Galatasaray’ı ne üst üste maç kazanmak motive etmiş ne de sıralamada daha yukarı tırmanma arzusu. Bunun yerine ‘Bir an önce bitse de gitsek’ ruh haliyle, rakibine ‘maruz’ kalmayı tercih ediyor. İlk düdükle beraber Konyaspor’un oyununu kabul ediyor, sahasına hapsoluyor ve en kötüsü bu duruma çare de üretemiyor maç boyunca. Teknik direktör Torrent de oyuna müdahale etmek yerine seyirciyle birlikte izlemeyi tercih edince, Konyaspor istediğini elde etmiş oluyor. 

Onların 4-2-3-1’lik son derece oturmuş taktik dizilişlerinde herkes ne yapacağını biliyor. Zaten bu hâkimiyet de onları 20. dakikada 2-0 öne geçiren unsur oluyor: 8. dakikada Bytyqi’nin asistini Ahmed Hassan ağlara yolluyor. 20. dakikada da Rahmanovic kornerden başlayan bir atağı tamamlayarak takımına 2-0 üstünlüğü sağlıyor. 

Gollerden sonra, Konyaspor kendini fazla yormuyor. Bir yandan sıkı savunma anlayışını devam ettirirken ara ara da kontratak kovalayarak maçı sürdürüyor. Galatasaray’ın buna verdiği karşılıksa, ‘karşılık vermemek’ oluyor! İkinci yarının başında Emre’nin kalecide kalan şutu dışında Galatasaray’ın ürettiği pozisyon yok. 60’tan sonra yapılan oyuncu değişiklikleri de takımı güncellemeye yetmiyor. Galatasaray’ın oyunu son dakikalarda biraz hareketlense de yeterli olmuyor. Konyaspor, istediği 3 puana 20 dakikalık bir oyunla sahip olurken, Galatasaray tezkeresine şafak sayan uzun dönem asker gibi çıktığı maçı, aynı ruh haliyle tamamlıyor.