Cüneyt Arcayürek

Kapan!..

12 Aralık 2014 Cuma

Başbakan AD’nin bütçe görüşmelerinde, muhalefetin eleştirilerine yanıt veren konuşmasında süper çağdaş, yeni bir demokratik kural öğrendik
Ebedi ve ezeli patronu ile arasını açmak isteyenler varmış. Bir söylenti.
Aslı astarı var mı yok mu, tartışmaya bile değmeyen bir söylentiye yanıt arayan bir başbakan ne yapar? Omuz silker geçer.
Yok, bu dönem başka dönem... Elbette böyle söylentilere yeni içerikte bir yanıt vermezse Başbakan’ın bu tutumu elbette yeni Türkiye’yi inşa eden kadroya yakışmaz!
Öyle bir yanıt bulmalı ki Profesör Başbakan AD; AKP’nin yazılı olmayan anayasasında ilk madde olabilmeli. İşte bu amaçla, içeride dışarıda alaylara vesile olmaya aday yeni bir söylemle, Saraylı ile arasından su sızmadığını, kuşku yok, sızmayacağını şöyle ifade etti:
“Cumhurbaşkanı benim dünya ahret kardeşim”  dedi.

***

Bu söylemin içeriğini çözümlemek gerek.
Zaten RTE, Cumhurbaşkanlığı’na hazırlanırken koltuğunu bırakacağı, ne söylerse eyvallah diyecek birini seçmek için uğraştı ve buldu.
Aslında RTE’den sonra başbakanlığa toplumda ve kamuoyunda tepkilerle karşılanan, ulusal sorunlardaki karar ve uygulamalarına cumhurbaşkanı iken karşı çıkan Abdullah Gül’ün gelmesi bekleniyordu ama...
... Oysa RTE, kendinden sonra ülkeyi daha demokratik, daha çağdaş ilkelerle yönetecek birini aramıyordu.
O Saraylı olduktan sonra dediklerini itiraz etmeden uygulayacağını saptadığı, geçerli söylemle biat ettiğinin kanıtı olan, “Saraylı benim dünya ahret kardeşim. Ne derse o” diyecek birini arıyordu ve buldu.
Partisini evirdi çevirdi, Abdullah Gül’ü harcadı.
Bütçe görüşmelerinde ebedi ve ezeli patronu gibi Meclis kürsüsünden bağırarak söylediklerine inandıracağını sanan AD; RTE’nin tam istediği gibi bir başbakan olduğunu bu sözüyle belgeledi.

***

Bütçe görüşmelerinde muhalefet liderleri; ülkenin sosyal, ekonomik alanlarda gerilediğini, büyüyemediğini örneklerle kanıtlayarak eleştirince…
... Bugünkü başbakan, daha önceki gibi inanılmaz bir inkârcılığa örnekler verdi.
Dün, tabii henüz yalaka olmayan gazeteler, büyüme hızının geçen yılın 2.5 puan gerisinde, yani büyümede yaya kaldığımızı manşetlerden resmi verilere dayanarak ilan ediyorlardı.
...Bu Başbakan ise AKP’nin ülkede yoksulluğu hemen hemen sona erdirdiğini Meclis tutanaklarına geçirirken... Daha bir hafta, on gün önce resmi istatistikler, ülkede yoksulluğun geçen günlere oranla arttığını... Muhalefet ise 50 milyon kişinin açlık sınırında olduğunu kürsüden ifade ediyordu.
HHH
Ama AD; patronu gibi ana muhalefetin eleştirilerini ucuz yoldan karalamaya, CHP’yi darbeci parti diye suçlayarak gerçeklerin üzerini örtmeye girişti.
Yahu dön de aynada kendine bak!
Askeri vesayeti kaldırıyoruz diye orduyu komutansız bırakan ama yerine diktatörlükten bozma tek adam sıfatı ile sivil vesayet uygulayan dünkü başbakan, günümüzün Saraylısı ve devamı bizzat kendileri değilmiş gibi AD’nin bağıra çağıra söylediği suçlamaların elbette beş paralık değeri yok!

***

Çözüm yollarında barış aradığını söyleyen bu iktidar, bugün İmralı’nın yıllardır hazırladığı kapana düştü.
Bay RTE, İmralı’nın demokratikleşme paketindeki şu dayatmalara ne diyecek, ne yapacak:
Yıllardır geveledikleri dayatmaları İmralı açığa
vurdu.
Kandil’in de kabul ettiği İmralı’nın demokrasi programına göre:
Güneydoğu illerine demokratik özerkliğin sağlanması, Kürtlerin varlığını (devletin Kürt ve Türklerden kurulu olduğunu) içeren ve böylece Kürtlerin varlığının anayasa ve yasal güvenceye kavuşması ve tabii doğrudan Öcalan’ı ilgilendiren genel affın çıkarılmasıyla ve ancak bu koşulların gerçekleşmesiyle iç barışın sağlanabileceğini resmen açıklamış oldular.
Şimdi sorgulamanın ve söylemenin zamanı geldi.
İmralı+Kandil+HDP ile barış görüşmelerindeki masanın bir ucunda oturarak Türkiye adına müzakereler yapan Bay RTE...
... Hadi şimdi çık ekrana; İmralı’nın kabule zorladığı, birlik ve beraberliğe aykırı dayatmaları ya ver, seçimde oylar bana gelir de veya bu koşullar TC’nin bütünlüğüne aykırıdır diye reddet de boyunu bosunu görelim!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları