Cehaletin temsilcisi bir cahilin örneğin faiz konusunda Merkez Bankası’na ve başkanına açtığı savaş, halkımıza 90 milyar yeni yüke mal oldu.
Medyamız başımızdaki ekonomi cahilinin Türkiye’ye döviz şoku yaşattığından, milleti fakirleştirdiğinden, ekonomiyi dar boğaza ittiğinden bugünlerde tek satır söz etmiyor.
Bir hafta öncesine kadar Bay RTE’nin MB’ye saldırılarıyla doların ateşinin birden yükseldiğini içeren süreci bu ülke sanki yaşamamış gibi, önceki gün Merkez Bankası’nın faizi sabit tutmasını olağan karşıladı...
***
Oysa her konuyu tartışacak ve her sorunu çözecek bilgi hazinesinden zaten yoksun, üstelik MB başkanını faizleri indirmediği için vatan haini diye suçlayan, haddini bilmez kişi; ne yazık ki ülke yönetimini tepeden idare ettiğini bir vesile ilan eden ve sıfatı Cumhurbaşkanı olan kişi...
Bay RTE’ye, kulaktan dolma yarım yamalak ekonomik bilgisiyle kısa sürede halkın sırtına 90 milyar yüklemesinin hesabı sorulmuyor.
Düşünebiliyor musunuz MB Başkanı vatan hainliği suçlamasını sineye çekerek faizler ne zaman inebilir, enflasyon ne vakit düşebilir konularını içeren ekonomi fakültesi öğrencilerine ilk sınıfta öğretilen kuralları içeren 130 sayfalık bir rapor vermek zorunda kaldı.
Bu dersi memnuniyetle sindiren Cumhurbaşkanı da görüşmenin sonunda MB ile arasındaki acımasız tartışmayı tatlıya bağladık diye özetledi ve böylece yüzsüzlüğün daniskası bir örnek verdi...
Doları tırmandırarak halkın yaşam koşullarını bir ölçü daha yoksullaşturan sanki kendisi değil gibi, sıkılmadan hâlâ başkanlık sisteminin neresi diktatörlük diye sağda solda halka nutuklar atıyor.
***
Bir de diktatörlüğünü sağlayacak yeni anayasa yapacak siyasal güçte olursa artık yaşamımıza, özgürlüklerin başına neler gelebileceğini elbette tahmin edebilirsiniz!
***
Şimdi de anayasayı ayaklarının altına alıyor, halkı tatlı vaatlerle uyutarak ülkeyi bambaşka iklimlere sürüklüyor.
Giderek yoksullaşan karizmasına güvenerek toplama kalabalıklardan -ağzından kaçırdı- başkanlık sistemine gürültüsüz patırtısız geçebilmek için 400 milletvekili istiyor.
Fakat 7 Haziran’da hâlâ genel başkanı gibi davrandığı AKP’nin 400 milletvekilliği kazanması ham bir hayal.
Olsa olsa zayıf bir çoğunluk sağlayabilir ve tabii ustası olduğu siyasal oyunlarla başka bir partinin desteği ile başkanlık sistemini deneyebileceğini sanıyor...
***
Buna da heveslenmesin. Bakıversin muhalefet partilerinin açıklamalarına....
CHP lideri Kılıçdaroğlu bir değil birkaç defa, “CHP var oldukça RTE asla başkan olamayacak!” dedi...
MHP lideri Devlet Bahçeli bugün tahammül edemediği RTE’nin başkan olmasına rıza gösterebilir mi?
Yüzde 10 barajını aşarak Meclis’te güçlü bir grup kurması beklenen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, partisi adına halkımıza şu kesin vaadi vurgulayan sözlerine kulak ver RTE... “HDP var oldukça (tam üç kez) seni başkan yaptırmayacağız” dedi.
***
Bu bilgileri özetlersek seçimden üç ay önce, hele halkımız rejimsel bilinçle HDP’nin yüzde 10 barajını aşmasını sağlarsa; CHP-MHP-HDP:
RTE’nin başkanlığına karşı güçlü bir cephe oluşturmuş oluyorlar.
İşte bu; 7 Haziran’ın hayırlara vesile olacağına işaret!
