İngiliz ekonomist Timothy Ash, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hükümetinin mali politikalarını eleştiren bir uzman. Ash, geçen haftalarda sosyal medyada bir paylaşımında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimleri kazanması durumunda Batılı finansmanın Türkiye'ye yeniden akacağını söylemişti. 

Merkezi Londra'da bulunan Bluebay Varlık Yönetimi Şirketi’nin gelişen piyasalardan sorumlu kıdemli stratejisti Ash ile Mayıs seçimlerinin olası sonuçlarını ve ülke ekonomisine etkilerini konuştuk. 

Bir paylaşımınızda eğer Kılıçdaroğlu kazanırsa Türkiye’den kaçan Batılı yatırımın yeniden döneceğini söylemiştiniz. Bunu açabilir misiniz?

Piyasadaki genel hava bu yönde. Son 5-10 yılda yabancı kurumsal yatırımcılar Türkiye'ye yönelik  faaliyetlerini geniş ölçüde düşürdüler. Piyasa verilerine baktığımızda bu rakamın 140 milyar dolardan 20 milyar dolara düştüğünü görüyoruz. Türkiye’deki parasal ayarlar nedeniyle güven duymuyorlar. Türkiye’ye yönelik olumsuz oranlar var ve sürekli krizin eşiğinde izlenimi veriyor. Bu ortamda Türk lirasına bağlı varlıklara yatırım yapmayı savunmak oldukça zor. 

MUHALEFET KAZANIRSA İKİNCİ BALAYI YAŞANIR

Eğer ekonomide ortodoks politikalara dönüş (ekonominin geleneklere bağlı, kabul görmüş kuralları) ve normalleşme olursa yatırımcılar Türkiye'ye dönecektir. Yabancı yatırımcılar muhalefetin ekonomik ekibini iyi tanıyor ve saygı duyuyor.

Muhalefetin kazandığı bir senaryoda ülkedeki ekonomik beklentileriniz neler?

Eğer muhalefet kazanırsa bu dönem batıyla ikinci bir balayı dönemi olur. Muhalefetin ekonomik anlamda soğukta kalan Türkiye’yi içeri alması büyük bir kazanç olur. Batılı yabancı büyük bir sermayenin Türkiye’ye akacağını göreceğiz. Muhalefet bu yatırımcı rüzgarını arkasına alacak. Mali kurallarda ortodoks politikalara dönmek oldukça önemli. Ancak benim endişem altı partiden oluşan bir koalisyonun ülkeye siyasi istikrar getirip getirmeyeceği. Türkiye'de koalisyon hükümetleri çok kalıcı olmuyor. Ekonomik anlamda iyi bir ekiple sorunlar kolayca aşılabilir. Ancak asıl soru şu; bu kadar farklı siyasi çizgilerin bir araya geldiği koalisyon istikrarı sağlayabilir mi?

Peki Erdoğan'ın kazandığı bir senaryoda ekonomik tablo nasıl olur?

Öncelikle Türk lirası değer kaybedecek. Bu seçimler için kurun değeri yönetiliyor. Sonunda Merkez Bankası faiz oranlarını yükseltmek zorunda kalacak. Kurun piyasa değerinde büyük düşüş olacak. Daha fazla para çıkışı yaşanabilir. Hükümet çok kısa sürede ödemeler dengesinde zorlukla karşılaşacak. Ya da dışarıdan büyük bir çek arayışına girecekler. 

KÖRFEZ ÜLKELERİ ERDOĞAN'I ZORLAYABİLİR

Hangi ülkelere baş vurabilirler?

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Körfez Ülkeleri’ne giderler diye tahmin ediyorum. Putin elbette bu seçimlerde Erdoğan'ın kazanmasını istiyor. Suudiler seçimler sonrası borç verebilir ama ortodoks politikalara geçmesini de isteyebilirler. Mısır’dan bunu talep etmişlerdi. 

Erdoğan'ın kazanması durumunda batılı yatırımcı gelmez diyorsunuz?

Eğer Türk lirası rekabetçi bir düzeye ulaşmaz ya da faizler artmazsa hayır gelmez. Batılılar mevcut para politikaları altında gelmez. Seçimler bu açıdan da çok ilginç. Batılılar Erdoğan’ın iç politikada malzeme yapmaması için seçimlerle ilgili pek yorum yapmıyorlar. Ancak seçimlerden sonra Batı Erdoğan’a ‘Kimin tarafındasın? NATO mu değil mi? Neredesin?’ diye sorabilir. Çünkü o noktada Erdoğan’la bir kavgaya girmekten çekinmeyeceklerdir. Seçimlerden sonra Batı’nın iyi davranmasının bir faydası yok. Türkiye’nin nerede durduğunu bilmek isteyecekler. 

Sizin seçimlerle ilgili tahmininiz nedir?

Bu seçim sonuçlarını tahmin etmek çok zor. Seküler Türk analistler Erdoğan'ın kaybedeceğine inanıyor. Bu anlamda piyasalar oldukça aktif. Ben ise kimin kazanacağından emin değilim. Büyük bir farkla muhalefet kazansa da şaşırmayacağım, 2 puan farkla Erdoğan kazansa da. Her iki tarafa da savrulabilir bu seçimler. Sonuçları bilmek gerçekten çok zor.