Dikmen Gürün

70. sanat yılı ve Müjdat Gezen...

24 Ocak 2023 Salı

Müjdat Gezen’in 70. sanat yılı “İğne atsan yere düşmez” bir kalabalıkla kutlandı geçtiğimiz hafta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda... Sanatçının sahnelere veda ettiğini belirttiği ama ne sunuculuk görevini üstlenmiş olan İlker Ayrık ne de konuşmacılar ve seyirci “veda” sözcüğünü asla kabul etmediler. Gökmen Ulu’nun 2021 sonunda yazmış olduğu Müjdat Gezen kitabından yola çıkarak yaptığı belgeseli sanat ve siyaset dünyasından konuşmacılar takip etti. Ardından, kızı ve torunuyla kısa bir söyleşi ve de mini bir konser geldi. Kapanışta sahneyi dolduran her yaştan öğrencileri ise ayrı bir güzellikti... 

O geceyi “Cumhuriyet” gazetesi tüm detaylarıyla paylaştı. Bu nedenle, ben de bugün, Müjdat Gezen’in Cumhuriyet Kitapları’ndan çıkan Deveye Sormuşlar: Süzgeçten Geçmiş Anılar kitabına değinmek istiyorum. İnsanı gülümseten, kimi zaman hüzünlendiren, düşündüren ve de düne olduğu kadar yarınlara duyulan özlemi paylaşan bir güzel yazılar bütünü. 

‘UMUTLANIN. GELİYORLAR’ 

Mizahi ve eleştirel bir üslupla işletiyor kalemini Gezen... “Direktif” sözcüğünün önemine değiniyor örneğin. Ve soruyor: “Bizim memlekette bakan var mı?”, “Diyelim ki bakanlıklar var. Bakanların inisiyatifleri var mı? Mesela bir bakan tek başına kimseden direktif almadan karar verebiliyor mu?” 

Bir başka yazıda son yirmi yılda din istismarının nasıl tavan yaptığına değiniyor. “Ayıptır. Burası Cumhuriyet ülkesidir” diyerek koyuyor son noktayı. Atatürk hayranlığını, Atatürk sevdasını her fırsatta dile getiriyor.

Her alanda eğitime verdiği önemi vurguluyor. Salt MSM (Müjdat Gezen Sanat Merkezi)’den yetişen gençlere değil, bugünün gençliğine olan inancını dile getiriyor. “Umutlanın. Geliyorlar” diye sesleniyor.

‘HEP OLACAKSINIZ HEP VARSINIZ’ 

Müjdat Gezen’in mutlu çocukluk, gençlik yılları, dostlukları, arkadaşlıkları da yer alıyor bu bütünün içinde. Hulusi Kentmen’den Metin Akpınar, Zeki Alasya’ya, Emel Sayın, Müjde Ar, Öztürk Serengil’e, Zeki Müren ve Bülent Ersoy’a, Celal Sururi’ye ve daha pek çok sanatçıya değinirken Kemal Sunal ile Levent Kırca’yı, Ferhan Şensoy, Rasim Öztekin’i anmadan geçmiyor. Kandemir Konduk, Perran Kutman, Mustafa Alabora ve hele de Savaş Dinçel yakın çalıştığı isimler olarak belirleniyorlar sanki. “Savaş’ı çok özledim” diyor sona yaklaşırken. 

‘BİTİRİRKEN’

Bu fasılda açıklıyor artık oyun yazmaya dönmek istediğini. “Gücüm ve ömrüm yettiğince yazmaya çalışacağım” diyor. Bu arada çok yakın arkadaşı Uğur Dündar’a gönülden selam ediyor. Kızı Elif’e, torununa sevgisini vurguluyor. Her zaman yanında duran her anlamda güzel karısı Leyla’yı aşkla kucaklıyor... 

“Sonsöz” ise Müjdat Gezen’in inandığı doğrular adına ödün vermeyen duruşunu bir kez daha ortaya koyuyor: “[...] Hiçbir gücün, hele hele faşist güçlerin karşısında hiç mi hiç eğilmedim... Sanatçı dik durmak zorundadır, eğilmez. Onu ne iç güçler ne dış güçler ne para ne de pul eğebilir. Aslı budur. Ama kişi eğilip bükülüyorsa kimi iktidarlar değiştiğinde ‘fabrika ayarlarına dönüyorsa’ o, onun meselesidir. Kimseyle ilgilenmem ben böyle konularda. Ben kendim ne yapıyorsam ona bakarım. En baskıcı devirlerden biri olan 12 Eylül’de eğilmedikse, daha da baskıcı olan son yirmi yılda eğilmedikse kimse bizden bunu beklemesin...” 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları