Çiğdem Toker

İhaleye Kanunla Fesat Karıştırmak

19 Şubat 2014 Çarşamba

Maç başladıktan sonra kural değiştirilmez.
Ama hükümet, Şehir Hastaneleri projesinde tam da bunu yapmaya hazırlanıyor.
Meclis’e bir kanun teklifi geldi.
İhalesi çoktan tamamlanmış, toplam bedeli de 40 milyar lirayı aşan Şehir Hastaneleri projesinde kural değiştiriliyor.
İktidar, henüz kesin sözleşmeleri imzalanmamış, bir kısmının da -seçimler yaklaşırken- “açılışı” yapılan Şehir Kampusları’nda proje sözleşmelerinin koşullarını değiştirme yetkisi istiyor.
Bu teklif yasalaşırsa tek bakanın onayıyla devasa projelerde değişiklik yapmak mümkün olacak.
Sebep? İki yıl önce ihaleyi kazanan firmaların çoğu, kredi kuruluşlarından finansman sağlayamadığı için.
Bitmiş bir ihalede, kredi kuruluşunun yeterli görmediği kira bedeli ya da süresi, tek bir imzayla değiştirilebilecek.
Bu, ihaleye kanunla fesat karıştırmak anlamına geliyor.
Açalım:

***

Şu anda Plan ve Bütçe Komisyonu gündeminde olan yeni bir kanun teklifine çok ilginç bir madde yerleştirilmiş:
“Mücbir sebepler, olağanüstü haller veya sözleşme ve eklerinin uygulanmasını etkileyen bir durumun ortaya çıkması... Bakan onayı ile sözleşme ve eklerinde değişiklik yapılabilir.”
İlk ikisi, yani “Mücbir sebep veya olağanüstü hal” her büyük proje sözleşmesinde yer alır. Deprem, savaş, afet vs. gibi durumlarda, büyük kayıpları önlemek için taraflardan biri değişiklik yapma hakkını elinde tutsun diye.
Sorun, bunlardan sonra gelen “sözleşme uygulamasını etkileyen bir durumun ortaya çıkması”.
Durum ne?
Ortada olağanüstü bir durum, sel, deprem yoksa etkileyen durum ne olabilir?
İhaleyi kazanan firmaların geçen yıldan beri kredi sağlamakta zorluk çektiği, kredi kuruluşlarının hükümetin sözleşme koşullarını ağır, fiyatları yetersiz bulduğu biliniyorsa “durum”un ne olduğu ortada.
Sözgelimi Ankara-Etlik Hastane Kampusu’ndaki 25 yıllık kira bedeli 15 yıla, 276 milyon TL’lik kira bedeli daha düşük bir fiyata çekilebilir.
Bu da ihaleyi alan firmaların devlet eliyle “ödüllendirilmesi” anlamına gelir.
İşin bu kısmı, ihalenin başlangıçtaki koşullarına bakıp ihaleye girmeyen firmaları yakından ilgilendiriyor.

***

Meselenin öteki yüzü, ödediğimiz vergilerle ilgili.
Kredi kuruluşlarının para vermeye yanaşmadığı bu modelin “gerçekçi” olmayan hali bile kamu kaynakları açısından savurganlık.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), sağlık yatırımlarının geleneksel ihale yöntemleriyle çok daha düşük fiyata tamamlanabileceğini kanıtlayan raporu kamuoyuyla paylaştı.
Modelin özü şu: Şirketler proje kapsamında 14 kentte, “beş yıldızlı” kampuslar ve hastaneler yapacak. Devlet de şirketlere 25 yıl boyunca kira ödeyecek.
Ödemeler döner sermayelerden yapılacak.
TTB’nin Sağlık Bakanlığı verilerine dayanarak, sabit yatırım ve kira bedeli rakamları üzerinden yaptığı hesabı paylaşalım: Bakanlığın ön fizibilite raporlarıyla, ihalesi yapılan 8 projede ortaya çıkan rakamlar arasındaki fark 26.5 milyar TL.
Bina ve arsa kullanımları konusunda idari yargıda ortaya çıkan sorunlar bu hesabın içinde yok.
“5 yıldızlı sağlık kampusları”nın mevcut hastanelerin ticaret merkezi olmak üzere şirketlere devri, bunun için de bütçeden kaynak ayrılması anlamına geldiğini söylemek yeterli olur.
Başa dönecek olursak...
Meclis’e getirilen kanun teklifi, çok büyük ölçekli bitmiş ihalelerde tek bir bakana milyarlık değişiklik yapma yetkisi verecek.
Bu yetkiyi, tam da Meclis yerel seçim öncesinde kapanmadan oldubittiyle alacak, sonra da yatırımcılardan bu ülkenin hukukuna güvenmesini isteyeceksiniz.

------------------
Not: Sağlık Bakanlığı, 473 ilacın piyasada bulunmadığını işleyen “İlaç ve Kara Para” başlıklı yazım için açıklama gönderdi. Piyasada olmayan 473 ilaçtan; 7’si kanser, 1’i sinir sistemi olmak üzerine 8 ilacın Türk Eczacılar Birliği’nce getirildiği, 20 ilacın da “muadilinin” piyasada olduğu belirtiliyor. Kan uyuşmazlığı iğnesi sıkıntısını kabul eden Bakanlık, bu ilacın “güncel kurdan” fiyatlandırıldığını bildiriyor. “Mağduriyeti önleme çalışmaları sürüyor” deniyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları