ın bugün mağdur duruma düşen eski ortaklar için “Birkaç yıl önceki faşizm döneminin kudretli sahiplerinden Cemaat’in bugün yaşadığının adı da faşizmdir. Faşizme karşı çıkmak erdemdir” diyerek Cemaat’i Cemaat’e rağmen “savunmasını” da almaz bunların akılları. Erdem nedir bilmezler, insan gibi, haktan hukuktan yana duruşu, demokrat duruşu anlayamazlar. Çünkü onların demokrasiye, hakka, hukuka bakışı, “kısasa kısas” seviyesindedir. Geçmişte kötülük görmüş birinin o kötülüğü yapanların bugün maruz kaldığı faşizan uygulamalara karşı durmasına mana veremezler. Hukuk onların siyasi silahıdır. Hukukun, adil yargılanmanın herkese lazım olduğunu anlamaya naturaları yetmez...
Adım adım faşizme gidilen bu yolda, cehenneme giden taşları döşeyen bu PR’cılardan birisi misal televizyonlara çıkıp “tüm sanıklar için masumiyet karinesi çıkarılmak isteniyor” gibi zırvalar yumurtlar. Bilmez ki hukukun evrensel uygulamalarından birisi “masumiyet karinesidir”. Aksi “engizisyona” girer...Yazık ki yanlış çağda doğmuşlardır. Üç beş kuruşluk alıntı dışında bir birikimi olmayan bu papağanlar zaten demokrasi nedir bilmez. Bütün bildikleri sandık goygoyudur ki, onu da kirletirler. “Ben ne dersem o olur”culara biat ederken, bayat demagojileri “ahali öyle istiyor”, “bu memlekette politika böyle yapılır” diye satmaya kalkışır.
17 ve 25 Aralık’ta herkesin soluksuz dinlediği yolsuzluk ve talanları tersine çevirip “darbe” sakızıyla tüm topluma algı operasyonu çekmeye çalışan bu lümpen muhafazakâr tayfa, üstelik bir de “liberal” geçinip faşistin dik âlâsı olur. Darbeci generallerden farkları yoktur, sadece daha zevzektirler! Sırf kendi intikamlarını almak için devlet gücünü kullanmaktan başka bir şey bilmeyenleri savunmak için ters takla, parende atıp dururlar. Araya bir iki de eleştirel cümle koyan bu “mandıra filozoflarının” seviyeleri aslında “devleti bu çeteden bir tek bu adamlar temizler” masalları anlatmaktan ibarettir.
Bu AKP iktidarında “hukuk olmuş guguk”. Bunda payı büyük olan eski müttefiklerinin haline ahlanıp vahlanacak değiliz. Lakin bize düşen her durumda basın ve ifade özgürlüğünün, insan hakları, hukuk ve adil yargılanma hakkının yanında durmak. Bize düşen diktatörlüğün algı operasyonlarını bıkmadan teşhir etmek. En başta da bu “hemzeminlerin” müptezelliklerine teslim olmamak için...

Yazarın Son Yazıları

ABD’de darbe tehdidi

ABD’de darbe tehdidi

Devamını Oku
07.09.2018
Zaharçenko darbesi

Zaharçenko darbesi

Devamını Oku
05.09.2018
İdlib’den esen fırtına bulutları

İdlib’den esen fırtına bulutları

Devamını Oku
31.08.2018
Kapitalizm, ırkçılık ve toprak reformu

Kapitalizm, ırkçılık ve toprak reformu

Devamını Oku
29.08.2018
Donbass cephesinden

Donbass, Kiev’in neo-faşist ortaklı rejimine karşı anti-faşist ve anti-emperyalist damar. Yurtsever küçük burjuva devrimiyle Rusya jeopolitiğinin önünü açan diyar...

Devamını Oku
23.08.2018
Trump’ın medya savaşı

Trump’ın medya savaşı

Devamını Oku
17.08.2018
Trump’ın ekonomik savaşı

Trump’ın ekonomik savaşı

Devamını Oku
15.08.2018
Parası olanın düdüğü çaldığı dünya

Parası olanın düdüğü çaldığı dünya

Devamını Oku
10.08.2018
Krizimiz

Krizimiz

Devamını Oku
08.08.2018
Şu Magnitsky

Şu Magnitsky

Devamını Oku
03.08.2018
Donbass damarı

Donbass damarı

Devamını Oku
01.08.2018
İlk dış politika sınavı

İlk dış politika sınavı

Devamını Oku
11.07.2018
Avrupa’nın ‘toplama kampları’

Avrupa’nın ‘toplama kampları’

Devamını Oku
06.07.2018
Meksika deneyi

Meksika’dan deneyi

Devamını Oku
04.07.2018
Yüzyılın anlaşması

Yüzyılın anlaşması

Devamını Oku
29.06.2018
‘Cepten yediğimiz’ Cumhuriyetimiz ve dünya

‘Cepten yediğimiz’ Cumhuriyetimiz ve dünya

Devamını Oku
27.06.2018
‘Medeniyet mültecileri’

‘Medeniyet mültecileri’

Devamını Oku
22.06.2018
ABD ve 24 Haziran tercihi

ABD ve 24 Haziran tercihi

Devamını Oku
20.06.2018
İki zirve: Charlevoix ile Qingdao

İki zirve: Charlevoix ile Qingdao

Devamını Oku
13.06.2018
Dünya Kupası ve siyaset

Dünya Kupası ve siyaset

Devamını Oku
08.06.2018
Çavuşoğlu’nun Menbiç’i...

Çavuşoğlu’nun Menbiç’i...

Devamını Oku
06.06.2018
Yalandan kim ölmüş

Yalandan kim ölmüş

Devamını Oku
01.06.2018
‘İtalya’nın krizi’

‘İtalya’nın krizi’

Devamını Oku
30.05.2018
Tom ve Jerry ile Spike

Tom ve Jerry ile Spike

Devamını Oku
25.05.2018
Irak’ın seçimi

Irak’ın seçimi

Devamını Oku
23.05.2018
Transatlantik’te İran çatlağı

Transatlantik’te İran çatlağı

Devamını Oku
18.05.2018
Filistin’e dair...

Filistin’e dair...

Devamını Oku
16.05.2018
Suriye üzerinden İran-İsrail kapışması

Suriye üzerinden İran-İsrail kapışması

Devamını Oku
11.05.2018
İsrail’in yolları Moskova’ya çıkıyor

İsrail’in yolları Moskova’ya çıkıyor

Devamını Oku
09.05.2018
Trump ile Bibi’nin ‘nükleer oyunu’

Trump ile Bibi’nin ‘nükleer oyunu’

Devamını Oku
04.05.2018
Kore’lerin barışı

Kore’lerin barışı

Devamını Oku
02.05.2018
Bush - Blair Trump - Macron

Bush - Blair Trump - Macron

Devamını Oku
27.04.2018
Nikaragua’da yine ‘Contra’cı tehdit

Nikaragua’da yine ‘Contra’cı tehdit

Devamını Oku
25.04.2018
Erivan’da ‘kadife devrim’

Erivan’da ‘kadife devrim’

Devamını Oku
20.04.2018
‘False flag’ (yanıltma operasyonu)

‘False flag’ (yanıltma operasyonu)

Devamını Oku
18.04.2018
Akıl yitimi çağı

Akıl yitimi çağı

Devamını Oku
13.04.2018
Guta falı: Hedef Rusya

Guta falı: Hedef Rusya

Devamını Oku
11.04.2018
Suriye’de telaşa mahal yok

Suriye’de telaşa mahal yok

Devamını Oku
06.04.2018
Amerika’nın monarkı

Amerika’nın monarkı

Devamını Oku
04.04.2018
Varna farsı

Varna farsı

Devamını Oku
30.03.2018