Doğan Satmış

Gonca Vuslateri Neden Haklı?

02 Mayıs 2015 Cumartesi

Oyuncu Gonca Vuslateri, “Bir Türk’le evlenmeyeceğim” deyince ne ırkçılığı kaldı ne de Tuğçe’liği.
Aslında önce ben de tepki gösterdim kendisine.
İnsanların kategorilere ayrılması ve kategorilerin genelleştirilmesi ayrımcılığın Türkçesi zaten.
Ancak sonra, attığı tweetlerde Vuslateri kendini şöyle savundu:“Kadının önemsenmediği, ‘o tarafın bu’su, bu tarafın bilmemnesi’ dendiği bir ülkede, düşüncemin tek zerresini değiştirmem.”
Vuslateri’nin haklı olduğu nokta bu, yani kadınların Türk toplumundaki “değersizliği”.
Türkiye’de kadına verilen önem hiçbir zaman istenen düzeyde olmadı. AKP’nin “İleri Demokrasi”sinde ise daha da geriledi.
Size bir örnek vereceğim ve bence en önemli gösterge bu:
Anayasa Mahkemesi’ne geçen hafta yine bir erkek üye atandı ve 17 üye arasında maalesef tek kadın üye yok.
Muharrem Sarıkaya yazınca, dikkatimi çekti ve 17 üyeyi tek tek inceledim, 8’i bıyıklı 9’u bıyıksız, tam 17 erkek.
Oysa eskiden, üye sayısı az iken bile kadın yargıçlar vardı.
ABD Yüksek Mahkemesi’nde 9 üye var, 3’ü kadın.
Yunanistan’da ise yüksek mahkemenin başkanı bir kadın.
Peki niye bu o kadar önemli.
Çünkü, Anayasa Mahkemesi ya da yüksek mahkemeler; çağdaş toplumların en önemli “Vicdan Müessesesi”. “Adalet”te kuşku doğarsa, nihai kararı verecek yer, ne TBMM, ne siyasi iktidar, ne de başka bir yer.
Sadece Anayasa Mahkemesi.
Anayasaya göre, “Kanunları denetlemek, hak ihlallerini denetlemek, cumhurbaşkanı, bakanlar, üst düzey generalleri gerektiğinde Yüce Divan olarak yargılamak” hep bu kurumun görevi.
Ancak Anayasa Mahkemesi, 17 üyesi ile tüm bu işleri, en ufak kadın bakışı olmadan çözüyor.
Merak ediyorum, önlerine kadınlarla ilgili bir konu gelince, nasıl karar veriyorlar.
Mesela, tecavüze uğrayan bir kadının hissettiklerini nasıl hissediyorlar ya da anneliği nasıl içselleştirip adalet dağıtıyorlar.
Herhalde eşlerine filan soruyorlardır. Böyle bir durum çağdaş bir ülke için ayıptır.
Diyeceksiniz ki: “Yaşananları görmüyor musun? Yargı mı kaldı?”
Evet, inanılmaz olaylar yaşadığımız doğru. Adliyede bugün hâkim olarak tahliye kararı veren, 5 gün sonra tutuklanıyor, “Karakuşi” kararlar alınıyor.
Ama bunların hepsi, yargıya o çarpık bakışın sonucu. Yüce Mahkeme’de 17 erkek, sıfır kadın olursa, olacağı da bu.
Tüm bu yaşananlar da Vuslateri’yi haklı çıkarıyor. Konuş Sayın Vuslateri, ne söylesen az.

Ombudsman ve bir cevap
Hatırlayacaksınız, geçen hafta, THY’de çok başarılı bir yönetici olan Hamdi Topçu’nun, sırf 17-25 Aralık soruşturmasını başlatan Zekeriya Öz’ü elinden tutup Erdoğan’a getiren kişi olduğu için işinden olduğunu ima eden bir yazı yazmıştım.
Yazıyı sonuna kadar okuyan, böyle anlar diye düşünmüştüm.
Yanılmışım.
Gazetemizin ombudsmanı, bu imayı fark etmediği gibi yazıda bir de Türk Hava Yolları reklamı yaptığım sonucunu çıkarmış ve uzun bir yazıyla beni eleştirmiş.
Böylece Türk Hava Yolları reklamlarını yapan Kevin Costner, Messi, Drogba ile aynı kategoriye girdim.
Ombudsmanımıza teşekkür ederim ama bir çift sözüm var:
Tabii ki ombudsman aynı zamanda bir okurdur ve bir okur olarak yazarları eleştirebilir ama genelde onların görevi yazarları hizaya getirmek değil, gazetenin yorum dışı içeriğini denetlemektir.
Eski bir ombudsman olarak ben onun yerinde olsam, bana ayırdığı köşede daha güncel bir konuyu irdelerdim.
Geçen hafta Cumhuriyet, 91 yıllık tarihinde bir ilke imza atarak, 24 Nisan’da ilk kez Ermenice bir başlık attı ve bir hayli tartışıldı.
Keşke ombudsman olarak “bu cesur adım”ın farklı yansımalarını konu alsaydı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Volkan nasıl patladı? 21 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları