Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bu kadar ahlaksızlık ancak eğitimle olur

15 Aralık 2022 Perşembe

Değerli okurlarım, “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” çökertilip yerine tarikatların etkisindeki “Şahsım Devleti” kurulunca toplumun bütün kurumları, bütün kuralları, bütün değerleri altüst oldu...

Cehalet ve ahlaksızlık, toplumun bütün kesimlerinde görülmeye ve egemen olmaya başladı.

Sadece son günlerde medyaya yansıyan olaylar bile tüyler ürpertici:

Sapanca’da, 6 yaşındaki bir kız çocuğu bir tarikat şeyhi olan babası ve annesi tarafından tarikatın bir müridiyle evlendiriliyor.

Devlet kurumları iki yıl boyunca sessiz kalıyor; ancak olay kamuoyuna yansıyınca harekete geçiliyor; ama baba, anne ve çocuğa tacizde bulunan (tecavüz eden) kişi savcının tutuklanma istekleri reddedilerek hâlâ serbest dolaşıyor.

Karaman’da bir tarikat vakfının yurdunda kırktan fazla erkek çocuk tacize (tecavüze) uğruyor.

Bu olay karşısında yetkililer, “Münferit bir olay”, “Bir defadan bir karalama olmaz” gibi yorumlar yapıyorlar.

Bursa’da bir tarikat şeyhi müritlerine “badeleme” (bademleme) yapmaktan mahkûm oluyor.

Sakarya’da bir tarikat şeyhi bir çocuk tacizi (tecavüzü) dolayısıyla (iyi hal indirimi uygulanmasına rağmen) hapisteyken, bir başka taciz (tecavüz) olayından dolayı beraat ettiriliyor.

Erzurum’da Kuran Kursu’nda yedi çocuğa cinsel taciz (tecavüz) yapıldığı ortaya çıkıyor ve sanık itiraf ediyor.

Adana’nın Aladağ ilçesinde bir tarikat yurdunda çıkan yangında 12 kız çocuğu yanarak ölüyor; ailelerin hiçbiri şikâyetçi olmuyor.

Elazığ’da bir cemaat yurdunda bir tıp öğrencisi baskılara dayanamadığını belirterek bir mektup bırakıp intihar ediyor.

Antalya’daki bir tarikat yurdunda bir üniversite öğrencisi satırla başı kesilerek öldürülüyor.

Bu olayların pek çoğunda tecavüze uğrayan hatta öldürülen çocuklarımızın aileleri ya olayları örtbas etmeye çalışıyor ya da şikâyetçi olmuyorlar.

Çünkü onlar da aynen birçok devlet kurumları gibi tarikatların, cemaatlerin etkisine girmişler.

Bir Adalet Bakanı da, pedofili suçunu oluşturan, kız çocuklarının çok küçük yaşlarda evlendirilmeleri için “Bunlar tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler” demişti.

Bu arada kadınlara şiddet ve erkeklerin işlediği cinayetler artarak sürüyor.

Sağlık personeline şiddet, sağlık hizmetlerini bile engellemeye başladı.

Halk ise, bütün bunlar olurken, açlıkla boğuşuyor.

***

Bu cehalet ve ahlaksızlık nasıl yaygınlaşıyor?

Devlet kurumlarının, özellikle de yargının, “Şahsım Devleti” bağlamında, tarikatların etkisinde yeniden yapılandırılmasıyla sağlanıyor bu dönüşüm.

1) Askeri bir darbeye girişecek kadar güçlendirilen FETÖ’den temizlenen yerlere, özellikle de yargıya, asker ve sivil güvenlik güçlerine, sağlığa ve eğitime, başka tarikat ve cemaatler yerleştiriliyor.

2) Başta yargı olmak kaydıyla bütün devlet kurumlarına AKP’nin çeşitli kademelerinde görev yapmış olan kişiler atanıyor.

3) Diyanet İşleri Başkanlığı, bütün toplumsal, ekonomik ve hatta hukuksal etkinliklerde rol sahibi kılınıyor ve dönüşümün öncüsü yapılıyor.

4) Meclis kararıyla imzalanmış olan ve kadınları aile içi şiddetten de koruyan “İstanbul Sözleşmesi”nden, tarikatların baskısıyla bir gece yarısı tek bir imza ile çıkılıyor.

5) “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tarikatların etkisindeki “Şahsım Devleti”ne dönüştürme süreci bağlamında, Anayasa’ya aykırılığı ve sakıncaları Zülâl Kalkandelen’in dünkü yazısında ayrıntılı olarak anlatılan, erkeklerin kadını iyice örtme çabası, devlet kurumlarına da yaygınlaştırılarak bir Anayasa hükmü haline getirilmek isteniyor.

6) Toplumu tarikatların etkisindeki “Şahsım Devleti”ne biat ettirmek için, Milli Eğitim’e de el atılıyor ve MEB, tarikatların vakıf ve dernekleriyle protokoller imzalayarak evlatlarımızın eğitimlerini tarikatlara ipotek ediyor. İzinli ve izinsiz Kuran Kursları yaygınlaştırılıyor.

7) Suriye’den ve öteki Müslüman ülkelerden milyonlarca “sığınmacı” ithal ediliyor ve bunlara özel olanaklar sağlanarak bir bölümü seçmen de yapılıyor.

8) Tarikatlar ve yandaş şirketler, devlet eliyle yapılan gayrimenkul tahsisleriyle, özel vergi imtiyazlarıyla, ihale yasasının özel hükümleriyle destekleniyor, zenginleştiriliyor.

***

Bütün bu süreç sırasında toplumun bütün birikimlerinin, gelirlerinin ve servetinin yağmalanması, oligarşiye nakledilmesi çeşitli yöntemlerle, en sonunda da yüzde 200’e dayanan gerçek enflasyon aracılığıyla devam ediyor.

Zaten “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen, tarikatların etkisindeki ucube “Şahsım Devleti”nin kuruluşu, bu amaca yöneliktir.

SON DAKİKADA Ekrem İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün ceza verildi ve bu cezaya göre siyasal yasaklı olacak.

Bu son derece haksız ve hukuksuz siyasal karar İstanbul halkının iradesine karşı verilmiştir ve tarikatların etkisindeki Şahsım Devleti’nin son marifetidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Filler savaşında Türkiye 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları