Ebru Kılıçoğlu

Allah kerim

01 Kasım 2020 Pazar

Tempolu oynar, oyuna hükmeder, bol pas yapar, daima kendi futbolunu oynar, seyretmesi keyif verir. Böyle başlamıştı sezona Galatasaray. Genel karakterine, DNA’sına uygun olarak. Ancak sezonun ilk iki maçından sonra anladık ki, bu sezon oynanacak futbolun tanımı, tribünlerin icadı olan eğlenceli slogana dönmüş durumda “Fatih Terim, Allah kerim...” Zira Sarı-Kırmızılı futbolcuların nasıl bir futbol sergileyeceği, en az ergenlerin ruh hali gibi: Tahmin edilebilir değil. Bir son derece keyifli, bir depresyonda... Nitekim dün de o günlerden bir tanesi. İstatistiklere kalsa yüzde 70’lik bir topa sahip olma oranıyla “sahaların efendisi” rolünde ev sahibi takım. Ama oyuna bakıldığında ancak vasatı, o da ucu ucuna yakalıyorlar. Maçın ilk golünün geldiği 45+2. dakikaya kadar bol bol koşuyorlar. Ama ne bir pozisyon ne bir baskı ne de bir tempo var sahada. Ankaragücü’nün de bu durumdan bir şikâyeti yok. Onlar zaten biraz defans yapıp biraz da kontratak kovalayıp gidecekler, bu çok belli. O arada işte Bolingi ya da Diousse bir güzel pozisyon yakalar da top ağlara kavuşursa, günün ikramiyesi olacak.

İlk yarıda Ankaragücü’nün tek pozisyonu 36. dakikadaki Lobzhanidze’nin şutu; ki Okan ustaca çıkartıyor. Bundan sonraki tek “aksiyon” ise 45+2. dakikadaki gol. Saracchi’nin sol kanattan getirdiği topu içeri çeviriyor, Babel şık bir vuruşla ağlara yolluyor. İkinci yarıda Galatasaray daha baskın bir futbol sergiliyor. Girdiği gol pozisyonlarını da (hiçbirini ağlara kavuşturamasa da) artırıyor. Bunda hem Galatasaray’ın yaptığı oyuncu değişikliklerinin hem de Ankaragücü’nün oyun konsantrasyonunu biraz yitirmesinin etkisi var. Yine de Galatasaray son düdüğe kadar “Aldım ben bu 3 puanı” diyemiyor. Özellikle de 90+3. dakikada Ankaragücü’nün direkten dönen topu dikkate alındığında... Sonunda vasat da olsa 1 gol puanları getiriyor. Galatasaray, moralini 3 puan daha yükseltiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sayılarla... 13 Aralık 2024
Üç ve altı 9 Aralık 2024
Denklem 2 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları